Hayat...
O kadar acımaz ki insanlar hatalarımı yüzüme vurmaktan hiç vazgeçmiyorlar.İstenmiyorum...
Sevilmiyorum...
Ama inatla yaşamaya devam ediyorum.
Ne kalp kırıcı değil mi?
Çocuğumun olması bile bir hata iken ona gidip "sen bir hatasın"diyemiyorum. Sırf o üzülmesin diye.
Değer vermek...
Bu kadar zor muydu.
Herkes yaşattığını Yaşar mıydı ?
Yoksa bu boş bir söylenti miydi?
Gözlerimi açtığımda yanımdaki kızıma baktım.
Uyanmıştı.
Yuqi: Günaydın bebeğim.
Diyerek gülümsediğimde bana baktı. 3 yaşındaydı ve daha hiç bir şeyi anlayamayacak kadar küçüktü. Doğru düzgün bile konuşamazken baba sevgisinden uzak kalmıştı.
Eun-Mi:Baba istiyorum.
Gülümsemeye çalışarak konuştum.
Yuqi:Baba şimdi evde değildir.
Diyerek kalktığımda Eun-Mi'nin elinden tutup onu da kaldırdım.
Lavaboya gidip ilk önce kendi yüzümü yıkadım sonrada küçük meleğimin elini yüzünü yıkayıp kuruladım. Odamıza geldiğimizde ilk önce Eun-Mi'ni giydirdim.(Eun-Mi'nin giydiği.gözlüğü saymayı.)
Sonrada kendim giyindim.(Yuqi'nin giydiği)
Ve küçük meleğim ile kahvaltı etmek için bahçeye doğru yürürken merdivenden inip mutfaktan bahçeye çıktık.
Jungkook gitmemişti.
Kahvaltı yapıyordu.
Eun-Mi'yi kucağımdan indirdiğimde "baba" diyerek Jungkook'a sarıldı.
Jungkook soğuk tavırla Eun-Mi'ye karşılık verdiğinde derin bir nefes verdim ve Eun-Mi'yi yanıma alıp yerine oturtturdum.
Her şey o gün başlamıştı.
13 Ekim sabahı
-Yuqi anlatımı-
O gün gözlerimi mutluluk ile açmıştım.Yanıma baktığımda Jungkook yoktu. İştedir diye düşünerek minik bebeğim Eun-Mi'nin odasına doğru ilerledim. Geldiğimde uyuduğunu gördüm ve uyanmaması adına sessizce geri çıktım. Hayatımdan memnundum. Beni seven bir eşim ve bu evlilikten doğan bir kızımız vardı. O kadar mutluydum ki mutluluğum tarif edilemezdi. Kahvaltı yapmak için yine bahçeye ilerlerken kapı çaldı. Gidip açtığımda bunun Jungkook olduğunu gördüm. Gülümsedim ve konuştum.
Yuqi:Hoşgeldin sevgilim.
Jungkook:Babanın elinden her şeyi aldım. İstediğimi elde etmemde bana yardım ettiğin teşekkür ederim. Park Yuqi.
Yuqi:Neler oluyor. Yoksa...y-yoksa sen...
Jungkook:Tamda tahmin ettiğin gibi seni kullandım.
Yuqi:Sana inanmıyorum. Evet sen bir mafya olabilirsin ama bana bunu yapmazsın değil mi?
Hayatımda en güvendiğim adam beni kullanmıştı ve ben hala onu seviyordum. Onun beni kullanmamış olması için içimde hala bir umut vardı. Tanrıdan bunun bir rüya veya şaka olması için dua ediyordum.
...
Ama maalesef ki bu bir ne şakaydı ne de bir rüya. Aşık olup hayatımı onunla birleştirdiğim adam şu anda karşıma geçip bana "seni kullandım" demesi kalbimi sanki yarıp geçmişti.
Ben sana güvenmiştim Jeon.
Yuqi: Ama b-ben sana g-güvenmiştim. Ben seni hayatımın merkez- derken kızımın merdivenlerden indiğini gördüm.
Eun-Min:Anne!
Yuqi:Efendim bebeğim.
Eun-Min:Siz babamla kavga mı ediyorsunuz.
Hemen minik meleğimin yanına gidip onu kucağıma aldım ve;
Yuqi:Hayır tatlım. Biz babanla sadece konuşuyorduk. Biraz sesli konuşup seni korkuttuğumuz ve uyandırdığımız için özür dileriz.
(Jungkook'u dürttüm ve onunda özür dilemesini sağladım)
Jungkook:Özürdilerim.
Yuqi:Meleğim sen şimdi babanla salona geç ben senin çoraplarını getireyim sonrada kahvaltımızı yapalım tamam mı bir tanem?
Eun-Mi: Tamam anne.
Yukarıya çıkıp meleğimin dolabından çoraplarını ve kıyafetlerini alıp aşağıya indim.(Eun-Mi'nin giydiği. Çantayı ve şapkayı saymayın)
Meleğimi giydirdim bahçeye kahvaltı yapmak için çıktık.
...
Bir süre sonra küçük meleğimin uykusunun geldiğini fark ettim ve onu uyutmak için de odasına götürdüm.
...
Küçük meleğim uyuduğu için yanından uyanmaması adına yavaşça kalktım.
Aşağı kata indiğimde Jungkook oradaydı.
Yuqi:Gitmemişsin.
Jungkook:Evet gitmedim.
...
Bir süre böyle devam ettik sesiz bir şekilde oturmaya. Sonra bu sessizliği "Bay Jeon" bozdu.
Jungkook:Bu akşam seninle önemli bir partiye davetliyiz. Ona göre akşama hazır ol.
Yuqi:Tamam. Ama hiç giyecek bir şeyim yok.
Jungkook:Sen merak etme ben sana ayarladım.
"Tamam anlamında kafamı salladım ve odama çıktım. Yukarı çıktığımda yatağımın üstünde bir kutu vardı. Meraklı bir insan olduğum için hemen kutuyu açtım ve Jungkook'un bana almış olduğu elbiseyi ve ayakkabıları gördüm.(Elbise )
(Ayakkabı)
Seçtiği elbise ve ayakkabıya bayıldım.