BLUEBERRY KISSES

BLUEBERRY KISSES - UNEXPECTED

(Fotoğraftaki Chloe yani üvey annesi)
Arkadaşımın yaptığı uyarıyla yanlış  anlaşılma olmasını istemediğim için bir konuya açıklık getirmek istedim.Sanırım -okumadığım için bilmiyorum- sonda ki gibi bir olay Fuck Teacher hikayesinde geçiyormuş.Hepinizden,en çokta o hikayenin yazarından bunun için özür dilerim.Ama gerçekten haberim yoktu.Arkadaşıma da bu konuda beni bilgilendirdiği için teşekkür ederim.

Babamı gördükten sonra gözüm babamın tam arkasında duran benim yaşlarımda ki erkeğe ve yanındaki sinir bozucu güzellikte ki kadına takıldı.Benim yaşlarımdaki çocuğun kumral saçları boynunun arkasından omuzlarına dökülüyordu.Yüz açısından benden biraz daha küçük dursa da öyle olmadığını anlamıştım.Babamın arkasında duran kadının ise bakımlı,mavi saçları ve yeşille karışık mavi gözleri vardı.Yüz hatları çok düzgündü.Dürüst olmak gerekirse benim yaşlarımdakilere bile taş çıkartırdı.Ben onları süzerken arkamdan gelen annemin sesiyle irkildim.

-Mia 2 saattir kapıda ne yapıyors-

Babamı görünce şaşkınlıkla sözü yarım kaldı

-Billy ??

Babam anneme cevap vermeden bana döndü :

-Bizi içeri almayacak mısın,Mia ?

Bir şey söylemeden kapının önünden biraz geriye çekilip geçmeleri için yer bıraktım.Babamlar içeri girince annem ters ters bana baktı.Ama ben sadece yıllar sonra bir anda çıkıp gelen babama nasıl davranacağımı bilmiyorum.Derken annem bakışlarını benim üzerimde çekip içerideki koltuğa yerleşen babamlara kaydırdı.Kollarını önünde birleştirip yanlarına yürüdü.Bende kapıyı kapatarak arkasından salona geçtim.Beklemediğim bir anda annem çok sert bir ses tonuyla bağırdı :

-Senin ne işin var burada ? Ne yaptığını sanıyorsun?

Babam gayet sakin bir şekilde :

-Kızımı görmeye geldim.

Yanındaki kadını ve çocuğu göstererek devam etti :

-Bak Mia,bu Chloe - üvey annen.Bu da Austin - üvey kardeşin.

Annemin bir anda yüzü yumuşadı:

-Ha,öyle mi ? Tabi tabi buyur.Kızını görmek senin de hakkın.

Söylediklerini duyunca babam gülümsedi.Tam ortam yatıştı sanarken annemin tekrar kaşları çatıldı ve bağırdı :

-Ah Tanrım! Sen şaka mısın? Yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi gelip Mia'yı görebileceğini mi sanıyorsun?  Sen benim neler yaşadığımı biliyor musun ? Sen yeni aileni de buraya getirmeye cürret edecek kadar aptalsın.Aptal.

Annem sinirle bana döndü :

-Mia hemen yukarı!

Babamın kızgın sesi titrememe neden oldu :

-Austin sende.

Tam cevap verecekken babam tekrar bağırdı :

-Hemen!

Korkuyla bir anda "Ta-Tamam" dedim.Ben yukarıya çıkarken Austin denen çocukta arkamdan geldi. Titreyen ellerimi kapının koluna yönelttim.Bir anda uğradığım şoku atlatmak istercesine derin bir nefes aldım ve odama girdim,arkamdan da o çocuk.Çift kişilik,geniş ve gösterişli yatağıma oturduk.Yatağım rahat olsa da yatarken düşündüklerim bunu bozuyordu.Düşünceler insanı öldüren şeylerdi.Asıl katil onlardı işte.Düşüncelerimiz gerçek olsa kim bilir kaç kişinin katili yada kaç kişinin sevgilisi olurduk.Düşünceler gerçek kimliğimizdir aslında.Yapmak istediklerimizi düşüncelerimizde saklarız.Çoğumuz gerçekte yapmadığını düşüncelerinde yapmıyor mu zaten ?