Son Görev | 3

219 11 0
                                    

KIZIL ÇEMBER


"Pekâlâ Bayan Warren, heyecanlanmanızı gerektirecek herhangi bir sebep göremediğim gibi, zamanı değerli sayan bir kişi olarak bu konuda bir şey yapmamı gerektirecek bir neden de göremediğimi söylemeliyim. Doğrusunu isterseniz ilgilenmem gereken başka işler var." Sherlock Holmes bunları söyledikten sonra, yeni haberleri girmekte olduğu not defterine döndü.

Ne var ki pansiyoncu kadın, hemcinslerinin bütün dik kafalılığına ve kurnazlığına sahipti ve görünüşe göre vazgeçmeye hiç mi hiç niyetli değildi.

"Geçen yıl kiracılarımdan birinin bir işine bakmıştınız," dedi, "sözünü ettiğim kişi Bay Fairdale Hobbs'tur."

"Ah, evet, basit bir meseleydi."

"Ama Bay Fairdale her fırsatta bu konudan bahsederdi efendim; ne kadar nazik biri olduğunuzu söyler, onun için karanlığı nasıl aydınlattığınızı anlatıp dururdu hep. Kendimi karanlıkta kaybolmuş hissettiğimde birden onun sözlerim hatırladım. Bir deneseniz olayı çözebileceğinizden eminim."

İltifatlara karşı bir çeşit zaafı vardı Holmes'ün; haksızlık etmeyeyim, nezaket de yumuşatırdı onu. Bu iki güç bir araya gelince iç çekerek kurşun kalemini bıraktı ve oturduğu yerde arkasına yaslandı.

"Peki, peki, Bayan Warren, anlatacaklarınızı dinleyelim o halde. Tütüne bir itirazınızdır yoktur umarım? Teşekkür ederim. Watson, kibrit! Şayet yanlış anlamadıysam, huzursuzluğunuzun nedeni, yeni kiracınızın sürekli odasında kalması ve onu hiç görememeniz. Rica ederim Bayan Warren, kiracınız olsam beni de bazen haftalarca ortalıkta göremeyebilirdiniz."

"Buna şüphem yok efendim; ama bu seferki farklı bir durum. Olanlar beni korkutuyor Bay Holmes. Geceleri gözüme uyku girmez oldu. Sabahın erken saatlerinden gecenin bir yarısına kadar yukarıda yürüdüğünü duyduğum halde adamı bir kez olsun göremedim -artık buna dayanamıyorum. Bu olay yüzünden kocam da tıpkı benim gibi gergin, ama o bütün gün çalışırken ben hep evdeyim. Adam kimden saklanıyor? Ne suç işlemiş olabilir? Hizmetçi kız haricinde, koca evde o adamla tek başınayım, sinirlerim bunu kaldırmıyor artık."

Holmes öne eğilerek ince uzun parmaklarını kadının omzuna koydu. İstediği zaman, insanların üzerinde hipnoza benzer bir etki yaratarak onları sakinleştirebiliyordu. Kadının gözlerindeki korku yavaş yavaş silindi, gergin yüzü gevşedi. Holmes'ün gösterdiği bir sandalyeye oturdu.

"Vakayı üstleneceksem bütün ayrıntıları bilmek isterim," dedi Holmes. "Her şeyi iyice düşünün. En önemsiz görünen ayrıntılar bazen hayati bir değer taşıyabiliyor. Adamın on gün önce geldiğini, iki haftalık ücretini peşin ödediğini söylüyorsunuz, öyle mi?"

"Şartlan sordu, efendim. Haftada elli şilin dedim. Evin üst katında, küçük bir oturma odası ve bir yatak odası olan bir daire var."

"Evet?"

"Bana dedi ki, 'Benim şartlarımı kabul ederseniz size haftada beş sterlin veririm.' Ben fakir bir kadınım efendim; Bay Warren de az kazandığı için adamın teklif ettiği parayı geri çeviremedim. On sterlinlik bir banknot çıkarıp uzattı ve, 'Şartlarıma uyduğunuz sürece iki haftada bir bu parayı alabilirsiniz,' dedi. 'Hayır derseniz sizinle işim olmaz.' "

"Şartları neymiş peki?"

"Şey, efendim, öncelikle evin anahtarını istiyordu. Bunda bir sorun yoktu. Kiracılar genelde anahtarı isterler. Bundan başka, onu hiçbir şekilde, her ne bahaneyle olursa olsun rahatsız etmeyecek, tamamıyla yalnız bırakacaktık."

Sherlock Holmes - 3. CiltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin