3. Bölüm- "Bir Kamp Meselesi"

266 36 241
                                    

Medya: Çok üstüme geliniyor bu grupta. - Lee Siyeon

Kim Minji

"Kızım bir şey unutmadığına emin misin?"

Ayakkabı bağcığımı bağlarken annemin sorusuna göz devirdim. "Her şeyi bin defa kontrol ettim. Artık beş yaşında değilim anne..."

Annem söylediklerimi duymazdan geldi ve montumun önünü iliklerken sordu. "Gideceğiz yer çok büyük mü? Ormanda kaybolma sakın... Bir tane kızım var onu da kurtlar yesin istemiyorum."

Kamp çantamı sırtıma aldım. "Sana bin defa söyledim artık küçük bir çocuk değilim. Bana bebek muamelesi yapmayı bırak... Hem arkadaşlarımla birlikte gidiyorum, kaybolmam."

Annem yine her zamanki gibi söylediklerimden sadece kendi işine yarayan kısımları seçmişti. Gülümseyerek "Uzun zaman sonra arkadaş edinmene sevindim. Neden onları eve davet etmiyorsun? Seni dans yarışmasına katılmaya bile ikna etmişler. Anaokulundan beri sahneye çıkmayan seni... Tanışmak istiyorum." dedi.

"Anne!" diye bağırarak çıkıştım. Anaokulunda olanlardan bahsetmesinden hoşlanmadığımı biliyordu. "Gidiyorum ben!"

Kapıdan çıkmadan önce yanağıma bir öpücük kondurdu ve son kez "Arkadaşlarını bize davet etmeyi unutma." dedi.

Evet anlamına gelen bir şeyler geveleyerek evden çıktım.

🎵

Okula vardığımda herkes otobüsün yanında toplanmıştı. Yoohyeon, kalabalığın arasından sıyrılıp yanıma gelip elimden tutarak bizimkilerin yanına sürüklerken "Unni, gerçekten yardım et çıldırmak üzereyim..." dedi ve bağırarak kavga eden Siyeon ve Bora'yı gösterdi. "Sürekli, sürekli, sürekli tartışıyorlar."

Kavga eden Siyeon ve Bora'nın yanında Yoongi sessiz bir şekilde onların kavgaların kavgalarını umursamadan ayakta bekliyordu. Kafasını yere eğmiş ayaklarını hareket ettirerek onların hareketlerini izliyordu. Hoseok olmadığında çok sakin duruyordu.

Yoohyeon ile birlikte yanlarına vardığımızda Yoongi ile konuşma başlatmak için sordum. "Hoseok henüz gelmedi mi?"

Yüzüme bakmadan kafasını olumsuz anlamda iki yöne salladı. Pek konuşkan biri gibi durmuyordu ama bu onun hakkında henüz ilk izlenimlerimdi. Hoseok zaten onun utangaç olduğunu söylemişti.

"Çok tatlısınız... Siz ikiniz Hoseok ile..."

Yanakları kızarınca gülümsedim, fazla tatlı bir çocuktu. Yoohyeon da gülümsüyordu, sanırım o da öyle düşünüyordu.

"Günışığın geldi bebeğim seni aydınlatmaya..." diyerek gelen Hoseok Yoongi'ye arkadan sarılınca Yoongi bir anlığına irkilse de arkasına dönmeden önce bir saniyeliğine gülümsedi. Ardından arkasına dönerken boğazını temizleyip ifadelerini kontrol altına alıp kaşlarını çattı.

"Ben senin bebeğin falan değilim..."

Hoseok otuz iki diş gülümseyerek ışık saçmaya devam ediyordu. "Yaaa... Peki sana ne demeliyim? Kedim, sevgili-"

Yoongi sözünü kesti. "Sadece Yoongi."

"Pekala sadece Yoongi bebeğim, bir hoş geldin öpücüğüne ne dersin?"

Yoongi, kollarını önünde kavuşturup sinirli bir şekilde arkasına dönecekken Hoseok onu tutup hızla montunun büyük kapüşonunu kapattıktan sonra eğilip iki eliyle yüzünden tutarak ikisinin Yoongi'nin montunun kapüşonu altında öpüşmelerini sağladı.

Secret Love SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin