-8.Bölüm-[DÜZENLENDİ]

2K 137 22
                                    

Kris'n homurdanmaları eşliğinde evime varmıştık. Taksiye parasını ödedikten sonra eve girdik ki, arkadaşlarımı salonumda oturmuş oyun oynarken bulmuştum. Etrafa saçtıkları abur cuburlarda sanki benim için hazırlanmış bir hoşgeldin merasimiydi.

"Ne işiniz var burada?" Dediğimde Tao kocaman gülerek koltukta uyuya kalan Kai'yi işaret etti.

"Bağırma seni tarzanımsı yaratık." Dediğinde yan tarafımda duran yastığı ona fırlattım. Güldüğünde Kai yerinde homurdanmıştı.

"Sizi benciller hasta birini koltuğa nasıl yatırırsınız?"

"Birincisi seks için kullandığın odaya götürmek istemedik. İkincisi diğer odaların çok pis. Üçüncüsü -"

"Onu odama götüreceğim" Dediğimde hepsi -Kris dahil- bana şaşkınca baktı. Kocaman iri gözler korkutucuydu..

"Kapatın gözlerinizi!" Diye kükrerken, Kai yerinde baya bir hareketlendi ve gözlerini açtı. Uyku sersemliği ile etrafa bakarken, yumruk yaptığı eli ile gözünü ovuşturdu. Hepsinin şaşkın bakışları üzerimdeydi. Her hareketimi dikkatle izliyorlardı,

"Hadi Kai kalk." Dediğimde uykunun verdiği sersemliği ile bana bakıyordu.

"Odama götüreyim seni." dediğimde yavaşça başı ile onayladı. Bir elimi beline atarken diğer elini omzuma atmıştım. Yürürken zorlanıyor gibiydi.

"İlaçlardan nefret ediyorum." Dediğinde ona baktım. Hemen yanımda olan suratı beni oldukça rahatsız etmişti. Gözleri yarı açıktı ve yere bakıyordu. Hastane gibi koksa da kendine has kokusunu alabiliyordum. Tanrım. Oldukça erkeksi. Elinin elime verdiği his çok güzel. Anlam katıyor sanki. Kokusu iliklerime kadar işlerken , tek yaptığım yenilmekti.Odamın kilidini açtığımda ağzını şapırdattı. Bu içimde bazı şeylerin hareketlenmesine neden olmuştu.

Tanrım...

Onu yatağıma yatırmadan önce yorganı kaldırdım üzerine oturduğunda, ayakkabılarını çıkardım. Yatağa uzandığında gözlerini direk kapatmıştı. Kabul ediyorum.
Kai erkek olamayacak kadar güzeldi. Benim karanlığıma ait olamayacak kadar güzeldi. Masumdu bir çocuk kadar.

-KAİ-

O'nun kokusu ile harmanlanmış bir oda. Tanrım senden daha ne isteyebilirdim ki? Ömrümü burada, geçirmek istiyorum. Başını koyduğu yastığı da benim mezarım olabilir. Yastığa daha çok sarılıp yüzümü gömdüm. İçime ona ait kokuyu çekerken hiç olmadığı kadar huzurluydum Bu huzura aşık olmuştum ben..
Ne olduğu, kim olduğu yada beraberlik yaşadığı onca bedene rağmen onu seviyordum.

-KYUNGSOO-

Aşağı indiğimde Kris ayağa kalkıp direk ensemden tuttuğu gibi mutfağa sürüklemişti beni.

"Ne var dev?"

"Şu çocuğun adı ne?"

"Hangisi?" Dediğimde işaret parmağı ile karşıyı işaret etmişti. Lay, Tao ve Chen oyun oynuyor ve birbiriyle gülüşüyordular. Hangisini gösterdiğini anlamak için parmağı izledim.

"Adı Lay." Dediğimde aptal devin -bu çocuk Chanyeol den bile aptaldı- suratında en az kendisi kadar aptal bir sırıtış yer almıştı. Sinsi bir bakış atarken, kollarımı gögsümde bağdaştırdım.

"Ondan hoşlandın mı?" dediğimde transtaymış gibi kafasını salladı. Lay'n Suho tarafından kapıldığını biliyordum. Söylemiyorlardı, itirafda etmemişlerdi ama aralarındaki etkileşim fazlasıyla güçlüydü. Bize karşı şeytan olan Suho Lay olunca konu, melek oluyordu.

Love Me|KaiSooWhere stories live. Discover now