{02} Ateş

185 25 6
                                    


Velrina ile yürürken etraftaki kalabalığın ilk geldiğimden daha az olduğunu fark ettim. Bu iyiye işaretti, çevremde sürekli her hareketimi izleyen aptal fazlalıklar istemiyordum.
"Açıkcası kampa gelmene sevindim, senin gibi birinin burda olması güzel." Bu kızın söylediği cümleleri bir başkası söyleseydi, muhtemelen sinirlenirdim ama bu kadar alay içeren cümleleri sanki iltifat ediyormuş gibi kullanma yeteneği vardı.
"Ne gibi?" Yeşil gözleri beni buldu, yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle de cevap verdi.
"Ağabeyin diğerlerini susturmayı beceriyordu, ondan sonra Zeus ve Poseidon un çocukları kendilerini aştılar. Bazen yarı tanrı olduklarını unuttuklarını bile düşünüyorum." Derken sesinde onlardan nasıl da rahatsız olduğunu anlatan bir ton vardı. Ona bir sırıtma gönderdikten sonra kapının önünde durdum.
"Ayaklarımın altında ezilecek bir avuç böcek işte."

İkimiz birlikte yemekhaneye girdiğimizde birkaç göz bize dönmüştü. O gözleri başkaları takip edip sayısı artmaya başlarken Velrina beni peşinden sıraya ilerletti. Yüzümü buruşturup önümde duran sıraya baktım. Ana okulu çocukları gibi burda Şoray'a girip beklemem mi gerekiyordu? İkinci bir düşünceyle Velrina nın kolunu tuttum ve onu peşimden sıranın ön önüne çekmeye başladım.
"Ne yapıyorsun? Ya kavga çıkartlarsa?" Bana fısıldadığında omuz silkip en önce duran çocuğum omuzundan onu geriye doğru itekledim.

Kalabalığın içinden homurdanmalar yükselirken sarımsı gözlerimi çocuğun üzerine diktim. Gözümün içinden yavaş yavaş büyüyen alevler sarıyı kırmıza döndürürken çocuğun yakasını kavrayıp onu sarstım.
"Bi sorunun mu var?" Dişlerimi birbirine bastırarak yakasını daha sıkı kavradığımda başını olumsuz anlamda sallayıp geriye adım attı.
"Güzel." Yaksanı silkeleyip Velrina ya döndüm. Bana açık gözlerle bakıyordu, omuzlarımı silktim ve ikimiz de yemeklerimizi alıp boş bir masaya oturduk. (yazabileceğim en mantıklı şey bu gibi duruyor ama bir yandan da saçma geliyor '-')

Velrina nın gözleri yeniden aralanırken başıyla bana masaya doğru yürüyen Poseidon ve Zeus un çocuklarını işaret etti. Eğer bir sıkıntıları varsa nakletmek zorunda kalacaklardı, yemem yerken rahatsız edilmekten asla hoşlanmam. Ve açıkcası, bu kadar leş bir yer için yemekleri oldukça lezzetliydi.
"Hey!" İri kıyım ellerini masaya çarptığında Velrina olduğu yerden sıçradı. Bense onu görmezden gelip ağzıma önemdeki yemeği tıkmaya devam ettim.
"Burda kafana göre kuralları yıkamazsın!" Sinirle kükreyip masanın üzerine eğildi. Yüzüne bile bakmamam onu sinirlendirmiş olacak ki masayı yeniden yumrukladı.
"Bu yaratığa uyup kuralları bozabileceğini mi sanıyorsun peki sen?!" Aniden Velrina ya döndüğünde yemek yemeyi bırakıp kafamı kaldırdım. Velrina başkanı yere doğru eğdiğinde elimle çenesini tutup başını kaldırdım. Yaşlarla dolan Gözlerini bana çevirdiğinde derin bir nefes aldım.

İri kıyım yeniden bana döndü, kollarını göğsünün üzerinde çaprazlarken çatılı kaşlarıyla bana bakıyordu.
"Demek sonunda dikkatini verdin!" Alayla söylendiğinde Velrina ya bir sırıtma gönderip masadaki bıçağı tuttum. Ayağa kalkıp iri kıyımı yakasından yakalamam ve bıçağı boğazına dayamam birkaç saniye alırken herkes şaşkınca bana bakıyordu. İri kıyımın gözleri şokla açırken sinirle bana bakıyordu.
"Bana bak, Poseidon un tek gecelik zevki, seni öldürmem bir saniyemi bile almaz. Benim yanımda olan kimseye sesini yükseltmek bir yana, yan gözle bile bakarsan canın yanar." Bıçağı indirip göğsünden onu iteklediğimde uzun ve zayıf açık sarı saçlı, mavi gözlü çocuk onu tuttu.
"Lanet sürtük!" Yumruğunu yüzüme doğru savurduğunda başımı kaçırıp kolunu kavradım. Hızla dizlerimin üzerine eğilip onu da benimle birlikte aşağı çektikten sonra yeniden hızlıca ayağa kalkıp bedeninin masaya sırt üstü düşmesini sağladım.
"Başka dövüşmek isteyen?" O masanın üzerinde kıvranıp homurdanırken gözlerimi diğerine çevirdim.
"Bu yaptıkların yanına kalacak mı sanıyorsun?!" Elonar hırsla suratıma bağırdığında sadece omuzlarımı silktim.
"Öyle." O sinirden kırmızıya dönerken arkmadan gelen sesle kenera çekildim ve iri kıyımın başka bir yumruğunu daha savuşturdum.

Gerçekten mi? Onur denen şeyden haberi yoktu galiba, yenilgiyi kabul etmek bu kadar zor olmamalıydı. Zeus un oğlu olduğu belli olan çocuk Poseidon un çocuğunun omuzlarını kavrayıp onu geriye çekti. Kollarımı çaprazlayıp bana sinirle bakan Poseidon un çocuğuna kaşlarımı kaldırdım.
"Şimdi geri çekilirsen canın yanmaz." Sözlerimin ardından iri kıyım Zeus un oğlunun elli altında kıvranmaya başladı. Gerçekten, vahşi hayvan gibi davranan bu aptalları burda tutabiliyorlar mı?
"Bu burda bitmedi!"
"Hep öyle derler." Poseidon un diğer çocuğu Zeus unkine yardım edip iri kıyımı uzaklaştırırken o hala bana bağırıyordu.
"Şimdi siz de izin verirseniz yemek yiyoruz." Geri kalanlara sahte olduğu belli bir sırıtma atıp masaya oturdum. Velrina bana döndüğünde ona sırıtıp yemeğime geri döndüm.

Diğerleri söylenerek uzaklaşırken ben ve Velrina sessize yemeğimize devam ettik. Tabii sessizlik kafeteryada da devam ediyordu, kendilerini tanrı sanan grubun burayı terk etmesinden sonra. Kısa bir süre sonra Velrina ile konuşmaya başladığımızda etraftaki sessizlik de yavaşça kayboldu. Bunun bu kadar abartılacağım düşünmemiştim. Gerçekten bu kadar mı uzaklardı; birilerinin o aptal, kendini beğenmekten gözleri kör olmuş veletlere karşı çıkabilmesi bu kadar mı absürttü?
"Sen iyi misin?" Gözlerimi Velrina ya çevirmeden sordum. Onun onlara karşı olan korkmuş tavırlarından hoşlanmamıştım. Buraya geldiğimden beri -her ne kadar sadece saatler olsa da- ondan aldığım tek olumsuz duygunun kokusu az önce onlardan korktuğunda oluşan korkuydu.
"Huh? Evet, teşekkürler." Neşeli sesiyle konuştuğunda sesinden bile gülümsediğini anlayabiliyordum.
"Teşekkür etmene gerek yok. Hiç hoşlanmam teşekkürlerden." Gözlerimi ona çevirdiğimde gözlerini kısan bir gülümsemeyle bana karşılık verip başını olumlu anlamda salladı.

Yemeğimiz bittiğinde Velrina ile kafeteryadan ayrıldık. Biz ayrılırken bile insanların bizim, daha çok benim ama nedense bazıları Velrina nın benim yanımda olmasını kıskanmıştı, hakkımızda konuşmasının kokusunu alabiliyorum. Kıskançlık ve nefret. Korkularının kokusu da oldukça fazlaydı ama yaptıkları ucuz dedikodunun kokusu onu kapatıyordu.

"Şimdi ne yapmak istersin?" Velrina bana bakıp sorduğunda ona bakıp omuz silktim.
"Biraz oturduktan sonra çalışmaya ne dersin?" Kendimin bile anlamını veremediğim bir şekilde ona sorduğumda gülümseyip başını salladı.
"Antrenman yapmaktan bahsediyorsun değil mi?" Başımı salladığımda aniden koluma sarılıp yüzüme doğru yaklaştı. Kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda yüzündeki gülümseme büyüdü. Bu kız neden gülümsemeyi bırakmıyordu?
"Ateş çukurunun olduğu yerde oturmak ister misin? Şu anda ateş yanmıyordur ama yine de orada oturmak güzel."
"Tabii." Sakince onun teklifini kabul ettiğimde kolumu  bırakıp elimi tuttuğu beni ateş çukurunun olduğu yere doğru çekiştirmeye başladı. Bu kızın bu ani hareketine alışmam biraz zaman alacaktı. Zaman alacaktı mı? Gerçekten birkaç saattir tanığım bu kızı- arkadaş olarak kabul mu ettim ben? Ne sorunum var benim böyle?!

Derin bir nefes verip beni sürüklemesine izin verdim. Şimdilik arkandaşçılık oynayabilirdim galiba. Hayatımda hiç bu kadar olumlu enerji hissetmemiştim. Fesatlıktan gelen gücüme rağmen bu beni biraz daha canlı hissettirmişti. Sanırım ölülerle sandığımdan fazla zaman geçirmişim.

"Burası olur mu?" Eliyle bana yerde durak kütüğü gösterdi. Uzun, ortadan ikiye kesinlik kalın meşeleri ateş çukurunun etrafına yerleştirmişlerdi ve bazıları kütüklerin üzerinde ötüyordu. Oturanlardan en uzak olan kütüğü gösteriyordu. Başımı sallayıp beni kütüğe çekmesine izin verdim.
"Sana birkaç soru sorabilir miyim?" Bana dönüp ilk sorusu sorduğunda küçük bir şekilde gülümsedim ve başımı salladım.

Biliyorum, geç yayımladım ama maalesef aniden kesinleşen sınavlar yüzünden kitaba zaman bulamadım. Sınava girecek olan herkese iyi şanslar :)

Kitabın gidişatını istemsizce daha fazla değiştirdim, açıkcası bu hali gözüme daha güzel durdu. Lemora ve Velrina arasında olan bağı bu kitapta daha düzgün bir şekilde göstermek istiyorum.

kanlı ruhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin