4

89 4 0
                                    




Ne kadar içimden o konakta mutsuz olmayacağım diye düşünsemde tanımadığım ve bilmediğim bir yere gitmenin endişesi içerisindeydim.

Aşağıya indiğimde her şey hazırdı. Abim ve kardeşlerim evdeydi, gelmişlerdi. Babam eksikti sadece.

Ve Kozcuoğulları eksikti.

Mutfağa girip son hazırlıklara yardım ederken babamda gelmişti. Avluda hep beraber kimimizde heyecan kimimizde belirsiz duygular ama hepimizde endişe içinde bekliyorduk gelmelerini.

Artık ayakta durmaya takatim kalmamıştı annemin yanına oturacaktım ki kapı çaldı. Hayat abla kapıya doğru ilerlerken annem

"Yakışık kalmaz öyle. Kapıyı Ecmel açacak. Hadi kızım." diye beni kapıya doğru itekledi.

İnsanları daha fazla bekletmemek için isteksiz ama hızlı bir şekilde kapıya gittim. Konağın koca kapısını açmamla karşımda bir aile değil de minik bi aşiret vardı sanki.

Kapıdan içeriye ilk Nejbir Bey olduğunu düşündüğüm adam girdi. Ardından bugün lokantada gördüğüm Elvan Hanım.

Ve sırasıyla herkes girmişti.

En son olarak da Miran.

Elindeki bir buket krizantemi bana uzattı yüzüme ve gözlerime hiç bakmadan.

Herkes birbiriyle selamlaşınca kadınlar bir salona erkekler bir salona dağıldı. Elime tutuşturulan çiçeği ve Berivan'ın elindeki çikolatayı mutfağa bırakıp kadınlar salonuna ilerledim.

Kapı eşiğinde ayakta beklerken "Gel kızım seni tanıştırayım herkesle, yabancı kaldın biraz." diyen Elvan Hanımla birlikte ona doğru ilerledim.

Yanındaki yaşlı kadını gösterip "Benim ablam, Miran'ın teyzesi........." gelen tüm kadınlarla beni böyle tanıştırdıktan ve benden büyüklerin elini öptükten sonra annemin kaş göz hareketiyle kahve için mutfağa ilerledim.

Hayat ablanın önceden hazırladığı fincanlara yaptığım kahveleri döküp ben erkekler salonuna giderken, o da kadınların kahvesini pişiriyordu. Elimdeki koca tepsiyle erkekler salonuna girdiğimde en büyükten başlayarak herkese dağıttım fincanları.

Sıra Miran'a geldiğinde tuzlu beklediğine yüzündeki ifadeden emindim.

Ama ben onunla isteyerek evlenmiyordum ki. Bir de kahvesine tuz mu koyacaktım?

Ona da ikram edip mutfaktan kadınların kahvesini alıp onlara da tek tek dağıtırken bir çok kadının 'maşallah buke pek güzel' dediklerini işittim. Sahi ya bu ailenin bukesi olmuştum artık.

ŞİMDİ

Her şeyi anlattığıma göre artık biliyorsunuz.

Az önce babam beni verdi. Ve bu sesin ardından hep beraber avluda toplandık. Miran ve beni yan yana getirip parmaklarımıza o anlamsız halkaları geçirdiler.

Miran'ın dedesinim yaptığı uzun bir konuşmadan sonra Berivan makas kesmiyor esprisini yapmadan yüzükler takılmış, kurdeleler kesilmişti.

Önce kendi aile büyüklerimin sonra da onun aile büyüklerinin ellerini öptükten sonra bir fotoğraf faslı yaşandı. Mutsuz ve umutsuz bakışlar attığım pozlarda ne kadar da belliydi isteksiz evlendiğim.

Tam gitmelerine yakın artık Miran benim belimden ittirip arkadaki kiler odaya soktu. Gözlerime uzun uzun baktı.

"Bu yolda beraber yürüyeceğiz Ecmel. İkimizde istesek de istemesek de bu evlilik olacak. Bu yüzden hayatı birbirimize dar etmeye çalışmayalım. Alışılageldik bi hikaye olmasın bizimki. Bana aşık ol demiyorum, ama alışmaya çalış bu duruma bende alışmaya çalışayım. Sorunsuz bir şekilde bitsin bu süreç. Evlendikten sonra Allah yardımcı olur belki severiz birbirimizi. Tanımıyoruz sonuçta ikimizde birbirimizi. İki yabancı gibiyiz. Bak yarın seni alırım bir yemek yeriz oturur konuşur tanışırız. Ben sana kötü davranmak istemiyorum, sende beni buna mecbur etme. Olabildiğinden daha yumuşak bi konuşma yaptım seninle. Bu gece düşün ya bu duruma alışırsın. Ya da bu hayatı ikimize de cehennem edersin. Kararını ver. Seni yarın arayacağım." diyip çıktı gitti odadan.

Ayıptır söylemesi beni arkasında mal gibi bıraktı.

Ne saçmalıyordu bu. Elbette ona alışmayacak ve onu sevmeyecektim. Ama o umurumda olmasa da kendime bu hayatı zehir etmeyeceğim.

Yarın da buluşmak falan istemiyorum tabii ki.

Ama şimdi usüller gereği babamdan izin
alacak. Ve mecbur gideceğim o yemeğe. Kilerden çıkıp onları da yolcu edince kimsenin konuşmasına fırsat vermeden odama çıktım. Kendimi hemen banyoya atıp yorgunluğumu üstümden atmak istiyordum. Başka bir şey değil...

.562.

KORDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin