Sessizliğim yakarışımdır sana
Uzat ellerini tutayım...
Merhaba güneş ,merhaba gökyüzü bir güne daha kavuşabildik sizinle . kaç saat uyudum acaba?
Üzerimdeki tozları silkeleyerek kalktım uzandığım yerden .dün çok sarsıntı olmadı aslında ama eski çatlaklardan baya toz gelmiş üstüme. tozları sirkeledim ve üzerimdekileri biraz daha düzelttim.
Bu gece sığındığım binadan ağır adımlarla uzaklaşmaya başladım ,uzaktan bana doğru gelen Abdullah sanki beni bir kaşık suda boğacakmış gibi bakmasıyla ileriye attığım adımlarım gerisin geri gitmeye başladım ama daha ilk adımımda ensemden yakaladığı gibi beni durdurdu, ondada boğa gücü var mübarek kıpırdayamıyorum bile
"nerdesin sen nezamandır seni arıyorum biliyormusun." "yoo.. nezamandır" "allahım sen bana akıl ver, birgün elimde kalıcaksın , oğlum neden arkamı döndüğümde ortadan kayboluyorsun , senin arkanı toplamaktan başımız belaya giricek" "toplama ozaman .kim sana topla diyor" "oğlum belamısın , dün sataştığın çocuklara niye böyle diklenmiyorsun, kışkırtıp kışkırtıp yavru kedi gibi arkama saklanıyon sonra bir bakıyom yoksun"
ayy bunun siniri hala geçmemiş e napayım huyum kurusun her adımımda bela çekiyorum .ama haklıydım onlarda bize laf atmasalardı "haksızmıyım! türlü türlü hakaretler ettiler bir şey demedim ama aileme laf atamazlar.. hemde abime!" konuşurken tutamadığım gözyaşım aktı yanağımdan ,hemen sildim, erkekler kolay kolay ağlamaz oğlum kendine gel
"ben onların icabına bakarım. Sen sakın bir daha böyle kendini tehlikeye atacak işlere girişme ve ortadan kaybolma , dikkat çekmememiz gerekiyor anladınmı ama senin nerede olduğunu bilmezsem seni koruyamam" "haklısın özür dilerim ,ama fevrim döndü bir bakmışım burdayım" diyerek geriye yıkık dökük bina kalmış evimi işaret ederek.
"Tmm hadi gidelim bizimkiler merak ediyorlardır şimdi"abdullahla birlikte bir saatlik mesafede bodrum katında kalan arkadaşların yanına gittik
...
"Selamün aleyküm gençler bizim bücürü buldum" "Gel köse yemek ye açsındır" diye konuştu yasir. "sensin köse" " tm kızma gel gel "
benim için ayırttıkları yemeği yemeğe başladım ,fazla bir şey yoktu ama zaten burda kimse doymak için yemiyor . "Hüseyin bugün kaçırılan arkadaşlarımızı bulmamız gerekiyor ,herhangi bir haber varmı" " yardımcı olurmu bilmiyorum ama bu gece bir uçak kalkıcakmış, mürettebat hakkında hiçbir bilgi yok rotasınıda saklıyorlar, ama istersen bulabiliriz" "tm bul onları eminim o uçakta ortadan kaybolan çocuklar ile ilgili bir şey vardır" "ne bulmayı bekliyorsun" diye sordu enes . "korkarımki güzel şeyler bulmayı beklemiyorum"
abdullahın söyledikleri beni korkutmaya başladı. Abdullah burda en büyüğümüz,hepimizden daha olgun ve ne yapması gerektiğini bizden daha iyi biliyor,bizm şapşal enes te bilgisayar uzmanı, ailesini kaybetmeden önce babasından öğrenmişti herşeyi .abdullah ve enes dışında mustafa, yasir hüseyin namı diğer 1 numaralı casusumuz , ve daha bir haftadır bizimle kalmaya başlayan 5 yaşındaki zehra.
Zehrayı sokakta giderken yerde uzanık vaziyette bulduk.kendinden geçmişti, muhtemelen açlıktan bayılmıştı. Onu aldığımız gibi bizim kaldığımız yere getirdik ama sanırım konuşamıyor çünki geldiğinden beri tek kelime etmedi , sadece işaretlerle anlaşmaya çalışıyoruz.
6 erkekle dolu bir evde biraz çekiniyor olabilir ama sanırım diğerlerinin aksine benim küçük bedenim ona daha zararsız gelmiş olmalı ki genelde bana sığınıyor çoğu zaman bensiz uyuyamıyor, sanırım bende anne kokusunu arıyor ama biricik meleğim dün gece eve gelmediğim için uyuyamamış bensiz korkmuş sabaha kadar ağlamış .
arkası bana dönük meleğime yaklaşırken "senin gönlünü nasıl alabilirim meleğim" zehra arkasını döner gibi oldu ama omzunu kaldırıp indirdi ve tekrar önüne döndü, dün yolda giderken bulduğum oyuncak bebeği onun önüne getirince gözleri ilk önce kocaman oldu sonra bebeği elimden kaptığı gibi zıplamaya ve gülmeye başladı sonra gelip boynuma atladı
"a-aann ne!" hepimiz şok olmuş bir şekilde ona baktık.arkamda hönküre hönküre gülenin yasir olduğuna şüphe yok "Ayy...allahım...ölücem gülmekten....bu günleridemi görecektim , köse sen annemi oldun" diye zar zor konuşabildi yasir. Bense kafamı hangi kuma gömsem diye düşünüyorum
"Ah be zehra madem bir şey diyeceksin neye anne diyorsun baba deseydin ya" zehra bana okadar masum bakıyorduki kapkara gözleri ve simsiyah saçlarıyla oyuncak bebeği andırıyordu adeta , dayanamadım , onu kucağıma çektim ve sarıldım "tm tm . istediğini diyebilirsin" bizimkilere dönerek
"Sakın zehranın dışında sizden bana o kelimeyi söyleyen olursa doğduğuna pişman ederim anladınızmı!" hepsi sırıta sırıta ağızlarına fermuar çekmeye başladılar. zehrayı aldım ve arka odaya geçtim dün gece uyumadığı için uyutmak istedim. Kapıyı kapattıktan sonra onu bir kenara çektim ve fısıltıyla konuşmaya başladım.
"Bak zehra ben kadın değilim erkeğim , senin annende olurum ama bana baba de tamammı yoksa dışarda bunu duyan insanlar bana zarar verebilir" zehra dediğimi duyunca biraz korktu ve bana "baba" demeye başladı . "baba beni bırakma" dedi.içim sızladı
"korkma zehra ben seni bırakmam bazen dışarda işim oluyor o yüzden geç gelebiliyorum, ama seni bırakmam tamammı canım" zehra başını salladı ve kucağımda uyumaya başladı. Bende onun o masum yüzündeki savaşın izlerini seyrettim, sen güçlüsün zehra, güçlü olmak zorundasın. Seni koruyacam, ben varken allahın izniyle kimse sana zarar veremez
...
İçeri girdiğimde Abdullah çeşitli haritaları odanın ortasındaki büyük masaya yaymış yapacağı planları gözden geçiriyor ,yasir bilgisayardan İsraillerin sitelerine erişip gizli bilgileri bulmaya çalışıyor . hüseyin muhtemelen askerlerin arasında sızmış bilgi topluyordu o burda gözükmüyor çünki. Diğrleride muhtemelen dışarda gözetmele yapıyorlar.
Abdullah beni farkettiğinde tebessüm etti " gel annecik" " Abdullah!! Bak canına okurum bir daha deme öyle . hem zehra bana artık baba diyor" "hadiya nasıl ikna ettin? Kokuttunmu lan onu" "üstüme iyilik sağlık ben öyle şey yaparmıyım hiç!! Sadece bana baba derse ona bir sürü oyuncak getiriceğimi söyledim" " tm tm gel hadi sana güzel haberlerim var" "ciddimisn güzel haber duymayalı uzun zaman oldu."
Abdullah yasirden aldığı bilgisayardan bir video açtı , videoda israilin başbakanının lideri olduğu partinin seçim vaadi olarak ezanı yasaklaması haberini okuyunca yerimden fırladım "delirdinmi Abdullah!! Bunun neresi güzel haber." " devamınıda izleseydin keşke" oturup videoyu izlemeye başladım . bu seçim vaadini yaptıktan hemen sonra Ayyıldız tim adında ki bir türk siber ordusu tarafından israilin siteleri heklenip heryerde ezan okutturuldu.
Kendi sitesinde yaptığı açıklamada " İsrail sen kim, ezanları susturmak kim? Dünya üzerinde ezan sesi hiçbir zaman kesilmez , susturmaya da kimsenin gücü yetmez. İsrail'e hergün ezan dinletmeye devam." yazmış . ben heyecandan ne yapıcağımı bilemedim. '"Abdullah yalnız değiliz!" "biz hiç yalnız olmadık cihan. Allah hep bizimleydi . firavuna karşı Musalar büyüdü , ve artık saflar belirlendi. Çetin mücadele yakındır.. zafer Allahındır...."
Evet arkadaşlar ilk yolculuğumuzda verdiğimiz molada yolculuğumuz hakkındaki yorumlarınızı heyecan ve merakla bekliyor olacağım. Acemi kaptanınız Serevra Asiyan🙋♀️🌺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elif
ChickLitEy Kudüs, ey şehrim Ey Kudüs, ey sevgilim Yarın, yarın çiçek açacak limon Sevinecek yeşil sümbüller ve zeytin Gözler gülecek Geri dönecek göçmen güvercinler Tertemiz yuvasına Ve geri dönecek çocuklar oynamaya Buluşacak babalarla oğullar Ey memleketi...