Bal||Texting

22🐝

-

Ada'dan.

Deniz'le 2 gündür falan konuşmadık. Zaten ona küsmüştüm. Ondan ayrılmayı planlıyordum. Beni aldattığını biliyordum. Ondan dolayı onunla küstüm.

Anne: Adaaağ

Diana: He

Anne: Bu Umut vardı ya hani

Diana: Ne Umut'u Ayşe'li Eda?

Anne: Varya olm bi tane

Diana: Dershanede ki tatlış çilliyi mi dyrsn?

Anne: Eed onu dyrm

Diana: Olm

Diana: O 6. Sınıftan kalma birisi aq

Diana: Şimdi nerede, ne olmuş ona bilmiyorum.

Diana: Hatta engelledi beni.

Diana: Hala da açmadı..

Anne: WAĞAĞAĞA

Anne: Mal mı bu çocuk

Diana: Kanka bu gerizekalı.

Diana: Hemde çok gerizekalı.

Konuşmadan çıkıp boş boş yere baktım.

Kendimi sevmiyordum ki onlar beni sevsin?

Kendimden nefret ederken onlar.. Beni neden sevsinler ki?..

Benim Bal'ım hiç bir zaman olmayacaktı.

Okyanus.. Bir anda o aklıma geldi. Acaba o ne yapıyordu? Acaba yaşıyor muydu. İtler ölmez di ki zaten.

Okyanus son görülme: Perşembe.

Hemen ekrana kitlendim. Son görülmesi perşembeydi! O yaşıyordu ölmemişti!

-

Ada: Okyanus!

Ada: Ölmemişsin.

Ada: Hala yaşıyorsun.

Ada: Ama neredesin?..

Ada: Okyanus..

Ada: Deniz'le ayrılacağız galiba.

Okyanus: NE?!

Ada: :))

Okyanus: Gülme!

Ada: Konumuz bu değil, sen neredeydin?

Okyanus: Ada sana çok ihtiyacım var. Lütfen gel.

Okyanus'u aradım. Açtı. Adresini öğrendikten sonra koşarak onun yanına gittim.

-
Okyanus'dan..

Ada'yı deliler gibi özlemiştim.. 5 aydır ortalarda yoktum. Kafamı dinlemek için gitmiştim. Ama Ada beni çok merak etmiş.

"Okyanus! Okyanus buraya bak!" Duyduğum sesle arkamı döndüm. Benim Bal'ım gelmişti.

Ona doğru koşarak ona sarıldım. Ama sımsıkı sarıldım. Kafam boynununa gömülüyken dedim ki, "Seni çok özledim.." Ada da cevap verdi, "Ben de.."

"Daha ne kadar kalacağız böyle?" Deyince ondan ayrıldım. Ağlamıştı. Bende ağlamıştım.

"Eh, şey.. Ada, çok güzel kokuyorsun."

Bir şey diyemedi biraz. Sonra bana baktı, "Ah, teşekkürler."

Yol boyunca ses çıkartmadan yürüdük. En sonunda sessizliği bozan Ada oldu, "neredeydin bunca zamandır?"

"Ada.. Kafamı toparlama lazımdı. Yoksa çok acı çekecektim." Suratıma baktı, "Hiç mi beni umursamadın?"

"Seni çok umursadım ben, Ada. Ada ben sana çok aşığım."

"Bunu biliyorum." Sustu, sustum. "Peki neden o zaman onunla çıkıyorsun?"

"Çünkü.. Ayrılıyoruz zaten! Bunu sorman şaçmalık!"

"Ayrılıyor musunuz? Cidden mi?" Üzülmüş gibi yapmıştım ama cidden çok sevinmiştim. "Sevindin değil mi?" "Evet, çok sevindim."

Sırıttı. "Okyanus. Bak, ben ona aşığım fakat, o beni aldattı. Ayrılıyoruz, çünkü beni aldattı."

"Seni aldatan gerizekalıdır.", "Seni aldatan Ada, kendisi çoktan kaybetmiştir. Peki biz kaybetmeden, denesek?"

"Dene- ney?"

"Sevgilim olur musun, yani o dede gibi 'peki benim aşkım olur musun Ada hanım," diyecek değilim." Güldü.

"Aşkın olurum, Okyanus."

Gözlerimin içine baktı.. Ve dedi ki, "Seni çok seviyorum.." güldüm, ve elini tuttum. "Elimi hiç bırakma, Ada." Daha fazla tuttu, "Asla."
-
Arabaya bindiğimizde birbirimize bakıp sırıtıyoruk. LP playlisti yapmıştı.. The On That You Love çalıyordu. En sevdiğim LP şarkısıydı..

"How to be the one, how to be the one, how to be the one.." Devamını söyledim.

"Try to be the fire for you, try to be the sun.."

"LP bilmiyorsun sanmıştım.."

"Tabi ki bilirim."

Deniz arıyor..

Deniz arıyordu. Açtım. "Ne var?"

"Ada aşağı iner misin?"

"Hayır, dışarıdayım."

"Neredesin?"

"Bunun seni alakadar ettiğini sanmıyorum."

"Ada yerini söyle."

"Okyanus'layım. Sorun mu var?"

"Evet sorun var. Sevgilim o piçle takılamaz."

Okyanus telefonumu aldı, "Ne istiyorsun ondan?"

"Bundan sana ne," Okyanus sinirden kızarmıştı. "Sevgilimi arama yetkisine sahip değilsin, o senin sevgilin değil. Bunu o kafana sok."

Ardından kapattı. "Okyanus, özür dilerim.."

"Senin şuçun yok güzelim."

Eve geldiğimizde, arabadan indim. Okyanus'da indi.

"Geldik eve, Cinderella.."

Sırıtıp, yanağını öptüm. "Bu da benim hediyem, prensim."

Ve elini bırakıp yukarı çıktım.

-
düzenlenmiştir.