Arkadaşlar bölümün sonunda bir duyuru var lütfen dikkate alın :* İyi okumalar :))
Yeni bir gün başlamıştı dünü unuttum bugüne odaklandım. Gönlünü almam gereken biri olduğunu hatırlayıp yataktan hızlıca kalktım. Üstümü giyinip makyajımıda yaptıktan sonra kahvaltı etmek üzere mutfağa doğru yürüdüm. Havanın güneşli olması bana enerji veriyodu adeta. İçimde tarif edilemez bi mutluluk sanki bütün kötülüklerlen arınmıştım. Öyle hissediyordum.. Kahvaltımı bitirip evden çıktım. Parkın yanından geçerken gözlerim Berkayı arıyodu. Bugün kalabalıktı park çocuk sesleri , kuş cıvıltıları , dökülen yapraklar bugün herşey beni mutlu etmeye yemin etmiş gibiydi. Hızlıca Mertlerin evine doğru yürüdüm. Kapıya gelince zillerine bastım. Kapı açıldıktan sonra yukarı doğru çıkmaya başladım. Kapıda Mertin olduğunu gördüm."Başka birini beklemiyodun umarım?" dedim. " Aslında dışarı çıkmak üzereydim bişeymi oldu ?" dedi. Bende " Dün için özür dilerim ben bir karar aldım bir daha seni bu lanet konusunda aramıycağım eskisi gibi yine sadece arkadaş konularını konuşucaz kapadım bu konuyu." dedim. Gülümsedim. O ise suratını asarak " Nehir aslında sana anlatmam gereken bişey var.. Bu lanetin geçmişini öğrendim gibi bişey." dedi. Bende şaşkın şaşkın bakarken " İçeri girmek istermisin?" dedi. Ardından ayakkabılarımı çıkardım içeri girip oturdum. Mertte karşıma oturdu. " Nehir sözümü kesmeden dinlemeni istiyorum." diyerek başladı. Bense peki anlamında başımı salladım. Devam etti, "Bundan yaklaşık 150 yıl önce yani metronun açıldığı ilk zamanlar bir kaza olmuş. İlk Londra metrosundaki kaza. Kalıntıları hala çıkıyo hatta. Herneyse 100 kişinin içinden sadece bir çocuk sağ kalmış onu ise bulamamışlar. Sadece kazadan aylar sonra ailesine gelen bi mektup ulaşmış çocuğun sağ olduğuna dair. Metronun yapıldığı alanda daha öncelerden bir çocuk öldürülmüş büyü yapılan bi çocuk ruhunun zehirli olduğunu söyleyip çocuğu diri diri yakmışlar. Annesi ise bir lanet okumuş. Söyledikleri tabiki bilinmiyo fakat bu laneti yaşayan sadece sizler değilsiniz. O söylediklerine uyan sizler ve sizden önce lanetlenenler anlatabildimmi. Bu laneti çözmenin tek yolu ise içinizden biri metroya yine inicek ve ölmeyi göze alıcak. Böylece o annenin laneti sizin üzerinizden kalkmış olucak." dedi. Bense söyledikleri karşısında tepki verememiştim. Sadece yanaklarımı ıslatan bi kaç damla yaşı elimle silebilmiştim o kadar. Ardından birşeyler ekledi, "Nehir ağlama arkadaşlarınla konuş. Bir detay daha var metroya kimin iniceğini kararlaştırmak için yalnızca 48 saatiniz var çünkü tam 2 gün sonra lanet kapıları tekrar açılıcak ve içine birini daha alıcak. Ezren ise annesinin ismi. Seni şaşırtmak için sana bişeyler yollamıştır eminim. Demek istediğimi anladın umarım."dedi. Yanıma gelip sarıldı. Sakin olmam gerektiğini ve iyi düşünmem gerektiğini söyledi. Ben , ben ölmek istemiyordum. Berkayla henüz yeni barışmışken ölmek olmazdı. Ama diğer arkadaşlarımada bunu yapamazdım. Anlatamazdım bile. Bu lanet bana tek başıma bulaşmadı. Herkes için kendimi feda etmem ne kadar doğru olurduki? Samet kaçmıştı bizden lanetten herşeyden belkide en doğrusunu yapmıştı. Onun bu olanlardan haberi yoktu ve asla olmıcaktı. Peki ya Ezgi , Erensoy , Ömer , İrem onlar ne olucaktı? Ezgi ve Erensoy daha yeni kavuşmuşları onları ayıramazdım. İkisinden birinin ölüme gitmesini istemeyezdim. İrem ve Ömer onlar benim en yakınlarımdı nası söyleyebilirdim? 5imizden birinin ölmesi gerek nası diyebilirdimki? Peki ya ben? Berkay nolucaktı? Yıllarca beklediğim insan bana gelmişti. Şimdi onu nasıl benim ölümümle cezalandırabilirdimki? Ben gidersem ona ne olurdu? Ben herkes için kendimi nası feda ederdimki? Bende o yürek yok. Korkak cesaretsiz bir kızım ben. Nası söyleyebilirdim diğerlerine? Mertin evinden çıktım. Nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Hava birden soğumuştu sert esen rüzgar yüzüme çarpıyordu. Yıllarda rüyalarımı süsleyen insanı elde etmiştim. Ama ölmek zorundaydım. Kimseye bişey anlatmamaya karar verdim. Tam 48 saat sonra sessiz sedasız ölüme gidicektim. Bu laneti arkadaşlarımın ve kendimin üstünden çekicektim. Benim sayemde herkes mutlu huzurlu olucaktı. Benim için en fazla 1 hafta üzülüp vicdan azabı çekerlerdi. Şaşırdığım şey Mert benim çok yakın arkadaşımdı ve ona rağmen lafı dolandırmadan bana herşeyi anlatmıştı. Resmen bana sen öl demişti. Buda içimi burkuyordu aslında. Kalan son 2 günümü en değerlilerimle geçirmeye karar vermiştim. Gözlerimdeki yaşlar sel olup akıyordu sanki. Annem ne olucaktı? Hayattaki tek varlığı bendim. Bende gidersem o ne yapıcaktı? Daha 1 ay önceye kadar kendimden nefret ediyordum ölmek istiyordum. Allahım beni öldür diye yalvarıyodum. Şimdi ise ölüceğim için üzülüyorum. Ölmek istememin nedeni Berkay değildi. Dış görünüşüm arkadaş çevrem , milletin benim hakkımda gereksiz görüşleri. Hepsi beni bunaltmıştı. 1 ay öncede olsaydım eğer ölmek için koşa koşa giderdim o metroya. Ben düşüncelerimle boğulurken karşıda Berkayı gördüm. Şuan tek istediğim şey ona sımsıkı sarılıp asla bırakmamaktı. 2 günüm kalmıştı yaşayamadıklarımı yaşamak için yeterli bir süremiydi bu? Bence yeterdi. Berkay bana doğru yaklaşırken gülümsedim. Sarılmak için eğildiğinde onu durdurdum. Aylardır denemek istediğim bişey vardı. Onu ise şimdi yapmak istiyordum. Ayaklarımı berkayın boyuna gelicek şekilde kaldırdım ve dudaklarına yapıştım. İlk önce biraz şaşırsada 1-2 saniye sonra oda bana karşılık verdi. Sokak bomboştu kimseler yoktu. Bense bütün inadımı kırıp Berkay istemeden önce onu öpmüştüm.
*************
"Anne ben 1 günlüğüne arkadaşımda kalmak istiyorum" dedim. Annemse sinirli bi şekilde ," Nereye gidiyosan git Nehir iyice sokak çocuğu oldun başıma." dedi. İzin vermişti bense Zeyneplerde kalıcağımı söylerek 1 gecemi Berkayla geçiricektim. Yanıma bi kaç eşyamı aldım. Berkayın ailesi 1 hafta önce gitmişti. En az 1 ay sonra gelirlerdi bu kesindi. Bu yüzden Berkay beni onlara davet etmişti. Önce Zeyneplere uğradım. Onla biraz dedikodu yaptık. Son kez ona sıkıca sarıldım. Söylemek istediğim çok şey vardı aslında ama ben son günümde herkese birer mektup bırakarak veda edicektim. Berkayın beni Zeyneplerin kapısında beklediğini gördüm. Gülümsedim elini tuttum ve yürümeye başladık. Önce bişeyler almak üzere markete gittik. Berkayın bolca alkol tarzı şeyler aldığını gördüm. Sanırım bu gece bende ona uyucaktım.
***********
"Berkay artık uyuyalımmı?" dedim. Berkaysa tek kaşını kaldırıp "Biri benle uyumakmı istiyor yoksa başka şeylerde yapabilirmiyiz?" dedi. Başımı eğip gülümsedim. Belki birşeyler yapabilirdik ama hala istemiyordum. Ölüceğim gün yaklaşıyodu saatler kalmıştı ama yinede Berkayla beraber olmak gibi bi hayalim yoktu. Ne kadar merak etsemde.. " Sadece uyuyalım." dedim. Ayağa kalktım odasına doğru yürüdüm. Aslında başka yerdede yatabilirdim. Ama onunla uyumak en büyük hayalimdi bu yüzden bişey demedim. Berkayda itiraz etmemişti zaten. O içerdekileri toplarken bende yanımda getirdiğim pijamalarımı giydim. Pikenin altına girdim. Telefonumla oynarken Berkayın geldiğini gördüm. Yanıma uzandı. Göğüsüne yaslandım gözlerimi kapadım. İşte huzur buydu..
Imm evet artık bu hikayeden sıkılmaya başladım ben ve saçmalığa doğru gitti. Bu yüzden bir dahaki bölüme final yapmayı planlıyorum. Yeni bir hikayeye başladım "Hayatımdan bir kaç parça" daha çok aşk içerikli bir hikaye olucak. Desteklerinizi bekliyorum. Sizleri çok seviyorum :* Destek veren herkese teşekkürler tekrardan :):):))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metrodaki Lanet(Aşk)
Ужасы"+Hadi taksime gidelim. Eminönünde napıcaz ya?" dememle başladı bu lanet olay marmarayla gitmek istediler daha yakın olucağı için eminönünden taksime aktarma yapıcaktık. Ezgi bir farklılık hissetmişti o yüzden o bizle gelmedi. Yürüyen merdivenlerden...