Beni takip ediyorsanız görmüşsünüzdür, telefonum bozuldu ve bilgisayara erişimim yok denecek kadar az. Bu bölümü öyle zor şekilde yazıyorum ki, kaç kez sinir krizi geçirdim yazarken. Şimdi de yüzümde maske, kucağımda temizleme jelleri falan var bakım yapmaya çalışıyordum ĞFKEĞDLWĞDLWĞSL
Telefon küçük, parmaklarım da kısacık olduğu için kolay kullanırım sanmıştım ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Üstelik telefonum tamirden ne zaman gelir onu bile bilmiyorum. Bırakın fici, mesaj bile yazamıyorum ama sizi de bekletmek istemedim ve bir an önce bitirmek istiyorum, çok uzun bir fic olmayacak zaten. 15-16 gibi biter ve yerine başka bir şeyler yazacağım
Hataları görmezden gelirseniz sevinirim, psikolojik olarak çok değişik bir ruh hali içindeyim, bir de bunu kafaya takmak istemiyorum açıkçası.
Sizi seviyorum<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu akşam benimle buluşur musun?"
Telefonu kulağıma götürür götürmez duyduğum cümle afallatmıştı beni. Aramaya böyle mi cevap verilirdi?
Şaşkınlığımı sesime yansıtarak "Ne?" dedim, söylediğim şey telefonun diğer ucundaki adamın derin bir nefes alıp vermesine neden oldu. "Anlama konusunda sorunlarının olduğunu sanmıyorum, Yoongi." dedi Jimin net bir sesle. "Söylediğim şey gayet açıktı."
"Pekâlâ," dedim sessizce. "Telefonu açar açmaz bunu duymayı beklemiyordum yalnızca. Bir sorun mu var?"
Jimin'in çıkardığı "Umm," sesi, dudaklarıma aptalca bir sırıtmayı yerleştirirken ensemi kaşıdım. "Seni görmek istiyorum desem?"
Konuşmanın başından beri kurduğu her cümleyi sert bir ses tonuyla kurmuştu ama beni görmek istediğini söylerken sesini inceltmiş, tatlı bir tınıyla fısıltı şeklinde konuşmuştu ve bu, gülümsememin daha da büyümesi için yeterliydi bile. "Evde değil misin?"
"Hayır, mahkemedeyim." dedi Jimin, cümlesi bittikten sonra oflamıştı. "Jiwoo'yla boşanacağız, onunla alakalı birkaç işim kalmıştı."
Kurduğu cümleyle kaşlarımı kaldırdım. "Seni almamı ister misin?" dedim arkama yaslanırken. "Sonra dışarı çıkıp biraz kafa dağıtırız, ne dersin?"
