"Bak yine saçın önüne geldi. Ne yaramaz saçın varmış..""Hey! Saçıma laf etmezsen sevinirim. Üzülüyor sonra."
Saçını önünden çektim.
Kısa sürede yıllardır tanışıklığımız varmış gibi koyu bir sohbete dalmıştık.
"Ee, nerede ineceksin?"
Bu soruyu pek beklemediğim için gözlerimi kocaman açıp dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
"Yok artık. Sırf benim için, ineceğin yerde inmedin ve mecburen benim indiğim yerde mi ineceksin? Biraz daha saçmala istersen."
Yerime biraz daha sinip şirince gülümsedim.
Çattığın kaşların gevşemeye başladı ve o güzel gülücüklerinden saçtın yine etrafına.
İnsanlar inerken bana da çarpmışlardı ve ben bu sefer umursamamıştım.
Aynı sen gibi.
"Biliyor musun? Normalde kimseye kolay kolay güvenmem ama sana güvenebileceğimi hissediyorum. Güvenmem gerektiğini hissediyorum. Ben, sana güvenmek istiyorum Jisoo."
Şu dünya üzerinde en şanslı hissettiğim gündü o gün.
"Biliyor musun? Ben de çok cesaretli biri değilimdir ama yanında olmam gerektiğini hissettim, ve gelip yanına oturdum. Ben de, senin yanında olmak istiyorum Jennie."
— 😚💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
end of spring ℓ jensoo
Fanfictionyıl 2009. o ilkbahar bitişi, bindiğim otobüsteydin. orta kapının merdivenlerine çömelmiş, kulaklığınla insanları kendinden soyutlamıştın. insanlar sana çarpmışlardı ama sen, o direğe sımsıkı tutunup müziğinle yolu izlemeye devam etmiştin. ve ben o...