Sabah uyandığımda saatime baktım neredeyse öğlen olacaktı ve daha Poyraz uyuyordu. Bugün geri dönecektik. Poyraza baktım masum masum uyuyordu. Normal sevgililer birbirlerini öperek uyandırırdı ama biz normal değildik. Yanaklarına tokat atarak uyandırmaya çalıştım. Aniden sıçramasıyla kahkaha attım.
"Hay ben senin ananı!!!"diye bağırırken beni görmesiyle ağzını kapattı.
"Benim anamı ne Poyrazcım!!"dedim
"Şey yani aşkımm. Şey diyecektim ben ananla yani annenle en kısa zamanda tanıştır da ellerinden öpeyim diyecektim"dedi.
"Yeter ki sen iste aşkım en kısa zamanda tanıştırırım seni. Emin ol çok seveceksin"diyip pis pis sırıttım. Poyrazla ilk tanıştığımız gün aklıma gelmişti ben bayıldığımda beni hastaneye getirmişti ve annemi ilk orada görmüştü. Annem çok çılgın bir kadındı ve aynı çocuk gibiydi."Poyraz hadi kalk artık Nisa ve Kuzeyi de bulalım ve dönelim buradan"dedim. Mızmızlana mızmızlana kalktı ve aynadan saçlarını düzeltti. Bu kadar yakışıklı olmak zorundamıydı sanki ? Aklıma gelen fikirle hemen Poyraz'a döndüm.
"Poyraz saçın hiç güzel olmadı ya sen düzeltmesini bilmiyormusun? Yani benim gibi güzel bir kızın yanında bu saçla mı gezeceksin?. Cık cık cık hiç yakıştıramadım."dedim. Tabikide saçları muhteşemdi.
"Neresi kötü oldu ya ? Gerçekten çok mu kötü oldu?"dedi iyice inceleyerek. Bu çocuk cidden saftı hemen kanıyordu.
"Sen bana bırak aşkım saçların her zamankinden güzel olacak"dedim ve hemen saçlarıyla oynamaya başladım. Saçlarını iki yana ayırıp yapıştırmıştım ve çok komik görünüyordu. Bitti dediğimde tekrar arabanın aynasına bakıcaktıki hemen onu arabadan indirdim.
"Aşkım hadi vaktimiz yok Nisaları bulalım"diyerek onu sürükledim. Neee?!?! Saçları çok güzeldi ve Poyrazı başka kızlara kaptırmaya hiç niyetim yoktu. Ben onu her haliyle severdim ama onu gören kızlar ortadan ikiye ayrılmış yapışık bir saçı çekici bulmazdı. Zaferle gülümsedim ve Nisaların yanına doğru Poyrazı sürükledim. Sahilde uyuyakalmışlardı.
"Poyraz arabada kova varmı?"dedim.
"Kova?? Kovayı ne yapıcaksın?"dedi.
"Nisa ve Kuzey'i tuzlu suyla uyandırıcaz"dedim ve kıkırdadım.
Bu dediğimle piç piç sırıtarak 2 tane kova getirdi. Deniz suyuyla iki kovayı da ağzına kadar doldurduk. Üç diyince ikimizde bir kova suyu suratlatına boşalttık. Yüz ifadeleri görmeye değerdi. Kuzey adeta söverken Nisa cırlıyordu.
"Ya siz nasıl arkadaşsınız? Normal suyla uyandırsanız bir şey demiyeceğim. Burnuma tuzlu su kaçtı"diyip yüzünü ekşiten Nisaya pis pis güldüm. Kuzeyle Nisa kendine geldiğinde Poyraza bakarak kahkaha atıyorlardı.Poyraza baktığımda neye güldüklerini anlamıştım. Saçlarına gülüyorlardı. Poyraz sinirlenip ;
"Neye gülüyorsunuz siz?"dedi
"Saçların"dedi Kuzey ve Nisayla kahkaha attılar. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Ne varmış saçlarımda"dedi ve telefonu çıkarıp saçlarına baktı. Bana dövecekmiş gibi baktığında korkmadım değil.
"Aşkım onlar ne anlar saçtan ya moda bu moda"dedim ve bu sefer kendimi tutamayıp kahkaha attım. Seninle sonra görüşücez diyip arabaya yürüdü.Sonunda arabaya binip otele gelmiştik. Poyrazla birlikte odaya girdik ve kendimi direk yatağa attım. Çok yorgundum ve uykum vardı.Poyrazda yanıma yattı ve beni kendine çekti.
"Bugün hiç öpücük vermediniz küçük hanım sabah beni tokatla uyandırmanın ve saçlarımı bozmanın cezasını çekeceksiniz"dedi ve yavaş yavaş dudaklarıma yaklaştı. Hızlıca sırtımı dönmemle Poyraz sırtımla öpüştü. Pis pis sırıtıyordum.
"Çok yorgunum Poyraz bugün olmaz"dedim.
"Sanki sevişelim dedim tövbe tövbe alt tarafı bir öpücük"dedi ve o da sırtını dönüp yattı. Şimdi hiç uğraşamazdım çok uykum vardı uyanınca gönlünü alırdım.Uyandığımda saat baya geçti ve acıkmıştım. Yan tarafıma döndüğümde Poyraz masum masum uyuyordu. Bu sefer onu öperek uyandıracaktım. Yaklaştım ve bir kere öptüm uyanmadı. Bir kere daha öptüğümde hafif sırıtır gibi oldu. Demek uyandınız Poyraz Bey ve numara yapıyorsunuz görürsünüz siz. Tekrar yaklaştım ve öpmeden durdum. Öpmemi bekliyordu ama öpmüyordum. Tek gözünü açtığında pis pis sırıttım ve yastıkla kafasına vurdum.
"Bana numara yapmayacaktınız Poyraz Bey"dedim ve daha sert vurdum. O da bana vuruyordu. Yastık savaşımız bittiğinde beni kendine çekti ve öptü.
"Gün boyu bu öpücüğü bekliyordum ufaklık ve aldımda."dedi sırıtarak."Gin biyi bi ipiciği bikliyirdim ifiklik vi ildimdi."dedim ve göz devirdim. Telefonum çaldığında adeta uçarak telefonu aldım. Annem arıyordu.
"Efendim Sultanım"
"Yarınmı?!?!"
"Ne işiniz var burada anne?"
"Ama anne"
"Tamam peki"dedim ve telefonumu kapattım. Annem ve babamın bir işi çıktığı için yarınlık buraya geliyorlardı. Beni de görmek istiyorlardı.
"Ne oldu ?"diye soran Poyraza döndüm.
"Tebrikler duaların kabul oluyor. Yarın annemler buraya geliyor!! "dedim sitemle. Bir annemlerin gelmesi eksikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICIM BİR METEOR
RandomArmina nasıl bu kadar şanslı ? Armina basket oynayan, hep gezen ve etrafındakileri gıcık etmeye bayılan esmer güzeli bir kızdır. Hayatta çoğu şeyi takmayan,kendinden emin bir kızdır. Sosyalliği ve konuşkanlığı sayesinde neredeyse herkes tarafından t...