Arkamdan bir şey geçtiğini hissettim. Hatta sesini bile duyduğumu söyleyebilirim.E: Bunu siz de hissettiniz mi?
T: Sanırım ben de bir şey hissettim...
Ellerimi tekrardan havaya kaldırdım ve dikkatle etrafıma bakmaya başladım. Gardiyanlarsa kendi silahlarını çıkardılar.
B: Burnuma kötü kokular geliyor.
P: Nedenmiş tavşancık? Korktun mu yoksa?
J: Pitch Black!
E: Ne? Bildiğimiz ''öcü'' mü?
B: Aynen öyle arkadaşım.
P: Beni özlediniz mi gardiyanlar?
J: Yüzünü göster Pitch Black! Ama doğru, sen sadece gölgelerden konuşursun. Çünkü tekrar karşımıza çıkmaya cesaretin yok!
P: Oh, Jack. Görüşmeyeli uzun zaman oldu, ha? Hala gardiyanların ayak işlerini yapmaya devam ediyorsun, ne kadar yazık.
T: Seni sinirlendirmesine izin verme Jack.
E: BİRİSİ BANA BURADA NELER OLDUĞUNU ANLATABİLİR Mİ LÜTFEN?!
P: Oh, yeni gardiyan mı? Ne kadar da tatlı, artık birlikte hizmetçilik yapacaksınız Jack...
J: Git buradan Pitch Black! Seninle savaşmayacağız.
P: Bu kadar heveslenme Jack. Amacım sana saldırmak değildi, ama artık senden başka kimse olmayacak!
J: NE?!
E: Jack, bu ne dem-
Etrafa kapkara dumanlar- hayır, hayır kumlar yayıldı! Görüşümüz kapandı, en azından benimki. Sanırım dejavu yaşıyorum, bu kumlar çok tanıdık geliyor. Kumlar ortadan kalktığında sadece Jack ve ben kalmıştık. Diğerleri nereye gittiler?
E: Nerdeler?!
J: Bilmiyorum. Ama bir an önce öğrensem iyi olacak...
Jack onlara seslenmeye başladı. Sanki bağırsa duyacaklar! Çıkışa doğru hareket etmeye başladı. Sonra uçtu- bir dakika, o cidden uçtu mu?!
E: Bekle! Nereye gidiyorsun?
J: Koruyucuları bulmaya elbette. Bir sorun mu var?E: H-hayır- yani evet! Tek başına buralarda gezmen senin için tehlikeli olur. Buraya daha önce sadece ben geldim, en azından ışınlanmadan.
J: Belki de haklısın. Ayrıca seni tek bırakmam doğru olmaz.
E: Bir koruyucuya ihtiyacım varmış gibi mi görünüyorum? Şu anda seni koruyacak olan benim.
J: Güzel espri.
E: Her neyse, ama önce bir şey denememiz lazım.
Aşağı indi ve yanıma geldi.
J: Nedir o?
Jack'i sembollerin arasına doğru götürdüm. Zemin tıpkı bende olduğu gibi parladı ve bir ışık patladı. Ama hiçbir şey olmamıştı. Aslında onun da geçmişinindeki anıları görmemiz gerekmez miydi?
J: Yani, neydi bu şimdi?
E: Böyle olmamalıydı... Ters giden bir şeyler var.
J: Gidelim artık, bu bir zaman kaybıydı.
E: Zaman kaybı falan değildi! Eğer sizi buraya gönderen şey senin geçmişinle ilgiliyse bunu sadece bu şekilde bulabilirdik.
J: Bu olay benim geçmişimle ilgili olamaz. Ben Toothiana'nın diş anılarından her şeyi gördüm. Şimdi ne yapmamız gerekiyor?
E: Öyleyse geleceğine bakacağız.
J: Vay canına! Bu kocaman buz parçası bunu da mı yapabiliyor?
E: Hayır. Bunun için bir arkadaşıma gideceğiz. Beni takip et.
J: Yeni tanıştığım bir kız beni bilmediğim bir yere davet ediyor... Umarım başıma kötü bir şey gelmez, ha?
Komik miydi bu şimdi? Somurtarak ona baktığımı farkedince gülmeyi kesti.
...
---------------●---------------
Herkese merhaba! Bu bölümde Jack biraz kaba Türk Dizisi erkeği gibi göründü sanki:D Ama biraz gerçekçi olmasını istediğim için hemen yakınlaşmaları saçma geliyor. Sonuçta filmin başlarında Jack'in nasıl olduğu gördük:D Sevdiyseniz destek olmak adına oy verebilir veya sevmediyseniz yanlışlarımı yazabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler, kendinize iyi bakın<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jelsa - Büyülü Orman Savaşı
FanficElsa bir sabah uyandığında herkesin ortadan kaybolduğunu farkeder. Daha sonra Ahtohallan'a gider ve orada gardiyanlarla tanışır ama Pitch Black geldiğinde işler karışır. Jack ve Elsa artık yalnızdır. Bakalım kahramanlarımız Pabbie'nin yardımıyla Pit...