nueve

107 17 5
                                    

Bütün günü odamda geçirmiştim. Ara sıra su içmek için aşağı inmiştim ama onun dışında odamdaydım. Korkunç bir durumun içindeydim. Beni kaçırdıklarını hatta geri döndüğümde kimseye söylememem için psikolojimi bozmaya çalıştıklarını bile düşünmeye başlamıştım.

Duvardaki tahta saat dikkatimi çekti. Saat 16'ydı. Küçük camdan dışarıya baktım. Rose, diğer kızlarla iyice kaynaşmıştı. Aklına bile gelmemiş olmalıydım.

Aşağıya indim. İçeride bir tek Jungkook vardı. Viskisini içiyordu. Yüzümü buruşturup dışarı çıktım. Etraf uzun ağaçlarla doluydu. Yerlerde yapraklar vardı. Tahta bir bankta kızlar oturuyordu. Yanlarına geçtiğimde hepsi uzaklaştılar. Anlamamıştım. "Bir sorun mu var?" diye mırıldandım.

"Sen keyfine bak. Sonuçta burda önemli olan senin keyfin, öyle değil mi? Biz sadece sen rahat hisset diye bu korkunç yerdeyiz." dedi esmer kız. Jennie'ydi bu.

"Bu benim elimde olan bir şey değil. Çok istiyorsanız gidebilirsiniz. Zorla tutmuyoruz."

"Zorla tutuyorsunuz." dedi Jennie. Sinirle yanlarından uzaklaştım. Ne kadar kaba bir kızdı? Rose'den bunu beklemezdim. Resmen kandırmışlardı onu.

Diğer çocukları göremedim, bir tek Jungkook vardı o da içeride oturuyordu. Ben de yanına oturdum.

"Merhaba." dedim. Kafasını bile çevirmedi. Telefonuyla ilgilenmeye devam etti. "Konuşmamız gerek." Hala bir şey demiyordu.

"Jeon bakar mısın yüzüme." dediğimde telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Bıkkınca bir nefes verdim.

"Kızlar buradan gidebilir mi? Ne yapacaksanız bana yapın onların hiç bir suçu yok."

"Hayır." dedi kafasını oynatmadan.

"Neden?"

"Usta'nın emri böyle."

"Konuşabilir miyim Usta'yla."

"Tamam." dedi ve ayağa kalktı. "Beni takip et."

Arka kapıdan dışarı adımladık. Siyah bir cip vardı. Hemen ön koltuğa atladım. O da yanıma bindi ve sürmeye başladı.

"Siz bir örgüt müsünüz?"

"Hayır. Usta'nın eşine yapılan katliamın adaletini arıyoruz. Gerekirse intikamını alacağız."

"Ama benim bunda bir suçum yok. Aynı şekilde diğer kızların da. Zaten hepsi benim onları zorladığımı düşünüyor. Bana kızgınlar." dediğimde yüzüme baktı sertçe.

"Senin yanında olmak zorundalar. İsteseler de istemeselerde kaderleri bu. Onlarla konuşacağım." dediğinde oldukça şaşırmıştım. Demek ki bu sert kabuğun ardında vicdanlı biri vardı.

DiaboliqueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin