cinco

124 15 4
                                    

God save the prom queen
Teenage daydream
Just another dressed up heartbreak
God save the prom queen
Only 18
Turned her tears to diamonds in her crown
She's the first in line at the party
She's the first in line at the club
And she's got that body, always gotta flaunt it
Everybody's looking up
When she walks by, you want to be her
And your boyfriend pretends not to see her
'Cause she's got that fire, doesn't even try
Her booty has its own zip code

Müzik sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Kulaklığımı çıkarıp Rose'ye döndüm. "Korkuyorum. Acaba bu işe hiç bulaşmasak mı?"

"Saçmalama, ölümü mü bekleyeceksin?" Haklıydı bir yandan.

Rose'yle eve doğru yürüyorduk. Okuldan beni almıştı ve şimdi de eve gidecektik. Gece olunca ve Faxon yatınca güvenliği için odasının kapısını kilitleyip bodruma inecektik. Planımız hazırdı. Ta ki, telefonum çalana kadar. "Alo?"

"Khos hastanesinden arıyorum. Ben Bay Yeon. Bayan Lee hakkında bilgi vermemi istemiştiniz. Sonuçlar çıktı. Bayan Lee'nin ölümü de aynı Bay ve Bayan Manoban'ınkine benziyor. Belli ki eve tespit edemediğimiz bir hayvan girip kendisini ısırmış. Yakın zamanda oradan taşınmanızı öneririm Bayan Manoban."

"Anlıyorum. Teşekkürler. Daha detaylı incelemek için oraya geliyoruz. Yarım saate orada oluruz. Bir arkadaşım da yanımda. Paranızı hazırladım."

"Bekliyorum." dedi ve kapattım.

"Ne olmuş?" dedi sabırsızca Rose.

"Bay Yeon. Hastaneye gitmemiz gerek. Daha detaylı öğrenmem gerek bu işi."

"Tamam."

"Rose düşündüm de acaba sen gelmesen mi? Şimdi senin de başını belaya soktum. Bunu yapanın bir hayvan olmadığı belli. Ve belli ki sorunları bizimle. Seni de olayın içine dahil etmek hoşuma gitmedi."

"Endişelenme, ben senin arkadaşınım. Ve korkmuyorum. Asla. Bu gece bodruma gireceğiz."

"Peki. Ama hiç içime sinmiyor bilmiş ol." dedim sessizce. Elini omzuma attı ve beni sardı. Hafifçe gülümseyip kulaklığımı geri taktım.

Sonunda hastaneye geldiğimizde oldukça meraklıydım. Bay Yeon'un odasına girdim. Üzerine beyaz bir örtü örtülmüş vücut, soğuk odada öylece yatıyordu.

Cüzdanımdan ücreti çıkarıp kenara koydum ve örtüyü omzuna kadar açıp yarayı daha dikkatle inceledim.

"Hey, boynunun şurasında bir pençe izi var."

"Isırık değil miydi o?" dedi Rose yaklaşarak. Bay Yeon da yaklaşmıştı.

"Evet, ama ne pençe izi ne de diş izleri bilindik bir hayvana ait değil. Hayvan olup olmadığından da emin değilim ama bunu başka kim yapabilir ki?" dedi Bay Yeon.

"Peki ya sizce kan kaybından mı öldü?"

"Büyük ihtimal. Ama geldiğinde fazla şiddetli kanaması yoktu." dedi Bay Yeon.

"Nasıl yani?"

"Demek istediğim, pençe veya diş izlerinden enfeksiyon kapmış da olabilir ama bu kadar hızlı ölümcül etkiye sahip olan bir enfeksiyon çok zehirli hayvanlarda bile yok. Gerçekten çok çabuk gerçekleşti ölümü."

Rose'ye döndüm. Kesinlikle bir hayvan değildi? Vampir olamazdı değil mi? Lisa, çocuk musun sen? Ne vampiri, iyice abarttın.

"Peki bana bir rapor çıkartır mısınız. Birde anne ve babamın da raporlarını isteyeceğim. Ne olur ne olmaz veterinere gösterelim. Belki bir fikri olur." Tamamen her yolu deniyordum bunun bir hayvan olduğuna kendimi inandırmak için ama içten içe bende inanmıyordum.

Peki ya bu neydi?

DiaboliqueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin