⚜XII

585 45 6
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalp sanılanın aksine kastan değil ince bir cam tabakasından oluşurdu. Bir söz, bir bakış, bir dokunuş; kırardı da tamir ederdi de.  

Bir söz, bir bir bakış, bir dokunuş... Jaehyun. Kalbimle böylesine oynaması adil olmamalıydı. Bir sonu olmayacağını bilmesine rağmen o kör sağır bir şekilde cam parçaları dizdiğim yoldan yalın ayak geliyordu. İkimizde farkındaydık en çok zarar görecek bizdik de ama en çok mutlu olacak da bizdik. Yasaklı olanın cezbiydi bu. 

O öpüşten ve sesinin büyüsünden nasıl sıyrılıp da oradan ayrıldığımı hatırlamıyordum bile. Kendi yurduma geri döndüğümde kapıya sırtımı yaslamış ve yere oturarak soluk soluğa kalmış bir şekilde boşluğu izlemiştim bir süre. Beni o gezindiğim bulutların üstünden telefonumun sesi çekip almıştı. Gözlerimi kırpıştırıp aramaya baktığımda elimin az önce öptüğü yerde olduğunu bile yeni fark ediyordum. 

Elimi aşağıya, kalbimin üstüne bastırdım. Bu kadar hızlı atma. Ağrıyor. 

Arayan menajere daha iyi olduğumu söyleyerek aramayı cevaplandırmıştım. Gün içerisinde kendimi yatağa atarak tavana bakmış ve aptal aptal sırıtıp durmuştum. 

Akşam geç bir saatte kızlar yurda geldiğinde halimi sormuşlardı. Siwon gelip elini alnıma bastırdı. "Hala ateşin düşmedi mi senin? Yanakların kıpkırmızı." 

Ellinden kurtularak geriye çekildim. "İyiyim. İçerisi sıcak bir de kalın kalın giyindim, ondandır." dedim dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına sardım. Benim odamdaydık.

Seojin dudaklarını birbirine bastırdı. Nereden başlaması gerektiğini bilemiyor gibi bakıyordu. "Şey," dedi ağzında geveler bir şekilde. "Bu sabah şirkette kayıt için stüdyoya giderken Jaehyun sunbae'yi gördüm. Seni sordu. Ben de hasta olduğunu söyledim. Kızmadın değil mi?"

Jaehyun söylemişti. "Neden kızayım?" dedim anlamamış gibi. 

Siwon ileriye doğru geldi ve dirseklerini dizlerine yasladı. "Hani dün fotoğraflardan sonra..."  

Güldüm. "Kendi kendinize kafanızda kuruyorsunuz. Bunun için neden ona sinirleneyim ki? Sevgilisi varsa da var. Arkadaşım o benim." 

Ne kadar kolay yalan söylüyordum insanların gözlerine bakarak? Hiç yüzüm kızarmadan. Ama ne diye bilirdim ki bundan başka? Aslında Jaehyun benden hoşlanıyor ve bunu asla söylemekten çekinmiyor, ben ise hala kalbimdeki karmaşayla uğraşmaya çalışırken, onları kamera açısı olsa da öyle yakın görmek kanımı o kadar kaynattı ki en sonunda hasta oldum. Bir de sabah siz gittikten hemen sonra kapıya dayandı. Saçlarımı kuruttu, tekrar itiraf yaptı, sonra yemek yaptı ve uğurlarken de öptü beni. Ama hayır arkadaşız biz. 

"Ben de bir an sandım ki..." dedi Siwon kararsız gözlerle bana bakarak. "Yani acaba o fotoğrafa mı üzüldün sandım." 

"Ah, bakın." dedi Seojin döner sandalyeden hızla kalkıp odanın ortasına kadar ilerledi. Heyecanla parlayan gözleri telefonundaydı. "SM yeni bir makale yayımlamış. Fotoğrafla ilgili." Bana  baktı. 

Dance of the DamnedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin