1. Bölüm- "Dans Yarışması"

396 40 336
                                    

Medya: Ama kudurturken nasıl zevk alıyorum anlatamam. - Kim Yoohyen

Kim Minji

Hemşire, Yoohyeon'un bacağını ciddi bir şey var mı diye kontrol ediyordu, bense sürekli gülüyordum. Çünkü hemşire Yoohyeon'un bacağını her ileri ve geri götürüşünde acıyan bacağı yüzünden Yoohyeon bacağına hayvan gibi bir tekme geçiren kıza küfrediyordu.

Sonunda kontrol bittiğinde hemşire önemli bir şey olmadığına kanaat getirmiş ve ağrı kesici ile kramp giren kaslarını gevşetici bir jel vermişti.

"Şunları bugün kullanırsan yarın bir şeyin kalmaz."

Teşekkür edip ilaçları alan Yoohyeon'un yanına geçip elinden tutarak ayağa kalkmasına yardım ettim ve buraya geldiğimiz aynı pozisyonla, onun bir kolu omzumun üstünden geçecek şekilde ve ben elimle ona belinden destek olarak, okulun koridorunda yürüyorduk.

Açıkçası aşırı ince ve sıkı bir beli vardı. Bunu üzerinde beyaz okul üniformasının gömleği varken bile hissedebiliyordum.

Hızla gözlerimi kırpıştırarak düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Kıza yardım ediyordum, sanki bu durumdan istifade ediyor gibi düşünmem hiç hoş değildi.

Koridorun ortasına geldiğimizde nereye gideceğimizi bilemeyip durmuştuk. Kafasını bana çevirip soru sorduğunda -sanırım şu an çok yakın bir durumda olduğumuzu hesap edememişti- konuşurken yüzüme değen nefesini hissedebiliyordum.

"Minji-ah senin sınıfın hangisi?"

Konuşurken gözlerim dudaklarına kaymıştı. Yutkundum. Kafamı çevirmemek için kendimi zor tutuyordum.

Bana neler oluyordu böyle?

Gözlerimi zorlanarak gözlerine çevirdiğimde bir cevap bekler gibi bana bakıyordu.

"Hıığ?"

Verdiğim tepkiye güldü. Çok güzel gülüyordu. Dişlerini göstererek... Keşke o an gülüşünü kaydedip sonsuza kadar izleyebilsem diye düşündüm.

Sorusunu tekrarladı.

"Sınıfın hangisi diye sormuştum."

"Ha şey, 12-A. Seninki?"

"11-F. Benden büyüksün sanırım sana unni demem gerekiyor ve oha gerçekten A'da mısın çok zeki olmalısın."

"Aslında, yani..." ne diyeceğimi bilemeyip utanıp başımı çevirdiğimde omzumdaki eliyle destek olmak ister gibi omzumu sıktı.

"Bunda utanacak bir şey yok unni. Keşke ben de A'da olabilsem. Gerçi Bora salağı olmasa daha çok dersleri dinleyebilirdim. Kendisi hem sıra arkadaşım hem de en iyi arkadaşım onla gerçekten sürekli ve sürekli kavga ediyoruz. Derste bile... Geçen gün sırf ona ganster dediğim için dersin ortasında beni sıradan itince ben de onun üzerine atladım sonra ikimiz yerde kavga ederken hoca bizi sınıftan attı."

Gülerek "Çok iyi anlaşıyora benziyorsunuz." dedim.

Gözlerini devirdi.

"Yaa ne demezsin. Ama her şeye rağmen Bora gerçekten şu dünyada en değer verdiğim insanlardan biridir. Kendisinin eşsiz bir karakteri var ve birbirimizle sürekli şiddet içerikli ilişkimiz olsa da her zaman birbirimizin arkasını kollarız. Gerçekten çok iyi bir arkadaş... Eee unni senin arkadaşın var mı?"

İlk başta cevap veremedim. Çünkü bildiğimiz insan tanımları içerisinde hiç arkadaşım yoktu. Sonra şakaya vurmak için "Aslında, az önce en yakın arkadaşlarımdan birini tuvalette unuttum. Şey sanırım o kadar da yakın değilmişiz, konusu beni pek sarmamıştı zaten. Onla tanıştığımızda gözüm yan raftaki arkadaşlara da kayıyordu." dediğimde gülerken omzumdaki eli boynuma gitmişti.

Secret Love SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin