-Hermione-
Ciddi ciddi düşündüm. Onla öpüşmeyi düşündüm. Mcgonagall gelmeseydi... Hayali bile kötü.
Bir yandan bu düşünce yüzünden saçlarımı çekiyor bir yandan da kitapları topluyordum. Bana anlamsız bakışlar atan Ron'a dönerek "Deli değilim." dedim. Belkide bu olayi saplanti haline getirdigim icin delirdim. Hadi ama! O durumdayken herkez Malfoy'dan etkilenirdi.
Bu olayın üstünden bir hafta geçmesine rağmen hala bu olayı düşünuyor ve Malfoy'dan kaćmak için elimden gelen herşeyi yapıyordum. Simdide eşyalarimi toplamak için odama gitmek zorundaydim. Çunku yılbasi yaklasiyor ve ben bu tatildede kavuka gidecektim. Gitmek istemeyen ayaklarimi zorlayarak baskanlar odasina dogru ilerlemeye basladim.
Odaya girdigimde Malfoy'dan eser yoktu. Buna her ne kadar sevinsemde icimde bir uzuntu vardi. Cunku o gunden beri onla tek bir kelime bile konusmamistik. Her zaman bana uzak davranirdi ama artik cok farkliydi. Bana sataşmıyor, beni gordugunde gozlerini kaciriyor ve en onemlisi artik hic gulmuyordu.
Cantami sinirle yere attim. Neden onu dusunuyordum? Onu bosvermeye calisarak odama ciktim ve esyalarimi toplamaya basladim. Tatilde onu unutmayi umarak...
-Draco-
Tatil icin esyalarimi erkenden toplamis ve Hermione'ye gorunmeden erkenden odadan cikmistim. Simdide masada ailemin Voldemort'un bana verecegi görevi tartismalarini dinliyordum. Bu aksam tüm ölümyiyenler bulusacak ve burunsuz hükümdarimiz bana verdigi görevi soyleyecekti. Verdigi gorev batsin.
"Ben odama gidiyorum" diyerek sacma konusmalarini boldum ve hizli adimlarla odama ilerlemeye basladim. Aksam icin biraz dinlenmeye ihtiyacim vardi bu nedenle ustumu degistirme geregi duymadan kendimi yatagi attim.
***
"Droca kalk. Draco. Draco Malfoy sana hemen kalkmani emrediyorum." Annemin sert ses tonu karsinda goz kapaklarimi zorlayarak gozlerimi actim.
"Uyandirilirken bile emir mi veriliyor artik anne." Igneleyici bir tonda soylemistim bunu annemin ise tek yaptigi sey şu aptal Voldemort seysi hakkinda konusmak oldu.
Sinirle yatagimdan kalktim ve giyinicem bahanesiyle annemi odadan kovdum. Uzerime uyduruk bir şeyler giyerek onların beni çagırmasını bekledim.
"Draco. Tatlım....." tatlim mi? Ağzına bile yakışmıyor. "....hadi gidiyoruz."
İskence dolu saatlere giris yapmak icin aşağıya annemlerin yanına indim. Hepimiz birlikye cisimlenerek kasvetli, sanki hiç mutsuz olamayacak hissini veren yere geldik. Büyük bir masa ve etrafinda bizim gibi onlarca ölümyiyen. Bazıları korktuğundan burda, bazılarıda gerçekten Voldemortun yaninda olmak istediginden burda. Tek yaptiklari sey ise Voldemortu övmek.
İşte kapının önünde , yanından hiç ayırmadığı yılanıyla bize bakıyordu. Yavaş adımlarla masaya yaklaştı ve herzamanki yerine oturdu. Bakışları bizi süzmeye başladı ve bana sıra gelince gözleri benim üzerinde sabitlendi.
"Draco. Sanırım sana görevini söyleyecektim." Sanırım mı? Biliyosun niye soruyosun? Tabii bunları sadece içimden söylemek zorunda kaldım. Dışımdansa sadece "Evet efendim." diyebildim.
"Yanıma gel Draco." Hadi ama ordan söylese olmaz mı? Suratıyla bile kortuyor beni.
Yanına gittim. Yüzündeki alaycı gülümsemeyle konuşmaya başladı. Gülümsemek bile yakışmıyor.
"Droca görevin Hermione Granger'i kaçırmak. Kaçırdıktan sonrada ona ne planladıklarını itiraf ettireceksin. Eğer şanslıysak Harry Hermione'i kurtarmaya gelecek. Bir taşla iki kuş vuracağız. Bence senin icin basit bi gorev.
Kafamda sadece o üç kelime dolanmaya başladı. Hermione Granger'i kaçırmak. Hermione Grangeri kaçırmak. Hermione Granger. Hermione.
Yapabilir miydim? Onu kacırabilir miydim? Ya da ona işkence edebilir miydim? O olayı yaşadığımızdan beri onla tek laf etmemis Ona yardimci olarak ondan kaçmıştım. Çünkü ona aşık olmaktan korkuyordum. Belki de olmustum. Ama ona iskence etmek. Bu cok farkliydi. Yapamazdim. Onu gözyaslarinin akma sebebi ben olamazdim.
Sesimi yerine getirerek. "Neden siz kacirmiyosunuz Efendim?" dedim.
Salonu kaplayan bir kahkaha atti. "Draco çok safsin. Biz ölümyiyenler icin Hogwarts tehlikeli. Ama sen bunu kolayca yapabilirsin. Hem erkek baskan olduguna gore bu daha da kolay olur."
Burundan yoksun bu adam benim baskan oldugumu nerden biliyo. Ailem bile bilmiyorken. Konusmasina devam etti. " Gorevi kabul ediyo musun Draco?"
Hayır desem ne deģisecek. Ailem ya da beni öldürmekle tehtit edecek. Cok bir secenegim var gibi bir de soruyo.
Gozlerimi zorlayarak onunkilere odakladim ve tek bir nefeste " Evet Efendim." dedim. Arkami donerek ailem yanina dogru ilerlemeye basladim. Yüzlerindeki 'senle gurur duyuyoruz Draco' ifadesini takmayarak yerime oturdum. Cidden. Yapabilecek miyim?
Artik kisa bölümler yazıyorum ama iki üç günde bir yaziyorum. Ve vote verirseniz sevinirim.luften yani. Ben burda gizli gizli telefonumu alarak sizin icin bolum yazmaya ugrasigorum nesebb . Yazarcan'iniz sizi seviyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malfoy Olur Musun ?
FanfictionYeni yılına başlayan Hermione Draco'ya karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Peki ya Draco. O da Hermione 'yi sever mi? Karanlık işler ve Savaş sırasında birbirlerine duygularını söyleyebilecekler mi?