2. Bölüm- "Savaşmayın, Sevişin"

341 35 483
                                    

Medya: Kızdırmayı çok sevdiğim biri var. - Siyeon

Kim Minji

Bir hafta sonra okulları ve yarışmacıları kaynaştırmak için kamp olacaktı. Kamptan sonra da yarışmanın ilk aşaması...

Bora'nın bize dans etmeyi öğreteceğini söylediği günden beri -Karşı okulun okulumuza geldiği- iki gün içerisinde Bora bize hızlandırılmış dans dersi vermişti. En azından temel bir bilgimiz olmuştu. Şaşırtıcı bir şekilde çabuk öğreniyordum.

Ama Yoohyeon için aynısı söylenemezdi.

Gerçekten sürekli bir şekilde kendisini yerde buluyordu. Bora ise dans öğretirken gerçekten kendisinden beklenmeyecek bir şekilde ciddiydi. Suratında mimik oynatmayarak yerdeki kızın sızlanmasına izin vermeden kalkmasını söylüyor ve büyük bir sabırla hareketleri tekrar ediyordu.

Hiç gülmüyordu ya da sinirlenip bağırmıyordu.

Bora yeterince çalıştığımızı söylediğinde üçümüzde Boraların evindeki pratik odasının aynasına sırtımızı yaslayarak yorgun ve terler içinde yere çöküyorduk. Bora bir süre nefes nefese oturup düşünceli bir şekilde karşı duvarı izledikten sonra ayaklarını sürüyerek mutfağa gidiyor, tek içimlik meyveli yoğurdunu içtikten sonra eski enerjik ve neşeli haline geri dönüyordu.

Yoohyeon, dans hareketlerini öğrenirken zorlansa da ve sürekli yere düşse de öğrendikten sonra gerçekten profesyonel gibi dans ediyordu. Surat ifadeleri bile o kadar kendinden emindi ki öğrenirken o kadar sakarlığı yapan kızla karşımda dans eden kızın aynı kişi olup olmadığını sorgulamak zorunda kalıyordum.

Bense hızlı öğrenmeme rağmen sanırım bir şeyleri garip yapıyordum. Hareketleri tekrarlarken Bora sürekli durduruyor yanlış yapmadığımı ama bir gariplik olduğunu söylüyordu. Kıpırdamama izin vermeden duruşumu inceliyordu. Fakat bir süre sonra bunu yapmayı bırakmıştı. Bununla uğraşıp mükemmelleştirmeye çalışarak zaman kaybetmek yerine, bana ayrı bir hava katacağını düşünmüştü.

Sanırım yanlış yapmadığım sürece garip yapmamın pek de bir önemi yoktu.

Bugün üçüncü gündü. Son ders bittiğinde önceki günler olduğu gibi Mingyu ile vedalaşıp okulun bahçesinde Bora ile Yoohyeon'u beklerken Saejin ve çetesinin bana doğru geldiklerini gördüm. Açıkçası ne yapacağımı bilmiyordum. Günlerdir onlardan bir atak beklediğim için zaten huzursuzdum.

Kendini toparla Kim Minji onlarla baş edebilirsin. Okulun bahçesindesin insan içerisinde bir şey yapamazlar.

Saejinler yanıma gelmek üzereyken omzuma atılan kolla irkildim.

"Bu boklar sana doğru mu geliyor yoksa bana mı öyle geliyor?"

Bora boyundan dolayı biraz zorlanarak kolunu omzuma attığında söylediği cümleye güldüm. "Sanırım öyle."

Yoohyeon da koşarak yanımıza varmıştı. Nefes nefeseydi. Sanırım Bora Saejinleri görünce onu beklemeden koşarak gelmişti.

Bora sırt çantasını yere atıp kollarını sıvadı. Yumruk yaptığı kollarıyla kavgaya hazır bir şekilde bekliyordu. "Ağızlarını açarlarsa acımadan dalarım, geçen senenin intikamını almak için fırsat kolluyordum zaten." dedi.

Aslında büyük bir ciddiyetle söylediği bu cümle oldukça komikti. Çünkü üçümüz birlikte kavga etsek bile sayı üstünlüğünden dolayı her türlü onlar alacaktı. Bora'nın aramızdaki en kısa ve çelimsiz kişi olarak tek başına dalması intihar denemesi gibi bir şeydi.

Bora ise pek de bunu umursuyor gibi durmuyordu.

Durumu kavraması için omzunu sıkıp lafa girdiğimde sözümü kesti. "Bora-"

Secret Love SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin