VII

179 23 52
                                    

Taylor Swift - Cornelia Street

"Yoongi"

Yoongi otelden çıkmış sete gitmek üzereydi. Kendisine seslenen Jimin'i duyduğunda arkasını döndü.

Üstünde siyah deri ceketi altında siyah kotuyla çok güzel görünüyordu. Yoongi ne diyeceğini bilemiyordu. Bir insana bir anda bu kadar sempatik hisler beslemesi onun için uygun değildi. O şu ana kadar birsürü kişiyi reddetmişti. Adı yalnız prense bile çıkmıştı. Bundan da gayet memnundu.

Fakat tuhaf bir şekilde bu adamdan çok fazla etkileniyordu. Nedenini bilmiyordu ama bunu engelleyemiyordu da. Engellemek istemiyordu demek bu durum için daha uygun olurdu.

"Geçen gün benim için taksi çağırmıştın da, ben de senin için çağırmak istedim." Jimin'in biraz utanarak söylediği cümleyle Yoongi gülümsedi, fazla tatlıydı.

"Teşekkür ederim, fakat başka zaman. Bugün yürüyerek gitmek istiyorum." Jimin tamam anlamında başını salladı.

Yoongi cebindeki elini çıkararak ona salladıktan sonra tekrar cebine koydu. Arkasını dönerek ilerledi. Jimin'de taksilere doğru ilerliyordu.

Tam sokaktan çıkmak üzereydi ki yanında birini hissetti. Kafasını kaldırıp kim olduğuna baktığında Jimin'i gördü. Şaşırmıştı, kesinlikle şaşırmıştı.

Yoongi'nin kendisine baktığını görünce gülümsedi. "Biraz hava almak iyi olur diye düşündüm." Yoongi'de ona gülümsedi. Fazla güzel görünüyordu, ona kalbini kaptırmaktan korkuyordu. Bu hiç iyi olmazdı. Bir süredir çekim yaptığı biri olsa da onu tam olarak tanımıyordu, bir ilişkisi olup olmadığından dahi haberdar değildi. Yine de bu hislerinin bir anlamı olduğunu hissediyordu. Ona bu kadar çabuk kapılmasının bir anlamı vardı belki de.

"Yoongi senaryonun devamını okudun mu?"

"Evet." Jimin kafasını salladı. "Ben daha okuyamamıştım da, fırsatım olmadı. " Yoongi cebindeki elini hareket ettirirken mırıldandı. "Anladım."

"Aslında şey soracaktım, herhangi bir yakınlaşma sahnesi var mı?" Yoongi kaşlarını çattı, böyle bir soru kesinlikle beklemiyordu. "Her filmde olduğu gibi, evet var."

"Bundan Seonbin'e bahsetmemiştim, aramız bozukken bahsetmem de biraz sorun oluşturur sanırım."

Kafası karışmıştı. "Seonbin?"

"Sevgilim. Açıkcası teklifi kabul ettiğimden beri aramız biraz limoni, anlayamıyorum doğrusu. Bu konu hakkında kimseyle konuşamamak da çok yorucu."

Yoongi anladığını göstermek için kafasını salladı. Biraz kalbi kırılmıştı. 'Sorun değil.' dedi kendine. 'Hiç sorun değil.' Hissettiklerinin yanlış olması onun suçu değildi. Bu kaderin bir oyunuydu kendisine.

"İstersen... yani güveniyorsan bana anlatabilirsin. Bu konular öyle herkese anlatılmaz biliyorum ama sana yardım etmek isterim." ne diyeceğini bilemeyerek kurduğu cümleden sonra hata mı etti, iyi mi etti merak ediyordu. Bunu ancak zaman gösterirdi.

"Evet bunu çok isterim. Sana güveniyorum, en azından güvenilir biri olduğunu biliyorum. "

"Buna memnun oldum." Morali bozuk olsa da en azından dinleyebileceğini düşünüyordu.

"Biz Seonbin ile birkaç ay önce tanıştık. Çok güzel biri. Açıkçası onu görür görmez aşık olmuştum. Bembeyaz teni, duru güzelliği vardı. Tıpkı masallardan çıkma gibiydi. Bana gerçek hayatımı unutturacak türden. Büyüsüne kapıldım, sanırım biraz da bu yüzden. Şanslıydım ki ona olan sevgim karşılık buldu. Çıkmaya başladık. İlk başta ilişkimiz gizliydi. İnsanların duyunca nasıl tepki vereceklerini tahmin edebiliyordum. Yeni yükselen bir aktörken sevgilimin olması otomatik olarak beni bitirirdi. Öyle de oldu. İlişkimiz açıklandığında tüm projelerim iptal oldu. Her şeyim elimden alındı. Ama o vardı ve ona sahiptim. Bu yüzden mutluydum. Hayalimin mesleğinden biraz uzak kalsam da sorun değildi bu benim için, ya da öyle sanıyordum. Tam iki ay geçti. İki ay da tahmin edilemez derecede bunaldım. Hiçbir şey yapmıyor, neredeyse evden çıkmıyordum. Bu süre boyunca bana yardım ettiğini düşünüyordum. Elinden geleni yapıyordu. Ama şimdi düşününce yaptığı neredeyse hiçbir şeydi. Sırtımı pat patlayıp dudağıma öpücük kondurup "yakında iş bulursun" diyordu. "

Wildest Dreams ^ YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin