1.Bolum-Düzenlendi-

5.7K 237 58
                                    



-Notumda bahsettiğim gibi, tüm bölümler düzenlenme aşamasında, çok fazla kurgu dışına, akışın dışına çıkmamak üzere ufak tefek değişiklikler oldu ve olacak. Umarım bu halini diğerinden daha çok seversiniz.

 


Yanımdaki bedeni yok sayarak ayağa kalktım. Derin  bir nefes alırken, elimi saçlarıma daldırıp dudaklarımı ısırdım.

" Soo uyandın mı?"

" Banyodan çıktığımda seni görmek istemiyorum" dedim yerdeki boxerimi alırken. Kız üstündeki çarşafı çekerek bana döndü.

" Beraber banyo yapabiliriz."

" Jessica git. " dedim ve banyoya gittim.  Duşa kabine girmiş suyu açmıştım.Ilık su cildimi okşarken bir çift el, belime sarılmıştı. Arkamı döndüm ve bana yavru  köpek bakışı atan kıza baktım. Cidden dediklerimi anlamıyorlar mıydı?

" Jessica 8 aydır uğraştığın şeyi aldın, seninle yattım artık git" dedim sert bir sesle. Gözlerinin dolduğunu görünce nefes verdim. Bu kızlar ne tuhaftılar. Benimle olmak için bekâretlerinden bile vazgeçiyorlardı ve bu çok sıkıcıydı. Beni biliyordular, tanıyordular. Sevişmeyi sever sonrasını umursamazdım. Bunu bilerek gelirlerdi bana. 

  Banyodan çıktığında gülümsedim. Kaldığım yerden devam ederken dış kapının gürültülü kapatılmasıyla gözlerimi açtım. Tanrım kapımdan ne istiyorlardı? Hayıflanırken , bütün keyfimin kaçmasıyla duşta çıktım. Aynada yansımama bakarken, dudaklarımın ucu kıvrılmıştı bile. Kızıla boyattığım saçlarım, soluk beyaz tenime ayrı bir güzellik katıyordu. Kıyafetlerimi giyinip kendime güzel bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim. Yemek yapmak, kadınlardan önce geliyordu. Telefonumun melodisi evimi doldururken, derin nefes aldım.

Masanın üstüne baktığımda telefonu göremedim. Neredeydi bu lanet telefon? Sesin geldiği yöne yürümeye başlamıştım ki, telefonun sesi kesildi. Arayan yeniden arar diyerek mutfağa dönmek için adım attığımda, tahmin ettiğim gibi ikinci kez çalmaya başlamıştı. Gülümseyerek telefonumu bulmak için küçük dedektiflik oyunuma başladım. Severdim böyle şeyler yapmayı. Sanırım fazla Sherlock Holmes izlemiştim. Koltuğun altında bulunca telefonumu gerçekten şaşırmıştım. Ne ara oraya gitti ki bu ? küçük bir aksiyon yaşadıktan sonra nihayet telefon elimdeydi. Kimler mi aramış. Tabi ki de çok sevgili dostlarım. Chanyeol ve Sehun. Chanyeol 'u ararsam kulaklarımın zarı patlayabilirdi ki bu olmasını en son isteyebileceğim bir şey. Bu yüzden akıllıca davranıp Sehun 'u aradım. Sehun' un sesi kulaklarımı doldurduğunda telefonu kendimden uzaklaştırdım. Çünkü Chanyeol'un telefonu alıp bağırması sadece birkaç saniye sürerdi.

"Seni lanet olasıca bücür. Telefonunu niye açmıyorsun. Yine kızları becermekle meşguldün değil mi. Bu sefer hangisi. Ah sayamayacağım kadar çok. Bir ara becermeyi bırak da telefonlara cevap ver. Burada meraktan ölen insanlar var" Abartmayı çok severdi.  Becermek deyiminden nefret ederdim ve o bana sinirli olduğunda bu kelimeyi kullanmaktan çekinmezdi. Dost değil düşmandı sanki.

" Chanyeol sakin ol dostum. Telefonum koltuğun altındaydı" dediğimde telefonu Sehun' un aldığını hissediyordum

" Nasıl becerdin?" dediğinde güldüm.

" Sonra anlatırım. Her zamanki yere mi?" dediğimde onaylamaya benzer ses çıkardı. Telefonu kapatıp yemeğime devam ettim. Yemeğim bittikten sonra saçlarımı yapmak için aynanın karşısına geçtim. Saç işlemim de tamamlandıktan sonra arabama atlayıp çocuklarla buluşacağım cafeye gittim. Her zaman ki masada oturmuş beni bekliyorlardı. Ama bu sefer hepsi heyecanlı duruyordu. Beakhyun sevgilisin dudaklarına öpücük konduruyor ve , chanyeol ona kızıp dudaklarına vuruyordu. Chaneyol 'un ensesine tokat attıktan sonra yerime oturdum. Kepçe kulakları kızarmıştı, patlamaya hazır bombaya benziyordu.

" yaa! Sen neredeydin"

" geldim " dedim umursamazca"

" okula yeni nakil gelmiş" dedi luhan koca gözlüklerini düzeltirken.

" evet. Ve esmermiş" dediğinde çocuklardan " wao" sesleri yükseldi.

"Kimsenin teni benim esmer tenim kadar güzel olamaz" diyerek Tao böbürlendiğin de byun cazgır baekhyun lafı yapıştırdı. Onların bu haline göz devirerek kahvemi şipariş ettim.

" senin tenin esmer değil. Sen yeşilsin Tao"

" Ya!"

" Her neyse çocuğun çok iyi dansçı olduğunu söylüyorlar"

" sarı saçları da varmış, herkes onun gerçek olmayacağı kadar güzel olduğunu söyledi" dediğinde hepsi yeniden o garip sesleri çıkardı.

" madem o kadar çok beğendiniz çocukla çıkın" dememle hepsinden başıma şaplak yedim. Başım ağrımış, saçlarım bozulmuştu

" ya! Ben bu saçlar için çok uğraştım" demem kalmadan Luhan çığlık attı.

" okula geç kalıyoruz" dediğinde hepimiz hazırlanıp okula gittik. Sınıfa girerken gülüyorduk. Okul yeni çocuk hakkında konuşuyordu. İlk dersin edebiyat olmasından yararlanarak duvar kenarına çöktüm. Neden insanlar sürekli güneşin geldiği cam kenarına kaçıyordu ki. Çantamdan çıkardığım kitabı okumaya başlarken , insanlarla olan iletişimi koparmıştım. Yemek saatini bildiren zil sesi duyulduğunda, baygınca kitaptan ayırdım gözlerimi. Midemin acı dolu feryatlarını duymamda kısa sürmemişti, cidden baya açıkmış olmalıyım .diğerlerini toplayıp yemekhaneye gittiğimizde insanlar bu sefer bizim hakkımızda değil yeni çocuk hakkında konuşuyordu. Kendimize at olan masaya geçtiğimizde ise uğultular daha da artmıştı. Yemek yerken enden sessiz olamıyorlar ki! Birden seslerin artmasıyla yemeğimden başımı kaldırdım. Masaya göz attığımda ise Luhan'ın merakla kapıya baktığını görünce bende merak etmiştim. Ne oluyordu? Yavaşça arkamı döndüğümde kaşlarımı çattım. Gördüğüm tek şey, esmer bir ten ve sarıya çalan beyaz saçlardı.

" çok çirkin" dedim önüme dönerken. Tao hiç oralı olmamıştı bile. Çorbamdan bir yudum aldığımda kafama yediğim şaplakla istemsizce bağırmıştım.

" yaa!" diye bağırdım. Biraz yüksek sesle bağırmış olmalıydım çünkü herkes dikkatini yeni çocuktan bana yönlendirmişti. Herkese boş bakışlarımı atıp kaşımı kaldırdım

" önünüze dönün" dediğimde herkes dediğimi yapmıştı. O sırada yeni çocuk bize doğru yaklaşıyordu. Kaşlarımı çatıp onu izlemeye başladım. En sonunda bizim masanın önünde durduğunda uzun boylu olduğunu fark etmiştim

" tao" diye sevinçten zıplayınca panda başını yemeğinden kaldırıp çocuğa baktı. Ardından kocaman gülümsedi.

" Kai" diyerek yerinden kalktı ve çocuğa sarıldı. Grubumuza yeni bir çift mi ekleniyordu ? tanrım panda ve bu sarışın çocuk. İçimden bir ses bunun kötü sonuçlanacağını söylüyordu



Love Me|KaiSooWhere stories live. Discover now