Süper Kahraman

276 14 3
                                    

Oyuncu istediniz ben de koydum. Multimedia Duru :)

Yanıyordum.

Tüm hücrelerim sanki bedenime karşı isyana kalkmıştı, öylesine yanıyordum.

Ciğerlerime bir dakikada giren oksijenle çıkan oksijen miktarının tutarsız olması mümkün müydü acaba? Aldığım iki nefesten birini geri veremediğimi hissediyordum.

Ciğerlerim daha fazla oksijen için göğsümü tekmelerken, isteğimden değil, ihtiyacımdan dolayı dizlerime dayanıp koşmaya ara vermek zorunda kaldım. Hücrelerim su alma isteğinden dolayı derimi delip yanımdaki denize dökülmeye niyetlendiği sırada çantama uzanıp bir büyük şişe suyu çıkardım ve bir seferde şişenin dibini kuruttum. Söz konusu hücreler isyanı bırakmasalar da, kısa bir ateşkese hayır demediler. Anlaştığımıza sevinmiştim.

Kim var kim yok umursamadan, yürüyüş yolunun ortasına öylece oturuverdim. Ne var yani, hiç mi yolun ortasında bağdaş kuran yüzü domates rengi aptal bir kız görmemişlerdi? 

Kendi aptallığıma kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Attığım takdirde kendimi Bakırköy'de bulabilirdim ve bu uzaklara kaçma planıma hiç uygun düşmezdi.

Neden bu kadar zoruma gitmişti ki, o benim neyim oluyordu, kahretsin? Neden bu kadar umursuyordum sanki?

Çok garip olaylar. Bunun için upuzun bir liste çıkarabilirdim. Gariplikler listesi. Bu fikir hoşuma gitmişti.

Çocuğun biri ben bayılınca beni revire taşımıştı ve adını bile bilmiyordum. Ve bu çocukla garip bir çekim yaşıyordum. Bu garipti.

Bugün ABÇ'yi (Adını Bilmediğim Çocuk, ona böyle hitap etmeye karar vermiştim) yanında bir kızla yürürken ve kahkaha atarken görmüştüm. Ve o kız kimdi? Yaren. Bu daha garipti.

Ve ben onları yanyana görünce, bilmediğim bir sebepten dolayı okuldan koşarak çıkıp sahile kadar inmiştim.En garibi de buydu.

Sanırım ufacık, küçücük bir iki damla gözyaşı dökmüş olabilirdim. Ama o kadar küçüklerdi ki ben bile farketmemiştim. 

Açıkçası yaptığı şeyden sonra Yaren nadiren aklıma geliyordu. Ama mesele Yaren değildi. ABÇ bana adını söyleme zahmetinde bile bulunmazken ve kendimi değersiz hissetmeme sebep olurken bu kadar rahat kahkaha atıyor olmamalıydı. Öküz yavrusu. Nefret edilesi bir insandı hayvan. Ya da her neyse işte.

Ama ben bir defa söz vermiştim kendime, o çocuk önümde susuzluktan ölse, bende de bir bardak su olsa tutar o suyu kaçırdığı keyfimin arkasından dökerdim. Belki geri dönerdi.

İçimden kendimle hayırdır, sen erkekleri çok basit ve aptal bulurdun, ne oldu? diye dalga geçtim. Kendim bana mantıklı bir erkek illaha vardır canım, ne bu 2 Broke Girls mü be deyince, hı sen daha çok beklersin, bulunca haber ver canım dedim. O çocukla ilgilendiğini neden kendine yediremiyorsun anlamıyorum diye aptalca bir yorum yaptı ve onu tuttum ve arkasını çevirdim ve poposuna tekmeyi bastığım gibi kendini Türk karasuları sınırında buldu. Kıyamam.

Her şeyi unutmaya karar verdim. Tek bir şey hariç. 

Buradan gidecektim.

***

Okulun kapısından girerken bu kadar dik durabildiğime şaşırdım. Normalde hep başım önümde yürüdüğüm için dik durabildiğimi bilmiyordum. Aferin bana.

Neden güçlü görünmek istediğimi anlayamıyordum. Onları beraber görünce okuldan çıkmak istememin bir sürü sebebi olabilirdi. En basitinden, Yaren en iyi arkadaşımken başka bir grupla takılıp beni küçük düşürdüğü için olabilirdi. Ama nedense buna gülesim gelmişti. Çünkü Yaren ne kadar arkadaşım olduysa da, asla benim için vazgeçilmez değildi ve olamazdı da.

PAPATYA AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin