4- Pitch Black'in İlk İzlenimi

146 5 7
                                    


Arkamdan bir şey geçtiğini hissettim. Hatta sesini bile duyduğumu söyleyebilirim.

E: Bunu siz de hissettiniz mi?

T: Sanırım ben de bir şey hissettim...

Ellerimi tekrardan havaya kaldırdım ve dikkatle etrafıma bakmaya başladım. Gardiyanlarsa kendi silahlarını çıkardılar.

B: Burnuma kötü kokular geliyor.

P: Nedenmiş tavşancık? Korktun mu yoksa?

J: Pitch Black!

E: Ne? Bildiğimiz ''öcü'' mü?

B: Aynen öyle arkadaşım.

P: Beni özlediniz mi gardiyanlar?

J: Yüzünü göster Pitch Black! Ama doğru, sen sadece gölgelerden konuşursun. Çünkü tekrar karşımıza çıkmaya cesaretin yok!

P: Oh, Jack. Görüşmeyeli uzun zaman oldu, ha? Hala gardiyanların ayak işlerini yapmaya devam ediyorsun, ne kadar yazık.

T: Seni sinirlendirmesine izin verme Jack.

E: BİRİSİ BANA BURADA NELER OLDUĞUNU ANLATABİLİR Mİ LÜTFEN?!

P: Oh, yeni gardiyan mı? Ne kadar da tatlı, artık birlikte hizmetçilik yapacaksınız Jack...

J: Git buradan Pitch Black! Seninle savaşmayacağız.

P: Bu kadar heveslenme Jack. Amacım sana saldırmak değildi, ama artık senden başka kimse olmayacak!

J: NE?!

E: Jack, bu ne dem-

Etrafa kapkara dumanlar- hayır, hayır kumlar yayıldı! Görüşümüz kapandı, en azından benimki. Sanırım dejavu yaşıyorum, bu kumlar çok tanıdık geliyor. Kumlar ortadan kalktığında sadece Jack ve ben kalmıştık. Diğerleri nereye gittiler?

E: Nerdeler?!

J: Bilmiyorum. Ama bir an önce öğrensem iyi olacak...

Jack onlara seslenmeye başladı. Sanki bağırsa duyacaklar! Çıkışa doğru hareket etmeye başladı. Sonra uçtu- bir dakika, o cidden uçtu mu?!

E: Bekle! Nereye gidiyorsun?
J: Koruyucuları bulmaya elbette. Bir sorun mu var?

E: H-hayır- yani evet! Tek başına buralarda gezmen senin için tehlikeli olur. Buraya daha önce sadece ben geldim, en azından ışınlanmadan.

J: Belki de haklısın. Ayrıca seni tek bırakmam doğru olmaz.

E: Bir koruyucuya ihtiyacım varmış gibi mi görünüyorum? Şu anda seni koruyacak olan benim.

J: Güzel espri.

E: Her neyse, ama önce bir şey denememiz lazım.

Aşağı indi ve yanıma geldi.

J: Nedir o?

Jack'i sembollerin arasına doğru götürdüm. Zemin tıpkı bende olduğu gibi parladı ve bir ışık patladı. Ama hiçbir şey olmamıştı. Aslında onun da geçmişinindeki anıları görmemiz gerekmez miydi?

J: Yani, neydi bu şimdi?

E: Böyle olmamalıydı... Ters giden bir şeyler var.

J: Gidelim artık, bu bir zaman kaybıydı.

E: Zaman kaybı falan değildi! Eğer sizi buraya gönderen şey senin geçmişinle ilgiliyse bunu sadece bu şekilde bulabilirdik.

J: Bu olay benim geçmişimle ilgili olamaz. Ben Toothiana'nın diş anılarından her şeyi gördüm. Şimdi ne yapmamız gerekiyor?

E: Öyleyse geleceğine bakacağız.

J: Vay canına! Bu kocaman buz parçası bunu da mı yapabiliyor?

E: Hayır. Bunun için bir arkadaşıma gideceğiz. Beni takip et.

J: Yeni tanıştığım bir kız beni bilmediğim bir yere davet ediyor... Umarım başıma kötü bir şey gelmez, ha?

Komik miydi bu şimdi? Somurtarak ona baktığımı farkedince gülmeyi kesti.

...

---------------●---------------
Herkese merhaba! Bu bölümde Jack biraz kaba Türk Dizisi erkeği gibi göründü sanki:D Ama biraz gerçekçi olmasını istediğim için hemen yakınlaşmaları saçma geliyor. Sonuçta filmin başlarında Jack'in nasıl olduğu gördük:D Sevdiyseniz destek olmak adına oy verebilir veya sevmediyseniz yanlışlarımı yazabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler, kendinize iyi bakın<3

Jelsa - Büyülü Orman SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin