Görüntüleri var. Lisa senin dizlerinde yatarken, sen de onun saçlarını okşuyordun...
___________________
'Lisa! Bay Jeon seni çağırıyor.'
Kim olduğunu bilmediği kişinin sözüyle elindeki dosyayı bırakıp hızla Jungkook'un odasına girdi Lisa. Kendisi Jimin'in sekreteri olmasına rağmen Jungkook onu ikide bir odasına çağırıyordu, artık alışmıştı.
'Efendim Jungkook?'
İntikam planını başlatmıştı Lisa. İki gündür Jungkook diye hitap ediyordu ona. Aralarındaki buzu eritip yerine duvar örmeyi planlıyordu.
Jungkook yüzündeki küçük ama anlamlı tebessümle konuşmaya başladı.
'Hwung Holding ile anlaşma yapacağız, toplantı odasını hazırla lütfen.'
'Yoona hazırlasa olur mu Jungkook? Yugyeom'la dışarı çıkacaktık bugün.'
Yugyeom'un kim olduğunu bilmiyordu Jungkook. O yüzden sorar gözlerle Lisa'ya bakıyordu.
'Yugyeom kim?'
'Eşim'
Kısa ve net... Eşim... Jungkook'u darma dağın etmeye bile yetiyordu bu sözcük...
'Olmaz Lisa, senin yapman lazım. Beklesin bi zahmet.' dedi sinirine engel olmaya çakışırken.
'Peki Jungkook. Ben ona söylerim.' dedikten sonra dışarı çıktı Lisa.
'Sikeyim tamam mı? O Yugyeom'u sikeyim.'
Lisa çıktığı için rahat rahat konuşuyordu Jungkook.
Sinirlenmişti. Ayağıyla yere ritim tutuyor, gözleri seğiriyordu.
Tamı tamına 2 yıldır o videodaki kişinin kendisi olmadığına dair bir kanıt arıyordu ama sanki yer yarılmış da içine girmişti o kayıt. Belki kaydın yedeği falan olsaydı sahte olup olmadığına bakabilirlerdi. Ama yoktu işte.
Tek çare kalmıştı... Jeongguk'a ulaşmak...
Jungkook bunu yapmak istemiyordu. Onun ruhunu çalmıştı zamanında. Daha neler yapmazdı ki?
Derin e sıkıntılı bir of çekip telefonunu eline aldı Jungkook.
Jeongguk'un numarasını 3 hafta önce bulmuştu zaten.
'Alo?' dedi ve karşıdan gelicek sesi beklemeye başladı.
'Jungkook...sen misin?'
Jeongguk'du bu. Sesinde gözle görülür bir mahçupluk vardı.
'Evet Jeongguk, benim. Ve sana sormam gereken bir şey var...'
Jungkook daha anlatmadan hızla cevap verdi Jeongguk.
'Biliyorum Jungkook. O video olayını biliyorum ve ben gerçekten çok üzgünüm... Saçma bi aşk yüzünden hayatınızı mahveddim... Çok özür dilerim...'
Jungkook, Jeongguk'un ne dediğini anlamıyordu. Neden özür diliyordu ki? Suçu neydi onun?
'Neden özür diliyorsun Jeongguk?'
Şaşkındı Jungkook.
'Bilmiyor musun?'
Jeongguk daha da şaşkındı.
'Neyi?'
Artık sabrı taşıyordu Jungkook'un. Gevelemeden söyleyemez miydi?
'O videodaki kişinin...ben olduğumu...'
Küçük bir şoktan sonra kendine geldi ve Jeongguk'u soru yağmuruna tuttu Jungkook.
'Ne? Nasıl? Suçlu ben değil miydim? Boşuna mıydı bu 2 yıl? Boşuna mı kaybettim Lisa'yı? Video nerde peki? Ona çok ihtiyacım var.'
Jeongguk, diğerinin sorularını görmezden gelerek anlatmaya başladı.
'Sen o gece Lisa'ya film izliyordun, görüntüleri var. Lisa senin dizlerinde yatarken, sen de onun saçlarını okşuyordun...'
Jeongguk'un kırılması şu an gram umrunda değildi Jungkook'un.
'Şey yapalım o zaman. Hah! Sen bana o iki görüntüyü de at. Sonra da Lisa'ya gösterelim. Harika plan! Sen dediğimi yap.' dedikten sonra telefonu kapattı Jungkook.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Assistant Angel •liskook•
FanfictionJungkook, her gün kayıp bedenini arıyor, bir yandan da sevgilisi Lisa'yı izliyordu. Onu olağan bir tehlikeden koruyordu her zaman. Gece yanına yatıyor, saçlarını okşuyor, duymadığını bile bile masal anlatıyordu ona. |liskook|