yanıyo' arabamızda / 2

499 56 18
                                    

Otobüsün camlarından akşamın ilk ışıkları göründüğü sırada herkes gülüp eğleniyordu. Yakınında olan Kageyama'ya karşın Hinata, tüm dikkatini Nishinoya ile Tanaka'ya verdiği için mutlu görünüyordu. Aralarında eğlenceli bir sohbet dönen üçlü seslerini yükseltmeden duramıyordu tabii. Hinata'nın aksine Kageyama, şimdiden sıkılmıştı. Sugawara ve Asahi-san, onu da konuşmaya dahil ediyorlardı fakat Kageyama göz ucuyla Hinata'ya bakmaktan odaklanamıyordu bir türlü.

"Bir sorun mu var Kageyama? Seni hiç böyle görmemiştim." dedi Sugawara sakince.

"Önemli bir şey yok." diye geçiştirdi Kageyama da. Anlaşılan yol boyunca telefonuyla meşgul olmak zorunda kalacaktı. Kötü yanı ise bu sabah herkes okula gittiği için erken kalkmıştı, yani hepsi erken uyuyacaktı fakat o, biraz daha geç yatacaktı. "Bu düşünce hoşuma gitmiyor." dedi iç sesi. Konuşmalar devam ederken ön koltuklara göz gezdirdi. Daichi-san şoförle kaynaşmıştı bile, belki de uzun zamandır bu geziyi planladıklarından aralarında bir bağlantı olmuştu. Onların arkalarında oturan Tsukishima ile Yamaguchi ise kendi aralarında takılıyorlardı. Her zamanki hâlleri olacak ki Yamaguchi enerjik biriydi, Tsukishima pek öyle değildi fakat Yamaguchi bunu çok da önemsemiyordu. Beraber eğlenebilmelerine şaşırmıştı Kageyama. Kendini ve Hinata'yı düşündü bir an, onlar da dışarıdan böyle mi görünüyorlardı? Acaba Hinata da biraz samimiyet istemiş miydi ondan, yoksa onu böyle mi kabullenmişti çoktan? Birkaç dakikalığına bunu düşündü. Bir sonuca varmak zor görünüyordu. Geçen hafta yaşanan olaydan sonra aralarının bu hâle gelmesiyle bu teorinin yanlış olabileceği kanısına vardı. "Yani Hinata, benden hiç samimiyet beklemiyor mu? Dışarıdan böyle göründüğüm doğru ama.. bilemiyorum. Benden bir samimiyet beklemiyorsa onunla aramı hızlı bir şekilde düzeltmem imkansız demek oluyor. Eğer bu doğruysa da, içimdeki his beni yeyip bitirecek ve ben hiçbir şey yapamayacağım. Tanrım, neden bu kadar aptal olmak zorundaydım ki?" Kendi kendine umutsuzluğa kapılırken karanlığın iyice çöktüğünü fark etti. Ayı buradan rahatlıkla görebiliyordu. Asahi-san ve Sugawara'nın muhabbetini de bölmek istemediğinden kulaklıklarını çıkarıp iki kulağına da taktı. Hiç bıkmadığı o şarkıyı açtı ve dinlemeye başladı.

Yavaş yavaş uykusu gelen Hinata, dikkatini Nishinoya ve Tanaka'dan ayırarak dışarıdaki karanlık şehir manzarasına verdi. Bunu Tanaka ve Nishinoya da fark etmişti, bu yüzden fazla ses çıkarmak istememişlerdi. Artık gece çöktüğü için Daichi-san'la konuşmayı bırakan şoför de yola odaklanmıştı. Uykusunu, diğerlerinden daha iyi almış olan Daichi-san hemen arkasındaki koltuklara oturmaları için Sugawara ve Asahi-san'ı yanına çağırmıştı. Hepsi aynı yıl arkadaşı oldukları için aralarında çok rahat sohbet döndürebiliyorlardı. Hinata'yı rahatsız etmek istemeyen Tanaka da Nishinoya ile yan yana oturmak için yerinden kalkmış ve öne geçmişti. Başını geriye doğru yaslayan Hinata uykuya dalmıştı çoktan. Oraya ne zaman varacaklarından emin olmasalar da kısa bir süre olmalıydı çünkü hepsinin yavaş yavaş uykusu gelmeye başlamıştı. Kageyama bu gruba dahil değildi tabii, birkaç saat daha uyanık kalabilecek durumdaydı. Kafasındaki düşünceler aklını kurcalarken dinlediği şarkının değiştiğini fark etmemişti. İkinci nakaratta değiştirdi şarkıyı, çok da hoşuna gitmişti aslında. Adına baktı ve aklının bir kenarına yazdı. "Acaba Hinata da bu şarkıyı sever mi?" diye düşünmeden edemedi. Kafasını sağına çevirip uyuyan Hinata'ya dikti gözlerini bir süre. Artık otobüste sessizlik hâkimdi. Aralarında kimse yoktu ve Kageyama, daha rahat oturabilmek için biraz sağa doğru kaymıştı. "Ne vardı uyanıp bir de bana gülümseseydin? Yeniden içimi mutlulukla doldursaydın ne olurdu sanki?" diye geçirdi içinden. Bu sırada Hinata, yerinde kıpırdandı ve bunu fark eden Kageyama kafasını yeniden soluna çevirdi. Hiçbir şey olmamış gibi davrandığı sırada omzunda bir baş hissetti. Önce irkildi, sonra gözleri kocaman açıldı. Saatlerdir hakkında düşündüğü çocuk, omzuna yaslanmış uyuyordu. Kageyama, onu uyandırmamak için nefes bile almıyordu. Kalbinin hızlı hızlı attığı sırada bir elini göğsüne koydu. "Hemen başını başka bir yere yaslamazsam ya biri bizi böyle görecek, ya da o uyanıp benden yine nefret edecek." dedi kendi kendine. Yine de bir süre beklemeye karar verdi. "Şimdi bir hareket yaparsam onu uyandırma ihtimalim var, sakinleşip başını başka bir yere koymasını sağlayacağım."

Birkaç dakika sonra nefeslerini düzenleyen Kageyama, önce Hinata'nın uyuyup uyumadığını kontrol etmek için ellerini yavaşça gezdirdi güneş çocuğun turunculuğunda. Yüzüne baktıktan sonra uyuduğundan emindi. Elini sakince yanağına götürdü ve daha sonra yüzünü ellerinin arasına aldı. Dikkat ederek kafasını, arkasındaki koltuğa yaslamasını sağladı. Bu şekilde uyuduğu için bu şekilde uyanması hiçbir şeyi belli etmeyecekti ne de olsa. Ellerini Hinata'nın yüzünden çekmek istemedi o an. "Ne zamandır bu kadar.. sakin uyuyorsun? Gerçi seni uyurken hiç görmedim, değil mi? Hep böyle huzurlu mu uyursun Hinata?" İçine güzel bir his yayıldı Kageyama'nın. Birkaç gündür içinde olan o kötü his yerine bu güzel his gelmişti. "Evet, artık eminim. Benim Hinata ile aramı düzeltmem gerek çünkü onun yanında olduğumda kendimi gerçekten iyi hissediyorum." Kendinden emin olan Kageyama, hafifçe gülümseyerek yerine oturdu. Birkaç saniye daha Hinata'ya baktı, şükürler olsun ki uykusu bölünmemişti. Kulağındaki melodiyle beraber yavaşça gözlerini kapattı. Bu hisle birlikte rahat bir uyku çekmeye hazırlanıyordu. Hâlâ varamadıklarına şaşırmıştı aslında, oteldeki ilk gecelerinin bu gece olması gerekiyordu çünkü. Gözlerini son bir kez etrafta gezdirdi ve pencere kenarına yasladığı koluna başını koyup uykunun kollarına bıraktı kendini.

-

"Ne yapacağız bu durumda? Bütün gece çıkıp otobüsü ittiremeyiz ya!"

"Daha iyi bir fikri olan var mı acaba? Gecenin bir yarısı yolun ortasında kaldık da çünkü!"

"Sakin olun çocuklar, bir çözüm yolu bulacağız." Kulağına gelen seslerle gözlerini kırpıştırdı Kageyama, yaklaşık yarım saat olmuş olmalıydı. Otobüse baktığında içeride kimse olmadığı fark etti. Kapı açıktı ve herkes dışarıda durmuş konuşuyordu, Hinata bile uyanmıştı. Kafasını kaldırıp aşağıdaki konuşmalara dikkat kesildi.

"Beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok kısacası."

"Neyi bekleyeceğiz, sabahı mı? Gezimiz mahvolacak!"

"Yapabileceğimiz bir şey yok ki ama, bunu biz istemedik sonuçta."

"Üzülmeyelim hadi, beraber yolculuk yapmak da güzel değil mi?"

"Onu tam anlamıyla yapabilseydik güzel olabilirdi Yamaguchi."

"Hadi ama Tsukki, deme böyle! Daha birkaç saat önce keyif aldığını söyleyen sen değil miydin?"

"Bunu yüksek sesle söylemesene!"

"Ahaha, özür dilerim Tsukki!"

"Neler oluyor millet?" Sonunda yerinden kalkmış ve kapıya yaslanmış olan Kageyama'ya baktı herkes. Hinata bile onunla yan yana olduğu anlardan sonra ilk defa göz teması kurmuştu, birkaç saniye içinde kafasını başka yöne çevirmesine rağmen. Cevap veren o olmak istemedi tabii, neyse ki konuşan kişi Sugawara'ydı:

"Otobüste bir arıza çıktı, maalesef bu gece gideceğimiz yere varamayacağız."

--------------

bu bölüm diğerlerinden daha kısa oldu ühü 😭 aslında bu uzun hâli biliyor muydunuz? çıldırmwk 🛐 hangi konuyu hangi bölümde yazacağımı çoktan belirlemiştim ve bu bölüme çok az bir şey kalmıştı ama neyse ki önceki bölümden sarkmıştı birkaç konu. Buna sevinmeme ve olabildiğince uzatmama rağmen kısa olduğuna inanamıyorum! Umarım sizi çok sıkmayan bir bölüm olmuştur, her bölüm sonu bunu söylemeyi bırakmam lazım değil mi?

sizi seviyorum, vote ve bolca yorum atmayı unutmayın 🥺❤

uzunlar ⇢ kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin