bu ışık ikimize fazla / 7

348 41 17
                                    

Kageyama, Hinata'ya baktı. O kadar da yakın sayılmazlardı ama bu bakış, ikisinin de heyecanlanmasına yetmişti. Daha fazla bekleyemeyecek olan ay çocuk söze girdi:

"Birkaç gündür sana kızmıyorum, daha doğrusu kızamıyorum. Bunun sebebini, belki de sahada olmamamıza bağlıyor olabilirsin ama ben öyle düşünmüyorum Hinata. Bir şeyler farklı gibi geliyor. Bu konuyu Sugawara-san ile konuşmuştum aslında, son zamanlarda hissettiğim şeyleri tarif ettiğinde şaşırmıştım. Hislerimin sebebini, aramızın bozuk olmasına bağlayıp durdum ama.. tamamı bunun için değildi sanırım." Kageyama duraksadı. Hinata'nın ne düşündüğünü anlamak için bir şeyler yapmasını bekledi. Hinata sadece tavana bakıyor ve nasıl da kendi hisleriyle Kageyama'nın hislerinin örtüştüğünü düşünüyordu. Tam olarak aynı şeyleri yaşayan güneş çocuğun merak ettiği şey, Sugawara-san'ın söyledikleriydi.

"Peki, Sugawara-san bu hislerin için ne dedi?" Kageyama derin bir nefes aldı ve sağ kol dirseğinin üstünde doğruldu.

"Hinata.." Adının seslenişiyle Kageyama'ya bakan Hinata, bu sefer gerçekten yakın olduklarını fark etti. Bir refleksle geriye doğru kaydı, yatağın ucunda duruyordu zaten. Kageyama ise ona yaklaşmaya devam ediyordu. Kalbinin atışları, göğsünü delmeden önce karşısındaki çocuğun ne yapacağını bulmak ve ona göre davranmak zorundaydı.

"Kageyama, sen ne-" Ay çocuk, yüzlerini daha da yaklaştırdığında Hinata, içindeki tüm hisleri serbest bıraktı. Ne olacağını birkaç saniye düşünmek istemedi sadece. Belki korkudan, belki de artık hislerinin onun yüzünden karışmaması için gözlerini kapattı.

"Belki de ne söyleyeceğimi daha iyi düşünüp bunu kendim halletmeliyimdir. Başını ağrıtmak istememiştim, hadi uyuyalım. Yarın yolumuz uzun." Sadece, uzun kolu ile arkasındaki ışığa uzanıp onu söndüren Kageyama'ya baktı Hinata. Artık odaya ayın loş ışığı vuruyordu sadece. "Bu ışık ikimize fazla, arayı bozar." diye düşündü. O an Hinata, iki şeyden emin olmuştu: Birincisi, Kageyama bu loş ışıkta harika görünüyordu ve Hinata bundan gerçekten etkilenmişti; ikincisi, Kageyama'nın bahsettiği şey ikisinin de içindeki duyguların anahtarıydı.

"B-bekle, Kageyama!" Arkasına dönecek olan Kageyama'yı tişörtünden tutup kendisine doğru döndürdü Hinata. Aklındaki tüm soruların cevabı tam olarak buradaydı. Bunları öğrenmek ve bu bitmek bilmeyen düşüncelere bir sonuç getirmeliydi artık. Ay çocuğun şaşkın yüzü ile karşılaştığında cümlelerini toparlamaya çalıştı.

"Hinata-"

"Sugawara-san her ne dediyse, bunun doğru olduğuna inanıyorum. İçindekilerinin cevabı buymuş gibi hissediyorum ve tüm bunlar benimle ilgili olduğu için de bana söylemeni istiyorum. Sugawara-san'ın dediği şey neydi?" Hinata, kendinden emin durmaya çalışsa da Kageyama ile bakışan gözleri bir türlü rahat edemiyordu. Yüzlerinin yakınlığından olacak, tüm yüzünü inceliyordu karşısındaki çocuğun. Bundan şikayetçi olduğu da söylenemezdi.

Kageyama ise hislerini anlattığı süre boyunca kendi kafasındakileri de toparlayabildiği için iki şeyden emin olmuştu: Birincisi, Hinata bu loş ışıkta harika görünüyordu ve Kageyama bundan gerçekten etkilenmişti; ikincisi, Sugawara-san haklıydı ve Kageyama, Hinata'yı seviyordu. Tüm bu hislerin ve düşüncelerin sonunda kabullendiği şeyle anı mahvetmek istemediği için ışığı kapatma girişiminde bulunmuştu fakat bunun yanlış olduğunun farkına vardığında artık çok geçti. Kageyama, gerçekten de güneş çocuğun dudaklarını hissetmek istiyordu. Yakınında konuşan Hinata, onu tişörtünden tutup çektikten sonra kendine daha fazla hâkim olamadı. Gözlerini, karşısındaki çocuğun dudaklarına kaydırdığında sadece kalbinin hızlı ritimleri geliyordu kulağına. Yavaşça ona yaklaştı ve gözlerini kapattı. Dudaklarını Hinata'nın yumuşak dudaklarına bastırdı. Karnında, kozaları yırtılmış kelebeklerin çoğu kanatlanmıştı artık. Bu öpücüğün hissettirdiği şeyler, Kageyama'nın hissettiği en iyi duygulardı ve bunu uzun süre boyunca yapmak istiyordu.

uzunlar ⇢ kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin