2 ~ Depo

236 15 8
                                    

Multimedia Melek.

Uzun süredir sıcak su altında duruyordum. Kaynama noktasına gelen derime aldırmadan suyu biraz daha sıcak yaptım. Dün geceki mesajdan sonra pek de uyuduğum söylenemezdi. Mesajı atanın Mete olduğunu düşünüyordum. Eğer öyleyse bugün kendisine güzel bir hesap sormalıydım. Rüzgâr'ın banyo kapısını tıklatıp " Hadisene kızım ya" diye bağırmasıyla suyun altından çıktım. Krem rengi bornozumu giyip kapının kilidini açtım. Direk odama geçip üstüme rahat bir şeyler geçirdim. Saçlarımı kurutup topuz yaptım ve mutfağa gittim. Kendime güzel bir sandviç yapmayı planlıyordum. Buzdolabını açmamla bütün planlarım suya düştü. Bir kaç parça peynir, bir kâse yoğurt ve bir tane muzdan başka hiçbir şey yoktu dolapta. Ölmemek için muzu aldım ve Rüzgâr'ı beklemeye başladım. Bir süre sonra sıkılıp televizyonu açtım. Masanın titremesiyle telefonu masadan aldım. Gelen mesaja bakarken yine o berbat duygu tüm bedenimi titretti. Korku...

'Sanırım dün güzel bir gece geçirdin. Uyuyabildin mi? Yoksa ben gelirim diye uyuyamadın mı? ' Bir anlık cesaretimle mesaja cevap yazdım.

'Beni rahat bırak. Ben sana hiçbir şey yapmadım. Benden ne istiyorsun?'

'Küçük hanıma cesaret gelmiş. Tamam, sen bir şey yapmadın ama ben intikamımı senden çıkarmak istiyorum. Bugün Rüzgâr'ın yanından ayrılmasan iyi olur.' Telefonu sertçe tezgâha koyup su almak için kalktım. Bardağı titreyen elime alıp sürahiden su koymaya başladım. Lanet olsun bu kadar korkmamalıydım. Bana ne yapabilirdi ki? Titreyen elim yüzünden suyun yarısı dökülmüştü. Oturup bir kaç yudum su içtim. Annemler erken gitmiş olmalıydı.

"N'oldu?" Rüzgâr'ın geldiğini görmemiştim.

"Hiçbir şey."

"Hayalet görmüş gibisin Melek. "

"Mete ile aranızda ne oldu?" Gözlerinin koyulaşmasından sinirlendiğini anlamıştım.

"Onun yüzünden mi yüzün kireç gibi?"

"Ne?"

"Seni tehdit mi ediyor?" Üzerime gelmeye başlamıştı.

"Rüzgâr..."

"Söyle Melek. Sana ne yaptı?" Rüzgâr çok yakınımdaydı. Onu daha önce hiç bu kadar korkunç görmemiştim. Her an boğazıma yapışacak gibi duruyordu. Korkum giderek artıyordu. Rüzgâr'ın sertçe masaya vurmasıyla korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Lanet olsun, neden susuyorsun Melek?" Çünkü korkuyorum. Konuşmaya, gelen mesajları anlatmaya cesaretim yok Rüzgâr... Birden ellerini yüzümde hissettim. Gözyaşlarımı siliyordu. O bunu yapana kadar ağladığımın farkında bile değildim. Neden ağlıyordum ki? Ben güçlü biriyim. Ağlamamam gerekir.

"Özür dilerim." Alnını alnıma yasladı ve gözlerini kapattı. Bende gözlerimi kapattım. Belki de söylemeliydim. Tek güvenebileceğim kişi o'ydu.

"Telefon." Diyebildim sadece. Gözlerim hâlâ kapalıydı ama Rüzgâr geri çekildiğinde gözlerimi açtım.

"Ne?"

"Biri bana mesaj atıyor." Şaşkınlıkla bana baktı. Sonra telefonumu tezgâhtan aldı ve mesajlara bakmaya başladı. Bana döndüğünde gözleri çok daha koyu renkliydi. Bir şey yapacağını sandım ama sadece bana sarıldı.

"Bugün sakın yanımdan ayrılma. Ben kapıya gelmediğim sürece de sınıftan çıkma." Başımla onayladım ve daha sıkı sarıldım.

"Sana her şeyi anlatacağım ama zamanı gelince. Lütfen o zamana kadar soru sorma Melek." Sesimi çıkarmadım.

FİLM( Düzenleniyor )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin