noel arifesi

496 27 31
                                    


Kelime Sayısı: 3730

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kelime Sayısı: 3730

                                          ________________________________________________

Sınıfta sessiz olmaya çalışan ancak beceremeyen genç kızların fısıltıları dolaşıyordu. Fısıltıların yanı sıra ara sıra iç çekme sesleri de duyuluyordu. Ruby olması gereken fazla sesli bir şekilde güldüğünde öğretmenleri Mr. Johnson'ın ters bakışlarıyla karşılaşınca kendini susturup kitabına döndü. Öğretmen dersi daha sesli anlatmaya başladı.

"Bu şiirde şair toplumun yozlaşmasını klasisizmle harmanlayarak okuyucuya- Hanımlar gerçekten kendi kendime konuşacaksam dersten çıkmanız en doğrusu olur." Sert bakışları hala kendi aralarında fısıldaşan kızların üzerindeydi. Öğretmenin sözlerini duyan Anne heyecanla anlattığı hikayesini yarıda kesmek zorunda kaldı. Pek tabii Marilla'nın dün gece mektubunda anlattığı arkadaşı, 17. yüzyıl Fransız edebiyatından daha ilgi çekiciydi o an.

Mr. Johnson kibar ve sıcakkanlı bir insandı her halükârda. Yetmiş yaşlarının başlarında hafif kilolu, ince kenarlı gözlüklerini gözünden hiç çıkarmayan, biraz da sakar bir adamdı. Öğrencileriyle bir baba edasıyla ilgilenir, derslerinde başarılı olmaları için elinden geleni yapardı. Öğrencilerinin her zaman gözde öğretmeni olmuştu. Her zaman saygı ve sevgiyle bahsedilirdi bu yaşlı adamdan.

Ancak bugün adam dersteki seslere daha fazla tahammül edememiş olacak ki babacan tavırlarına ara vererek nadiren ortaya çıkardığı sert kimliğine bürünmüştü. Derslerine gereken ilginin gösterilmemesi kabul edilir iş değildi.

En sevdiği öğretmeni tarafından azarlanan Anne hafifçe yerinde sindi, yanakları pembeleşti. Aynı şekilde diğer kızlar da sandalyelerine sinmişti. "Çok özür dilerim, Mr. Johnson. Bir an için kendimi tutamadım, lütfen devam edelim derse. Bağışlayın."

Anne'in mahcubiyetini fark eden tombul adan daha fazla kızgın kalamadı. "Bugün okulun son günü, tatil başlıyor, biliyorum. Ve heyecanınızı da anlıyorum hanımlar. Noel heyecanı hiçbir zaman kaybedilmemesi gereken tatlı bir duygu. Ancak dersleri bir kenara koyarak kendinizi heyecanın içinde kaybederseniz geleceğiniz için akıllı bir tercih yapmış olmazsınız. Lütfen derse odaklanın," Pantolonunun cebinden oldukça değerli görünen zarif işlemeli altın saat çıkarıp baktı, ardından cebine geri koydu. "Son on beş dakikamız kalmış, ardından çıkabilirsiniz. Bu yaşlı adam on beş dakika sonra sizi özgür kılacak."

Sınıftakilerin itirazları eşliğinde dediği şeye güldü. Sonra elini hafif sallayarak itirazları susturdu. Derste kaldıkları yere geri döndükleri zaman bu sefer sınıftan çıt çıkmıyordu. Mr. Johnson'ı üzmek daha fenası ona saygısız davranmak istemiyordu hiçbiri.

Mr. Johnson tatil için okuyacakları makaleleri kara tahtaya not ederken hademenin çaldığı çanın sesi koridordan sınıfa doldu. Mr. Johnson'ın tebeşiri yerine kaldırmasıyla dersin bittiğini anlayan sınıf eşyalarını toplamaya başladı hızlı hızlı. Dışarıda hafif hafif kar yağıyordu, camdan dışarısı Noel kartı gibi görünüyordu o an. Manzarayı kaçırmak istemeyen herkes mantolarına sarınıp hızla dışarı adımladı. Mr. Johnson'a iyi tatiller dilemeyi pek ala unutmamışlardı.

anne with an e/ one-shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin