9.Bolum[DÜZENLENDİ]

1.6K 114 32
                                    

Yanağımdaki elin bana aşıladığı hissi seviyordum. O sıcaklıkta boğulmak istiyordum. Yaşam yetmezdi o sıcaklığa doymam için. Doyumsuzluğa itiyordu o sıcaklık.

" seni seviyorum kai" dediğinde gözlerine baktım. Sonsuzluğum olan gözlerine. Yüzü çok şeker bir pembeye boyanırken, o pembe tona bile aşık oldum.

"seni seviyorum kyungsoo" dediğimde kocaman gülümsemişti. Kalp şeklini alan dudakları beni büyülüyordu. Beni etkilemesi bu kadar basitti işte, ufak bir tebessümü yetiyordu. Dudaklarınına hafifçe yukarı kıvrılması bile yeterdi benim için.

" seni çok seviyorum" dedim yeniden. Bilsin istiyordum ona olan aşkımı. Daha çok anlasın. Belinden tutup kendime çektiğimde gülüşünün yerini, şaşkınlık almıştı. Titriyordu elimin altındaki teni. Yavaşça ona yaklaştım. Kokusu başımı döndürürken kulağının altına ufak bir öpücük kondurdum. Benden korksun istemiyordum. Sadece benim olduğunu tamamen anlamalıydı. İkimizin uyumunu keşfetmeliydi, sarmalamalıydık bedenlerimizi.
Boşa geçen zamanları teselli etmemiz gerekiyordu. Bilmeliydi herkes birbirimize olan aşkımızı..

"seni lanet zenci uyanacak mısın?"

" ne"

"kai sana diyorum 10 saniye içinde gözlerini açmazsan -" demesine kalmdan gözlerimi açmıştım. Karşımda Kyungsoo' yu beklerken kızgın bir panda görmek beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Rüya mıydı yani? Sıcaklığı, sesi, teni..

" en sonunda uyandın zenci"

" bana zenci demeyi bırak, bana zenci diyen zenci" dediğimde gülerek yatağıma oturdu.

"rüyanda ne görüyordun bana mutlu gözüküyordun, salyan bile akıyordu" dediğinde elimin terisyle ağzımı sildim. Yalancı!

" şaka yaptım dostum" dedi gülerek. Ben ise sadece öfkeyle ona baktım.

" rüyam çok güzeldi ama" diyerek homurdandığımda yeniden güldü.
Tao.NEDEN.BUGÜN.BU.KADAR.MUTLU?

"Tao"

"mım" dedi gülümseyerek

" bir şey mi oldu?" dediğimde dudaklarını birbirine bastırarak onayladı.

" ne oldu"

" gösteriye kabul edildim" dediğinde onu öldürmek istedim. Bende aşık oldu falan sandım .Belkide henüz göremiyordu gözlerinin önünde ki aşkı.
Aptal olanlar göremezdi zaten.
Ve o aptalların başını kyungsoo çekiyordu.

-------

" sevgilim" dediğinde ilahi ses, beni benliğimden koparmıştı. Başımı boynuma gömmüş olan sevgilime çevirdim.

" evet" diye mırıldandığımda bana aşık olduğum gülüşü sundu.

" çocuklara söylemeli miyiz"yorgunca baktı. Bu bakışları içime işliyordu haberi yoktu.

" bilmiyorum."

" korkuyorum " dediğinde kaşlarımı çatıp, belindeki elimi sıkılaştırdım. Korkmalıydı, ben varken hiç bir şeyden korkamalıydı.

" ben varken korkmamalısın sevgilim" dediğimde uzandı ve dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu

" onların bize kızmasından korkuyorum"

" bir süre kızarlar ama eninde sonunda elbette ki anlarlar."

"sevgilim" dediğinde yeniden ona baktım. Yüzündeki haylaz sırıtışın sebebini biliyordum

" bir tur daha" dediğinde gülerek yorganı kafamıza çektim. En sevdiğim, yorgan altında fantezi.

-Kyungsoo-

" Tao'dan uzak dur lanet dev"

" soo neden anlamıyorsun aşık oldum diyorum"

"bana bak ejderha pandayı avlamana izin vermem. Kuluçkaya yatamazsın"

" ya! Soo beni anlamıyor musun aşk diyorum"

" ilk görüşte aşk yoktur kris. Sende bunu anla. Ayrıca ilk Lay' i gösterip sonra Tao'yu a-"

" seni salak baykuşla penguen karışımı şey. Ben başından beri sana Tao' yu gösterdim ama sen gittin bana Lay 'in adını verdin" dediğinde jeton düşmüştü. Başımı geriye atıp anladığıma dair bir homurtu çıkardım.

" gene de tao'yu üzemezsin" dediğimde çaresizlikle gözlerime baktı.

"ben onu üzmek istemiyorum ki. Soo ben ciddiyim. Kalbim delirmiş gibi atmaya başladı" dediğinde ona baktım.

"kris tao çok yumuşak bir insan. En küçük şeyde incinebilecek biri" dediğimde yere diz çöküp ellerini dizenlerinin üzerine koydu. Büyük bir ciddiyetle bana baktı

" kuzenin, çocukluk arkadaşın olarak soo sana yalvarıyorum, lütfen tao ile olmama engel olma" dediğinde bende diz çöktüm. Biz kuzen değildik. Ama fazla yakın olduğumuzdan insanlar bizi kuzen sanıyordu. Kardeş olamayacak kadar zıttık çünkü. Kardeş olmamız için kan bağına gerek yoktu, birbirimizin gözlerinden anlardık her şeyi.

Ufak bir bakış yeterli olur bazen her şeyi anlatmaya...

" onu incitmeyeceksin kris" dediğimde bana sarıldı

" teşekkürler minnak adam"

" ya! Ben kısa değilim sen fazla uzunsun"

" aynen öyle ben fazlayım" dedi gülerek. Tao kris'i sever miydi bilmiyorum ama emindim. Kris tao'yu sevmişti bile.

Hafta sonumuz bir şekilde bitmişti. Okula gitmek ölüm gibiydi. Fakat bir yandan kris'ten kurtuluşumdu. Bana her dakika tao'yu sormuştu. Gerçekten aptal bir aşık gibi davranıyordu.

" hey dostum naber?"

" ah chen" dedim transtan çıkarmışçasına gülerek elini omzuma attı

" gene ne düşünüyorsun? Ah yo hayır söyleme, düşüncelerin vaj-"

" çocuklarr "diyerek bize koşmaya başlayan luhan ile chen'in sözü kesilmişti. Luhan direk bana sarıldığında bende ona sarıldım. Beni kucağına alıp döndürdüğünde ise kahkalarıma engel olamadım. Neden herkes bu kadar mutlu ben mutsuzken. Mutsuz hissediyordum kendimi. Ve birazda yarım..
Engel olamıyordum bu hisse, elimde değildi.
Eksiktim, yarımdım umutsuzdum.


Love Me|KaiSooWhere stories live. Discover now