12

200 8 11
                                    

....
"Aç Esra aç gözlerini."

Bacaklarında yatan kadına baktı. Tek eli koltuktan sarkarken diğeri ise Behzatın avucundaydı. Akbaba elinden geldiğince hızlı sürmeye çalışıyordu. Esra kıpırdanınca tüm dikkatini ona verdi Behzat.

"B-bebeğim..Ah.."

Gözleri kapalıydı fakat acıyla inledi. Harun gözleri dolunca hızlıca kırptı gözlerini bir an önce toparlanmak için. Amirinin her seferinde acı çekmesi onun bile ağrına gidiyordu.

"Esra burdayım ben. Korkma tamam mı sakın korkma. Duyuyor musun beni?"

"B-behzat.. "

Acıyla sıktı gözlerini. Sarkan elini karnına getirip ellerini birleştirdi. Canı yanıyordu. Behzat acıyla kıvranan Esraya,ardından yola döndü. Trafik vardı. Şimdi hiç zamanı değildi.

"Dayan tamam mı? Hadi Esra. Hadi."

"Canım yanıyo Behzat.. "

Bir küfür savurdu sinirle. Yeniden Esraya döndüğünde bacaklarının arasından sızan kana takıldı gözleri.

"L-lan Akbaba hızlan!HIZLAN HIZLAN!"

Behzatın büyüyen tepkisiyle haykırışları arasında başını kaldırdı Esra. Bacağındaki kanları gördüğü an dondu. Bebeğini kaybedemezdi. Gidemezdi. Daha yeni tanışmışken onunla bu kadar kolay ayrılamazdı.

"Esra. Bana bak. Gözlerime bak! Bir şey söyle tepki ver. Yalvarırım Esra bana bak."

Mavi gözler içindeki tüm ışığı kaybederek kendi gözlerini bulduğunda uzun zaman sonra ağladı Behzat. İçinde acının dolaştığını ve onu bırakmadığını hissettiğinde Esra yeniden kollarına yığılmıştı. Hastane kapısını gördüğü an fırladı arabadan. Esrayı kucağına alıp sedyeye yatırdı. Arkaya baktığında gözü koltuğa damlayan bir iki damla kanda kalmıştı. Harun bir şey söylemek istedi. Diyemedi. Ne denirdi ki ? Biraz daha beklediler ama Behzat sadece kana bakıyordu. Kolundan tutup seslendi amirine.

"Abi,Esra yengeyi yalnız bırakma hadi."
....
Pembe hasta önlüğünün içinde bundan daha güzel gözükemezdi kimse. Sarı saçları ve pembenin en güzel tonu Esrayla birleşinde huzur tablosu oluşturmuştu. Birkaç saat içinde nasıl da yorulmuştu gözleri. Hafiften belli mor halkalar maviliklerine yakışmamıştı ama geçecekti. Her gelen şey gitmek için vardı. Acılar da geçip gidecekti. Doktor odadan çıktığında oturduğu yerden düşme uğruna kalktı Behzat.

"Bebeğiniz çok iyi. İnanılmaz savaşçı bir ruhu var. Normalde oldukça geç kalınan bir vakadır Esra hanım. Kanaması oldukça fazla olmuştu. Fakat bebeğiniz sizden vazgeçmemiş. Geçmiş olsun Behzat Bey. Esra hanım birazdan kendine gelir. Az önce sizi sayıklıyordu."

Bir şey demeden sadece kafasını sallamakla yetindi. Odaya girip kapıyı kapattı. Esra kıpırdanıyordu.

"Esra ben geldim. Burdayım."

"Behzat..."

"Evet. Evet Esra."

Gözlerini açınca ilk önce nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Beyaz tavana,çevresine baktı. Anladığında ellerini karnında kavuşturmuş ve hızlıca karşısında onu izleyen adama dönmüştü. Ağlayarak başını sağa sola sallıyor ve bebeğim diye bağırıyordu. Behzat kollarından tutarak sakinleştirmeye çalıştı onu. Alınlarını birbirine dayayıp seslendi Esraya uzun uzun.

"Gitmedi Esra. Hala seninle,bizimle. Sakin ol. Duyuyorsun beni değil mi?"

Kollarını sıkan eller gevşemiş,nefes alışverişleri sakinleşmişti. Daha sonra ellerini Behzatın yüzüne getirdi. Dudaklarına yaklaşıp öptü onu. Uzun uzun öptüler birbirlerini. Kapı açılınca ayrıldılar. Hayaletle Harun gülüyordu. Şule Esranın yanına gidip sımsıkı sarıldı.

"İdealist savcının savaşçı bebeği.."

Herkes gülmüştü bu tespite. Daha dünyaya gelmeden gücünü göstermişti herkese. Karnındaki elleri hiç ayrılmamıştı oradan. Akşam herkes gidince tek kalmışlardı. Bir gece kalacak ardından çıkacaktı.

"İyisin değil mi?"

"İyiyim Behzat. Acıktım ben biraz."

"Tamam alıp geleyim."

"Bekliyorum."

Behzat odadan çıkınca içeri başında şapka olan bri girmişti. Esra birkaç kez seslense de başını kaldırmaya tenezzül etmemişti. Elindeki iğneyle seruma yaklaşıp enjekte ederken Esra ona bakan tanıdık gözleri gördü. Kolundaki serumu hızlıca söküp kalktı yataktan. Ercüment o iğrenç kahkasıyla odada ses yaratırken Esra elini karnına getirip Ercünün gözlerine baktı.

"Senin ne işin var burda?"

"Ya senin elin niye karnında sürekli?"

"Git burdan!"

"Esraaa Esraaa..."

"SENDEN KORKACAĞIMI SANIYORSAN YANILIYORSUN!"

"Belli oluyor.Korkudan titriyorsun."

Kapı açılınca Behzat elindeki yemekleri fırlatıp Ercümen'ti yakasından tutup dışatı fırlattı.

"Ne işin var lan burda! Güvenlik alın şunu!"

Esranın yanına gidip kucağına aldı. Birlikte koltuğa geçtiler. Kucağında bir bebek gibi yatıyordu Esra. Konuşmadan durdular. Çok geçmeden uykuya daldı Esra..
.....
İyi okumalar 💚💚

Behzat Ç. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin