Sabah alarmın çalmasıyla yerimden sıçradım. İlk önce etrafıma anlamsızca bakmaya başladım. Sonra Hogwartsa gidecegim kafama dank edince heyecanla yerimden kalktım. Lavaboya gidip işlerimi hallettim. Aynanın karşısına geçip kabarık saçlarıma bakmaya başladım. Pembe ve benim saçlarımın kabarıklığını indirebilen tarağımı aldım. Saçlarımı taramaya başladım. Kabarıklığı biraz da olsa geçince saçımı bir seyler yapıp aşağıya kahvaltiya indim.
Bizimkileri çol özledigimden kahvaltımı hızlı hızli yapmaya basladim. Annem bu halime gülerek "Birileri arkadaşlarını çok özlemiş." dedi. Annemin bu dedigine gülerek karşılık verdim cünkü o sırada son yudumlarımı ağzıma atmakla meşguldüm.
Kahvaltımı bitirince annem ve babamı öptüm. Kisa bir sarılmadan sonrada yola koyuldum.
-1 Saat Sonra-
Bavulları güçlüklü taşıyarak trene bindim. Bütün kıtaplarımı koyarsam olacağı buydu zaten. Sinirli sinirli bavulu çekmeye ve trende Harry'leri aramaya başladım. Büyük bir arayıştan sonra Harry'i buldum. Onu görür görmez kendimi onun güvenilir kolları arasına bıraktım. Ron 'da kıskanmış olacak ki hafif dalgayla karışık " Bana sarılmak yok mu?" dedi. Harry'den ayrılarak Ron'a sarıldım. O muhteşem kokusunu bütün gün içime çekebilirdim. Daha fazla sarılırsam yanlis anlışalacağından istemeyerek Ron'dan ayrıldım.
Üzerime çöken yorgunlukla kendimi koltuğa attım. İki dakika sonra da gözlerim uykusuzluga dayanamayarak kapandı.
*******
"Hermione. Hermione hadi kalk tatlım. Hermione geldik , hadi."
Gözlerimi aralayıp karşımda duran Harry'nin zümrüt yeşili gözlerine diktim. Ne zaman uyuya kalmıştım? Uykulu gözlerle etrafa baktım. Galiba en son biz kalmistik. Aceleyle çantamı alıp dışarı çıktık. İlk günden geç kalmak istemezdim.
Dışarı çıkınca karşımda gri mavi gözlerini bana dikmiş Draco ile karsılastim. Suratimi burusturdum. Niye adını söylemistim ki.
Malfoy bana hala bakmaya devam edince ben de aynı inatla ona bakmya devam ettim. Harry'in gözleri benim ve Malfoy'un arasinda gidip gelmeye basladi. Sonunda dayanamayarak gözlerimi ondan kacirdim.
Alayla gülerek "Yine mi sen Granger? Bu senede senin suratınilı görecegim icin üzülüyorum. Göz zevkimi bozuyorsun." dedi.
Sataşmadan duramazdı. Bende alayla gülerek "Ben seni görebilecegim icin mutluyum Malfoy. Senenin sonunda Slytrin'i gecince yüzünün alacağı ifadeyi merak ediyorum." dedim.
Bunu beklemediginden ilk başta şaşırdı. Daha sonra tekrar kendisini toparlayarak eski haline dondu. Yanima yaklasti. Bu hareketine şaşirarak bakmaya basladim. Malfoy. Bana dokunmak istemeyen Malfoy. Bana yaklasti.
Suratina alayli bir gülümseme yerlestirerek kulağıma "Merak etme bulanık. Birinci sırada biz varız." Kalbime bir sey olmustu. Bulanik bilerek vurgu yaparak söylemisti. Bir an aglama isteyim geldi. Ama kendimi tuttum. Onun yaninda aglayip güçsüz duruma düşemezdim.
Gözlerime bir kac saniye baktiktan sonra hiç bir sey olmamis gibi -muhtemelen onun icin zaten bir sey olmadi- yanimdan geçip gitti.
-Yazar-
Malfoy arkasında kalbi kırılmış bir Hermione bıraktığini bilmeden arkadaşlarıyla şakalasmaya devam etti. Ama kizin gozlerindeki acıyi görmustu.
Hermione ise Malfoy'un etkisinde kalmis gibiydi. Yillardir bulanik demesine uzulmeyen Hermione bu sefer çom kirilmisti. Muggle dogumlu olmayi o secmemisti ki.
Her zaman neseli olan kiz kahverengi gozlerini Harry ve Ron'a dikti. Onlarda bir sey demek iatiyorlardi ama ne diyeceklerini bilemiyorlardi. Hermione onlarindan uzulmesini istemeyerek gelen goz yaslarini geri gonderdi ve gülümseyerek " Hadi gidelim" dedi. Kalbindeki gözyaslarini gonderemeyerek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy Olur Musun ?
FanfictionYeni yılına başlayan Hermione Draco'ya karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Peki ya Draco. O da Hermione 'yi sever mi? Karanlık işler ve Savaş sırasında birbirlerine duygularını söyleyebilecekler mi?