Geçtiğimiz yolları izliyordun. Benim de her zaman hoşuma gitmişti öylece geçip giden yolları izlemek.Daha tanışmadan bir ortak özelliğimizi bulmuş ve buna biraz sevinmiştim.
Otobüs durakta durmuştu. İnsanlar inmek için resmen katliam yaratırken bana sertçe omuz geçiren kadın sinirlerimi biraz daha bozmuştu.
Önüme dönüp dağılmış saçlarımı cebimden aldığım tokamla arkaya topladım. O anda yine gözüme çarpmıştın.
İnsanlar sana da çarpmışlardı ve çarpmaya devam ediyorlardı ama sen, umursamadan müziğini dinlemeye devam ediyordun. Belki de dinlediğin o şarkı seni bambaşka bir dünyaya götürmüştü ve sen, bu umursamaz insanların seni o güzel dünyandan çıkarmasına izin vermiyordun.
Bu bana sürekli düşen, her yeri yara bere içinde olan ama pes etmeyen küçüklüğümü hatırlatmıştı. Sahi, hâlâ öyle miydik? Hâlâ sürekli düşüp, yaralanıp yolumuza devam edebiliyor muyduk? Yoksa küçükken daha mı kolaydı, her şeyin daha kolay olduğu gibi.
Yine sana bakarken bir sürü düşünceye dalıp gitmiştim. Ve seni ilk görüşüm olmasına rağmen, içimden geçirmeden duramamıştım.
'Umarım beni de bambaşka dünyana alırsın da, umursamaz insanların bizi huzurlu yerimizden çıkartmalarına birlikte izin vermeyiz.'
— 😚💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
end of spring ℓ jensoo
Fanfictionyıl 2009. o ilkbahar bitişi, bindiğim otobüsteydin. orta kapının merdivenlerine çömelmiş, kulaklığınla insanları kendinden soyutlamıştın. insanlar sana çarpmışlardı ama sen, o direğe sımsıkı tutunup müziğinle yolu izlemeye devam etmiştin. ve ben o...