Sherlock Holmes'ün Dava Defteri | 12

296 12 1
                                    

EMEKLİ BOYACI


Sherlock Holmes'un uyanık ve dinç tabiatının ara sıra olduğu gibi, o sabah yine melankoliye ve felsefeye yenik düştüğü bir gündü.

"Onu gördün mü?" diye sordu.

"Şu demin kapıdan çıkan ihtiyarı mı?"

"Evet."

"Gördüm, kapıda karşılaştık."

"Hastalıklı, acınası, zararsız bir yaratık."

"Evet, öyle Watson; acınası ve zararsız biri. Zaten hayat da böyle değil midir? Acımasız ve beyhude! Talih alnımıza yazılmıştır. Bazen yıldızlarla, burçlarla uğraşırız. Sonunda ne geçer elimize peki? Bir gölge ya da gölgeden de kötüsü: sefalet."

"Senin müşterin mi bu?"

"Eh, öyle sayılır. Scotland Yard bana göndermiş. İyileşmeyecek hastayı doktorlar bazen şarlatanlara havale eder ya, o hesap. Artık kendi ellerinden daha fazla bir şey gelemeyeceği, hastanın durumu bundan daha kötü olamayacağı için!"

"Mesele nedir?"

Holmes masadan çok kirli bir kartvizit aldı. "Josiah Amberley, Brickfall ve Amberley Fabrikası'nın bir şubesini işletirmiş. Bu ismi bilirsin, yağlıboya imal ediyorlar. Kısacası adam bu şirketten altmış bir yaşındayken ayrılıyor, sonra kendisine Lewisham'da bir ev satın alıyor ve yorucu iş hayatından tamamen çekilerek keyfine bakmak istiyor. Geleceğini de garanti altına almış durumda."

"Öyle olmalı elbette."

Holmes bir zarfın arkasına karaladığı notlara göz attı:

"1896'da emekli olmuş, Watson. 1897 baharında kendinden yirmi yaş küçük bir kadınla evlenmiş. Fotoğraflarına bakılırsa kadın gayet güzel. Yeterince parası, bir hayat arkadaşı ve bolca vakti var. Adam hayatını düzene koymuş. Ama senin de az önce gördüğün gibi, iki yılda öylesine çökmüş, öylesine perişan bir hale gelmiş ki..."

"İyi ama ne olmuş?"

"Hep aynı hikâye, Watson. Kalleş bir arkadaş ve sadakatsiz bir eş. Amberley'in bir tek merakı var, o da satranç. Lewisham'dan o kadar uzak olmayan bir yerde genç bir doktor oturuyor. O da satranca meraklı. İsmini şuraya yazmıştım: Dr. Ray Ernest. Bu adam Amberley'lerin evine sık sık uğramaya başlıyor ve tabii sonunda kendisiyle Bayan Amberley arasında sıkı fıkı bir ilişki doğuyor. Kabul etmek gerekir ki, talihsiz müşterimiz insan olarak ne kadar makbul olursa olun görünüş bakımından pek de öyle ahım şahım bir tip değil. Uzatmayalım, âşık çift geçen hafta ortadan kayboluyor, nereye gittiklerini bir Allahın kulu bilmiyor. Senin anlayacağın sadakatsiz hanım, kocasının biriktirdiği paranın büyük bir kısmıyla, mücevherat kutusunu alıp götürüyor. Kadının peşine düşebilir miymişiz? Parayı kurtarabilir miymişiz? Her gün rastlanan şeyler bunlar ama bu iş Josiah Amberley için hayati bir meseleymiş."

"Ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Önce aynı soruyu ben sorayım, sevgili dostum Watson: Sen ne yapacaksın? Bana yardım etmek ister misin? Bildiğin gibi, şu sırada iki kilise papazının işleriyle meşgulüm; artık bitirmek zorundayım. Lewisham'a gidecek vaktim sahiden yok, yoksa olan biteni yerinde incelemek daha doğru olurdu. İhtiyar delikanlı ne olursa olsun benim gelmemi istiyordu ama ona durumu anlattım. Şimdi seni kabule hazır."

"Aslına bakarsan," diye cevap verdim, "ne işe yarayacağımı bilmiyorum ama elimden geleni yaparım."

Nitekim öyle oldu; bir yaz günü öğleden sonra, Lewisham'a yola çıkarken bulaştığım şu hikâyenin bir hafta bile geçmeden tüm İngiltere'de büyük tartışmalara yol açacağını nereden bilebilirdim!

Sherlock Holmes - 3. CiltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin