uzunlar ⇢ kagehina

geceyi böler / 4

"Günaydın uykucular! Hadi kalkın bakalım, az kaldı oraya ulaşmamıza." Uyumak için yol kenarında durmuş olan arkadaşların yarım saatlik mesafesi kalmıştı artık. Saat, tahmin ettiklerinden daha geçti ve bu planlarını büyük ölçüde değiştirecekti. Her şeyden önce kalacakları otele bir an önce gitmeleri gerekiyordu, hâlâ orada geçirecekleri bir gece vardı.

"Günaydın, Hinata." Daichi-san onları uyandırdıktan sonra yavaş yavaş gözlerini aralayan ikili birbirlerine baktı.

"Günaydın Kageyama!" Ön koltuğa oturan Hinata esnedi. "Çok rahat bir uyku sayılmazdı ama idare eder."

"Sanmıyorum." Kageyama her zamanki yüz ifadesini takınmıştı fakat uykulu olmasının buna kesinlikle etkisi vardı.

"Sürebilecek misin? Benim geçmemi ister misin?"

"Ah merak etme, birazdan açılır uykum."

"Tamamdır!" Gözlerini kırpıştırıp tamamen uyanmayı bekleyen Kageyama, Hinata'nın enerjisi karşısında "İnanılmaz, yani gerçekten.. nereden buluyorsun bu enerjiyi?" diye düşündü. Ufak bir gülümseme yayıldı dudaklarına, Hinata görmedi tabii. Derin bir nefes alan Kageyama arabayı çalıştırdı ve grup, otele doğru ufak yolculuğuna başladı.

-

"Vay canına! Buradan plajı görebiliyorum!"

"Sakin ol Yamaguchi, şunları taşımama yardım et hadi!" Grup, otele sağ salim varmayı başarmıştı sonunda. Kapıdan içeri girdikleri sırada hepsi heyecanlı görünüyordu. Özellikle Hinata bugün gerçekten enerjikti. Bunun asıl sebebi, dün gece Kageyama ile yaşadıklarıydı. İçindeki rahatlığı ve istediği gibi davranabiliyor olmasındaki mutluluğu kelimelerle ifade edilemezdi. Kendini sıktığı saatlerden sonra gerçekten o plajda olmayı istiyordu, bu küçük eşyaları odalara yerleştirdikten sonra tabii. Onlar, kendi aralarında heyecanla konuşurken Daichi-san yanlarına geldi.

"Çantaları odalara götürmek için gelecek olan bir personel beklememizi söylediler. Bu arada, otobüs işinden dolayı fazlasıyla geciktik ve sanırım size tam olarak hayalinizdeki gibi bir gezi yaşatamayacağım. Yine de buraya kadar gelmişken plaja gitmeyi hak ettik bence, ne dersiniz?" Hep bir ağızdan evet diye bağıran Tanaka ve Nishinoya yumruklarını tokuşturduktan sonra zıplamaya başladılar.

"Bir sürü kız göreceğiz, bir sürü kız göreceğiz.. sence kaç tanesi bana aşık olur Tanaka-san?"

"Ben beş diyorum, sence bana kaç tanesi aşık olur hmm?"

"Çok bonkörsün ya (!) Üç diyorum ben de!"

"Yeter de artar canım!" Kısa süreli hayallerinden koparılan grup, dikkatini gelen personele vermişti.

"Efendim, lütfen kusurumuza bakmayınız. Size bir şey iletmek isterim. Yakın zamanda aniden gelen ve müdürümün önemli misafirleri olan üç arkadaşı ağırlamak durumundayız. Bu yüzden rezerve ettiğiniz iki kişilik, ayrı yataklı iki odanın yerine iki kişilik, çift yataklı ve tek kişilik bir oda verebilmemiz mümkün müdür acaba? Bunu yapmayı gerçekten istemezdim fakat bizim elimizde olan bir şey değil. Eğer uygunsa, kalmanızı tüm içtenliğimle isterim efendim." Herkes birbirine bakıyordu. Yaşanan aksilikler üst üste geldikçe içlerinde oluşan garip his onları boğuyormuş gibiydi. Ayda yılda bir planladıkları gezilerini iptal etmek de istemiyorlardı. Nishinoya, Daichi-san'ın yanına geldi.

"Daichi-san, sayıca buna uyuyoruz biliyorsun. Bence iki kişinin çift kişilik yatakta yatması, planlarımızın iptal olmasına neden olmasın! Öyle değil mi?" Tanaka, Yamaguchi ve Hinata Nishinoya'ya hak veriyordu. Daichi-san birkaç saniye Sugawara ile bakıştı.