13

504 20 11
                                    

1K okunmuş bölüm
paylaşam bari teşekkürler.


"Anladın mı?" diye sorduğunda anlamasamda kafamı salladım.

"Evet, anladım," dedim.

Bakışlarını testen çekip yüzüme baktı.
"Hayır, anlamadın?"

Tekrar kafamı salladım.
"Evet, anlamadım."

Gülümseyip geri çekildi. Allah aşkına fizikten kim anlardı ki? Ben beden dersinde bile kötüydüm.

"Tekrar anlatacağım," dediğinde olumsuz anlamda kafa salladım.

"Gerçekten uğraşmana gerek yok, anlamıyorum zaten," dedim Deniz'e.

Öğlen arasına girince gerçekten kütüphaneye gelmiş ve beni ders çalıştırmaya çalıştırmıştı.

Deniz konuşacakken sandalyemin geriye doğru çekilmesiyle korkuyla bağırdım.

Efe, elinde tuttuğu sandalyeyi Deniz'le aramıza yerleştirip hızla oturdu.

"Ne yapıyorsun?" diye sordum sinirle.

"Ders çalışmaya geldim." Beni umursamadan rahatça oturduğu yerde yayılırken derin bir nefes aldım.

"Git başka yerde çalış, biz çalışıyoruz burada."

Bana cevap vermezken Deniz'e döndü.

"Eee, ne çalışıyoruz?" diye sordu.

Ellerimi yüzümü avuçlayıp bir süre bekledim.

"Biz aslında Beste'yle beraber çalışıyorduk," Deniz rahatsız olmuş sesiyle konuşurken Efe gülümseyip konuştu.

"Ben yokmuşum gibi davranın ya," dediğinde ayaklanacakkan kolumu tutup geri yerime oturttu.

"Otur, köle."

"Sınıfa gideceğim."

"Aa neden? Yoksa siz rahatsız mı oldunuz ben geldim diye?"

Onun gülümseyen yüzüne yumruk çakmamak için kendimi sakinleştirdim. Keşke diye geçirdim içimden keşke o iddaa' yı ben kazansaydım.

"Evet," dedi Deniz.

"Olmaya devam edin o zaman."

KÖLE | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin