Sevinilmeyen bir durumdu, Eren artık o olaydan sonra mutluluğun asla kendisine daha rastlanmayacağını anlamıştı ve bu olayı hiç bir arkadaşına anlatmadı, Cemreyi hiç bir arkadaşına tanıştırmadığı gibi.
O günden sonra Eren arkadaşları ile buluştu, eğlendi, güldü... Ama en zoru da arkadaşlarına belli ettirmemek için mimiklerine kadar zor tuttu kendini, için için yandı. Sabahları mutlu, geceleri ise mahvolmuş gözüküyordu dıştan, ama içi daima bir orman yangını gibiydi.Aldatılma gününün üstünden 1 hafta geçti. Eren yine aynı üzgündü ve hala etkisindeydi, ona göre hayatının sonu gelmiş gibi hissediyordu. Eren'in telefonları susmamaya başladı bir yandan Ufuk, bir yandan da defalarca Cemre arıyordu, hiç birine cevap vermeyen Eren en son bunaldı ve ''kim ararsa açacağım artık'' dedi, ve Ufuk aradı telefonu açtı;
Eren: ''Ne var? Daha ne istiyorsun seni adi pezevenk!''
Ufuk: ''Eren bir dinle beni olay sandığın gibi değil.''
Eren: ''Nasıl sandığım gibi değil ulan, her şeyi gözlerimle gördüm işte. Hangi yüzle beni defalarca arayabiliyorsun?!''
Ufuk: ''Eren ne olur beni bir kere olsun dinle kardeşim, gel buluşalım istersen ağzıma sıç ama bir kere de olsun beni dinle.''
Eren: ''Tamam ulan nerede buluşuyoruz?''
Ufuk: ''Bizi yakaladığın yerde buluşalım şimdi, bekliyorum.''
Eren: ''Güzel yer seçmişsin, kapat telefonu 20 dakikaya oradayım.''Telefonu kapatan Eren yola koyulur ve Ufuk'un yanına gider.
Eren yolda giderken Ufuk u dövmek için kafasında hayal kuruyordu ama yine de ''ben bir şey yapamam ona o benim arkadaşım'' gibi düşünceler kafasından eksilmedi. Ufuk ile Eren buluşurlar ve Eren Ufuk a bir yumruk atar:
Eren: ''Nasıl ulan nasıl? Bana bunu nasıl yaparsın, hadi Cemreyi anladım kaltak çıktı diyelim ama sen neden? Sana kardeşim dedim yediğimiz ayrı gitmezdi lan neden neden!!''
Ufuk: ''İlk önce sakin ol kardeşim...''
Eren: ''Bana sakın kardeşim deme sakın!''
Ufuk: ''Peki nasıl istersen, ilk önce sakin ol ve şuraya oturalım hadi.''
Eren: ''Bana ne dersen de ben sizi o biçimde gördüm ya daha ben bu hayatta kimseye inanmam.''
Ufuk: ''Bana inanacaksın ama kardeşim :)''
Eren: ''Nasıl olacakmış lan o bide sırıtıyorsun utanmadan.''
Ufuk: ''İşte böyle...''Ufuk, Cemre ile en başından beri konuştuğu mesajları gösterdi. Aslında Ufuk, Cemreye sormuş konuşurken ''sevgilin var mı?'' diye ama Cemre ''hayır yok'' demiş. O yüzden de Ufuk'un suçsuz olduğu ortaya çıktı. Bunu gören Eren şaşırıp kaldı, Cemre Eren ile Ufuk u birlikte kandırıyordu.
Eren, Ufuktan özür dileyip evine yol aldı, eve giderken bile aklı bir karış havada ne yapacaktı?
Evine gelir oturur ve o sıra Cemre arar:Cemre: ''Eren?''
Eren: ''...''
Cemre: ''Eren ne olur cevap ver orada olduğunu biliyorum. ''
Eren: ''Ne var Cemre? Canımı daha çok acıtmak için mi aradın?''
Cemre: ''Eren böyle deme ben çok özür dilerim ne olur eni dinle, bak ben şuan Sevgi Gölü'ndeyim orada seni bekliyorum lütfen gel, beni hala seviyorsan gel.''Eren telefonu Cemre'nin yüzüne kapatır ve gider.
Eren yolda giderken içine kötü bir his siner, sanki bir şey olacakmış gibi. Eren Cemre'nin karşısına çıkar, Cemre gözleri dolu dolu Eren'e sarılır. Tabi hiç bir şey göründüğü gibi değil yine her zaman ki gibi. Eren Cemreye bağırır çağırır eller havada bir şekilde ve o sıra birisi Eren'in ifşasını alır. Sakinleştikten sonra yavaş yavaş yürüyerek konuşuyorlardı ve tam yürürken Eren polis ile göz göze gelir, o sıra bir tane daha ifşasını alırlar. Eren Cemreye sayıp sövdü, ağladı, ''NEDEN?'' dedi hep. ''NEDEN?''
Eren ağlayarak eve gitti.
Gece vakti olmuştu, Eren'in gözünde uyku akıyordu ama ne kadar çabalasa bile uyumak için olmuyordu uyuyamıyordu. Telefon çalar ve garip bir ses tonu ile birisi '' eski sakarya dersanesinin yukarısındaki yolun ağzına gel'' dedi ve kapattı. Eren korktu ama neden çağırdılar çok merak ediyordu, ve Eren korku falan dinlemeyip evden kaçarak koşa koşa gitti.
Nefes nefese kalan Eren en son garip sesli adamın dediği yere gelmişti, etrafta kimse yoktu. Dağın başı zifiri karanlıktı, göz gözü görmezdi o şekildeydi. Sonra Eren kafasına bir parke taşı büyüklüğünde taş yedi ve yere düştü. Beyni sarsılmıştı hiç bir şey göremiyordu, 12 tane insan 25-30 yaşlarında hepsi Eren'in karşısına çıktı ve üzerine 2 tane fotoğraf fırlattı.
Garip sesli adam: ''Sen, adi pislik! Bir kıza sözlü taciz etmenden ve polise argo kelime, küfür gibi sözler ettiğin için bu gece senin kabusun olacak.''
Eren: ''Ne kızı ne polisi?! Ben yapmadım ne oluyor burada? Ben bir şey yapmadım ne olur bırakın beni sizde kimsiniz amına koyayım?!''
Garip sesli adam: ''Seni görmek isteyen biri var''O sıra Eren'in karşısına çıkan kişi, Cemre.
Eren: ''Cemre yoksa sen? Sen mi düzenledin bu oyunu ulan ben sana ne yaptım lan!''
O sıra Eren yerden kalkıp Cemreye vurmak için koşmaya çalışır ama karnına bir tekme atıp yere yığılır.
Cemre: ''Çok özür dilerim Eren... Yapın.''
Eren: ''Ne yapın ne oluyor lan!''Eren oradan o 12 kişi tarafından darp edilir.
İşte her aşkın sonu böyle bitmemeli, üstelik bu genç yaşta. Peki bu neden? Neden yani Eren kimseye bir şey yapmadı, kimseyi incitmedi niye ki böyle bir şey olsun? Aşk bir ihtimal ile başlar ve bir ihtimal ile sonlanır. Herkes böyle kötü ayrılır demiyorum, her aşkın sonu ayrılarak bitiyor. Bu ya konuşarak ya da ölümle sonlandırılır, işte aşkın gücü de bu...
YENİ ADAM,YENİ YAZAR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cemre
Historia Corta...Kendi öz irademi,gücümü ve direncimi kaybediyorum zannediyordum, ''kim bilebilir bu hayatınızı değiştirecek sizi mutlu edicek bir melek..?'' ...Hiç tahmin bile etmezdim, Bir insanı mutlu etmek bütün çabaların karanlık boşluğa atılması. Ama aşk ba...