Her yer bembeyazdı. Göremiyordum.

284 18 2
                                    

Dudakları dudaklarıma değdi. Hemen kendimi ondan ayırdım. Tokatı basıverdim. Ağlıyordum. Nedenini bilmiyorum. İçimde nedenini anlayamadığım değişik duygular vardı. O uçuruma neden götürmüştü ki beni. Of Armina ooof. Hemen tatil yerine doğru koşmaya başladım ilginç olansa hava serinlemiş ve nerde olduğumu bilmiyordum. Bir ağaç buldum ve dibine oturdum. Ne yapıcaktım şimdi ben. Ciddi anlamda shit !! Etrafıma bakarken ulumalar duymaya başlamıştım havanın kapanması daha çok korkutuyordu. Bir sesle irkildim. O an içimden hatim indirdim tabi. Sesin olduğu tarafa doğru yöneldim. Aslında filmde gitme salak ne gidiyosun ölceksin bak diye film karakterleriyle konuşmuş insanım ben ama gerçekten insan gidiyor yani. Yaklaştım, yaklaştım ve yaklaştım. O an biri omzuma dokundu. O an çığlığı bastım.

"Poyraaaaaz !! Gerizekalı yüreğime indi. " diye bağırdım.

"Armina neden gidiyosun" dedi ciddi bir şekilde. Tam konuşacakken arkadan bir ses gelmesiyle Poyarz'ın kucağına atlamam bir oldu. Suratında biç smile vardı. Ama hiç umrumda değil. Ödüm kopuyordu. Yaklaştı o sırıtışıyla ;

"Senle bir antlaşma yapalım. Burdan kampa çıkış yolunu biliyorum."

"Ee Poraz Bey"

"Anlıcağın bir öpücük istiyorum."

"Hayatta olmaz kurtlar yesin cesedimi böcekler çürütsün daha iyi."

"Yakışıklıyım herkes bu güzel dudakları göremez söyliyim sana." dedi ve ben yine ona hayır olmucak öyle şylr grzkl bakışı attım. Sonra Poyraz beni bırakıp gitmeye başladı. İçimden gitmesin diye yalvarırken ona tabiki de söylemedim.Sonra arkasından koştum.

"Poyraz beni buraya sen getirdin sen götürceksin." dedim. Poyraz da yine dudaklarını gösterdi. Hayır asla yapmıcaktım. Bırakıp gidemezdi. Bence gidemez yani.O an yapmamaya karar verdim ve etrafa baktım cidden yoktu. Sonra ormanda kafama göre ilerlemeye başladım. Ciddi anlamda gitmişti. Ağlamaya başladım. Ağacın gövdesine oturdum ve saatlerce mal mal etrafı izledim ve ağladım. Sonra ağaçlara bakarken tahta bir şey farkettim bizim kampın kulübesine benziyordu. Kalkıp koşmaya başladım. Cidden kampa gelmiştim. Kampa girer girmez Nisa sıka sıka sarıldı korkmuş yavrum. O götü boklu Poyraz'I bulup öldürcektim. Ama şöyle bir sorun varmış ki kampa gelmemiş. O an ölücektim. Neredeydi bu çocuk. Aklıma binbir türlü kötü şey geldi. Keşke öpseydim dedim. Dışardan demişim galiba. Nisa duydu ve mal gibi bakmaya başladı. Açıklıcam dedim ve aramaya başladım. Yoktu yoktu yoktuuu. Ya öldüyse abo. Ben naparım ömrüm vicdan azabımla geçer. Tam taşa oturup aglarken kolunda kızla odadan çıktı. Göt herif. Aniden elime geçen her şeyi üstüne fırlattım.

"Ne kadar korktum haberin var mı salak. Ölüyodum. Aptalsın sen. Bidaha sakın yanıma gelme sakın. "

"Dur Armina haklısın özür dilerim." diye arkamdan koşmaya başladı. Tabiki durmadım. Tam yetişmek üzereyken odama girip suratına kapıyı kapattım. Baya kapıya vurdu. Sonra sesler kesildi. Yatağa uzandım. Nisa'ya her şeyi anlattım. Ondan sonra yarın gitme kararı aldım kamptan onların 2 günü daha vardı. O kızlarla gezsin. Eşyalarımı bavula yerleştirdim. Nisa'ya da benimle gelmemesi için dil döktüm. Sonra derin uykuma daldım.

Gözlerimi araladım. Nisa kalkmış bile. Ama bizim odada bir erkekle oturuyordu. Şaşırdım baya. Bana sonra anlatması için gözlerimle işaret ettim. Biz anlaşıyoruz böyleee. Sonra herkes kahvaltıya inmeden önce Nisa'yı kocaman öptüm ve bavulumu alıp aşağı inmeye başladım. Kampın çıkışına gelmiştim. Taksi beklyordum. Birden Poraz kolumu tuttu. Ona baktım ve yüzümü çevirdim.

"Gitme Armina." dedi. Bunu ciddi dediğine bile inanmıyorum. O kızla gezerken baya mutluydu. Neyse. Poyraza son defa bakışımı attım. Taksiye bindim. Ulan başkası olsa engeller bir şey yapar. Bu mal mal bakıyo. Diğer kız olsa durdururdu. Kızlar şu memelerini kapatsa bizim de kısmet açılcak da nys. Taksiden indim. Annemin verdiği parayla uçak bileti alabiliyordum. 1 saat sonra uçağım vardı. Beklemem lazımdı. Bu sürede telefonumla uğraşacaktım. Telefonumu elime alır almaz.

Poyraz Boku arıyor...

Açtım telefonu ama hiç konuşmadım sadece dinledim başta.

"Armina seni üzücek hiçbirşey yapmadım. Şuan biz neyiz ki." dedi. Hemen suratına kapattım. Haklı. Böyle düşüncelere dalmışken uçağın saati geldi. Tam uçağa binicekken Poyraz yolumu kesti. Sinirlenip;

"Ben senin neyinim ki neden bırakmıyorsun beni. Bıraksana çekil kaçırıcam uçağı." der demez. beni sırtına aldı. Debeleniyordum deli gibi. Yok nasıl kas varsa çocukta. Tam bir öküz. Kulağıma o an ;

"O rujunun tadına Bay Sakın Açma Baran'dan çok ben bakmak isterdim." dedi.

"Dedi beni çıldırtıp sen benim neyimsinki diyen çocuk." diye cümleyi devam ettirdim. Bıraktı. Tamam uçağın kaçtı. Kampa yürü dedi. Birden yere oturdum.

"Gelmiyorum. " dedim. O da birden yere oturdu. Ben de sensiz gitmiyorum dedi. Ya bu çocuğun bi dediğiyle bi dediği tutmuyo diye düşünürken birden biri bana sarılmaya başladı. Arkamı bi döndüm. O an şoktaydım eski sevgilim. Seni çok özledim diye aniden öptü. O an dudağımı silerken kendimi ondan ayırmaya çalışıyordum. Eli bileğimi sıkıyordu.Canım aşırı derecede yanıyordu. O an acıyla Poyraz'a bakım. Sinirden boynundaki damarları belirginleşmişti. Her şeyi bırkmıştım. Sadece onu izliyordum. Aslında her şeyiyle tatlıydı. Noluyordu bana. Tabiki de korkudan yok öyle şeyler. Ben iç sesimle mal mal konuşurken Poraz birden yumruğunu onun suratına geçirdi. O da cebinden bıçağını çıkardı. Ben bayılmak üzereydim korkudan. Herkes başımıza toplanmıştı. Elinden bıçağı almaya çalışıyorlardı. Bir bayan biraz yaklaştığı anda bıçağı ilk Poyraz'ın karnına sonra benim karnıma geçirdi. Bilincim gidiyordu. Yerdeydim. Bulanık gözlerimle Poyraz'a bakıyordum. Kıpırdamyordu. Ve artık heryer bembeyazdı. Göremiyordum.

KURTARICIM BİR METEOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin