0.8

2.7K 243 130
                                    

Ben geldiiiim
Hoş geldim mi bilmiyorum ama
siz hoş geldiniz

°°°

Bizim evde olan buluşmanın üzerinden tam iki hafta geçmişti. İki hafta içinde yaptığım en iyi şey yatağımda hayatımı sorgulamaktı.

Evden ayrılırlarken Yağız bizi evine davet etmişti. Yusuf, Yağız'ın çok  güzel yemek yaptığını söylemişti. Arın tabii ki teklifi hemen kabul etmişti. Birkaç gün sonra da evlerine gitmişti. Ben ise kimseyle konuşmak istemediğim için evde takılmıştım.

Gizli numara birkaç kez aramıştı ama telefonum sessizde olduğu için görmemiştim. Açıkçası zaten görsem de açmazdım gibime geliyordu Çünkü yalnızlığın dibine vurduğum zamanlarda yaptığım en iyi şey kendimi biraz daha yalnızlaştırmaktı.

Ankara'da yaşamaya, düşündüğümden daha çabuk alışmıştım. Akşamları sürekli parka gidip, kulaklığımı takıp, sadece müzik dinlemek beni rahatlatıyordu. Burada yalnız yapabileceğim pek bir aktivite de yoktu zaten. Varsa da ben ve özgüven problemlerim...

Bugün de o günlerden birindeydim. Bir elimde son gelen zamlardan sonra içim yana yana aldığım kolam, diğer elimde her akşam beslediğim köpekler için kuru mama vardı. Kulağımda  kulaklıkla parka adımlıyordum. Tek istediğim parkta yalnız olmaktı.

Parka yaklaştıkça kulağımdaki kulaklığa rağmen gelen seslerle yüzümü buruşturdum. Eğer geri dönersem, yakınlarda gidebileceğim bir park yoktu. Biraz yürümem gerekirdi ve bu saatlerde maalesef ki Ankara sokakları pek tekin olmuyordu.

Bunu da abimden öğrenmiştim. Yanıldığı bir şey vardı. O da Sokakların belirli bir saatten sonra tekin olmaması, sadece Ankara için geçerli değildi.

Parkın girişine gelmiştim. Sağ tarafta oyun yeri ve banklar, sol tarafta da çardaklar vardı. Her zaman banklar yerine çardaklara oturmayı tercih ediyordum. Şimdi de bir çardak hariç hepsi boştu.

Çardaklarda oturan arkadaş grubunun en uzağına oturdum. Kolamı masaya, elimdeki poşeti de yanıma koydum.

Rahat edebilmek için özelllikle arkam dönük oturmuştum. Tek istedğim biraz olsun kafamı dinlemek ve hava almaktı. Ama o kadar gürültü yapıyorlardı ki bu mümkün gibi de durmuyordu.

Boş yapıyorlardı ama gayet de eğleniyor gibilerdi. Bir zaman sonra kendimi onları dinlemekten alamadım. Sesi kısarak onları dinlemeye başladım

''Lan o olay öyle olmadı yanlış anlatıyorsun''

''Hayır kardeşim tam olarak öyle oldu''

''Sen orada mıydın oğlum ne alaka?''

''Değildim ama bu gerçeği bilmediğim anlamına gelmiyor''

''Çok bağırıyorsunuz sessiz olun'' duyduğum son cümleden sonra derin bir sessizlik olmuştu. Arkam dönük olmasına rağmen birkaç çift gözün üzerimde olduğunu hissetmiştim. Hafif esen rüzgarla içim ürpermişti. Dinlediğim şarkının sesini arttırarak kolamdan bir yudum aldım.

Kendimi neden bu  kadar yalnızlaştırmıştım ki? Dışlanabilirdim, zorbalığa uğrayabilirdim. Aslında herkesin yaşadığı şeylerdi bunlar. Sonrasında neden kendimi insanlarla konuşmaya kapatmıştım ki? Bir arkadaşım bile yoktu. Karşılıklı Birkaç cümle kuracağımız bir arkadaş. İyi mi kötü mü emin olamıyordum.

''Hassiktir gelme lan dur''

Gelen yüksek sesli bağırtı ve havlamayla olduğum yerde sıçrayıp arkamı döndüm. Kulaklığımı bırakıp hemen ayağa kalktım.  Bağıran kişi çardaktaki masaya  çıkmış, arkadaşları da onu indirmeye çalışıyordu.

Çatılardan DüşmekteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin