Merhaba! Bu hikayeyi güncellemeyeli çok oldu, farkındayım. Özür dilerim. Umarım beklediğinize değer. Artık devam edeceğim. İlginiz ve sevginiz için teşekkür ederim . İyi ki varsınız, sizi seviyorum.Umarım bu ara süresince hep mutlu ve iyi olmuşsunuzdur. Bundan sonra arayı bu kadar açmayacağım ve düzenli olarak bölüm yazacağım söz veriyorum. Ve sözümü tutacağıma da söz veriyorum. Umarım iyi ve mutlusunuzdur. Hep mutlu olun, sevin ve sevilin. Ben sizi çok seviyor ve değer veriyorum. Çünkü çok değerlisiniz ve benim için çok anlam ifade ediyorsunuz. Hiçbir şeye üzülmeyin ama eğer konuşacak birini ararsanız benim her zaman sizin için burada olduğumu unutmayın. Sizi çok seviyorum, umarım kalbinizde sevgimi hissedebilirsiniz. Siz yeterince iyisiniz ve sevilmeye layıksınız. Başkalarının söylediklerine kulak asmayın, beni duyun ve dinleyin. Sevgiyi hak ediyorsunuz ve umarım hep güzelliklerle buluşursunuz. İyi okumalar diliyorum! Bir de yorumlarınızı bekliyorum (:
----------------------------------------------------------
Kargaşa bittikten sonra Cedric çadırda maçın kargaşasını atlatmaya çalışıyordu. Özel çadırında, mutfakta rahatça otururken aynı zamanda çayını yudumluyordu. Yalnızdı, çünkü babası Amos dışarıda bazı bakanlık yetkilileriyle dışarıda muhtemelen içki içiyor ve eskiden ne kadar genç oldukları hakkında yakınıyorlardı.
Cedric çığlıklar duyduğunda İrlandalıların sadece galibiyeti kutladıklarını düşündü. Gürültüleri duymazdan geldi ve çayına odaklanmaya karar verdi.
'Cedric! Cedric!'
Cedric bir anda korkuyla kupasını düşürdü ve çayın bir kısmını ahşap masaya döktü. Babasını çadırda bulmak için etrafta dolaştı ve hızla babasına doğru koştu.
'Baba' korkuyla sordu. 'Neler oluyor?'
'Ölüm yiyenler, oğlum. Buradalar.'
Cedric'in gözleri büyüdü. Bu ismi yalnızca büyükannesinin ona anlattıklarından veya Kim Olduğunu Bilirsin Sen'in düşüşünün anlatıldığı hikayelerden duymuştu.
'Ne? Buradalar mı?' Cedric sordu.
'Evet.. Korkarım ki öyle.' dedi Amos oğluna aceleyle. 'Çıkışın hemen dışındaki anahtara dönmelisin. Weasley'lerin orada olması gerekiyor, acele et! Eğer gitmişlerse beni bekle, döneceğim.'
Amos Cedric'e çabucak sarıldı ve gözden kayboldu. Cedric korkuyla koşmaya başladı. Korkuyla kaçan kalabalığın arasına daldı. Ölüm yiyenler hemen arkasındaydı ancak bakanlık üyeleri ölüm yiyenleri uzaklaştırmaya çalışmak yerine insanları çadırlarından çıkarıyordu. Çıkışa yaklaşıyordu. Ancak ölüm yiyenlerin çıkışta konuşlandığını görünce başka bir yol bulmaya karar verdi. Oraya giderse ölüm yiyenlerin onu yakalayacağı aşikardı. Ağaçların çalılıklarına doğru koştu ve kaybolmayacağını veya ağaçların köklerine takılıp düşmeyeceğini umuyordu. Doğru gidip gitmediğini bilmiyordu, muhtemelen anahtardan gittik.e uzaklaşıyordu. Ama şu an tek isteği kargaşadan ve ölüm yiyenlerden oldukça uzaklaşmaktı.
En sonunda başka bir çıkışa yaklaştığını gördü. Ölüm yiyenler uzaklaşıyordu. Cedric'in içi umutla dolarken birden tanıdık bir sima gördü: Koyu sarı saçlı bir kız yerde yatıyordu. Bella'ydı. Kız güçle asasını ölüm yiyenlere doğrulttu ve zayıfça 'Expelliarmus!' dedi. Ölüm yiyenler büyüyle uzaklaştı. Ancak kalan son ölüm yiyen asasını Bella'ya doğrulttu. Şimdi Bella, başı kanlar içinde yerde yatıyordu.
'Bella.' Cedric fısıldadı.
------------------------------------------------------------
Kısa bir süre gözlerini açık tuttum, hafifçe gülümsedim. Başımın kanadığını akan sıvıdan anlayabiliyordum ancak doğrulmaya karar verdim. Kalkmaya çalışırken Cedric beni durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O N E M O R E C H A N C E
Fiksi PenggemarEğer kaderini değiştirme şansın olsa ne yapardın? Bella Davis üçüncü senesinde Beauxbatons Akademi'den Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu'na transfer edilir. Şu anda dördüncü senesine başlamak üzere olan Bella'yı heyecanlandıran bir etkinlik vardı...