Taylor Swift - So It Goes...
"Bensiz iyi olacağına emin misin?"
"Tabii ki de, biliyorsun bu duruma alışığım."
"Seonbin yapma böyle zaten uzun bir zaman birlikteydik."
"Evet Jimin biliyorum, hadi git artık uçağı kaçıracaksın."
Bavulunu eline alarak arkasını döndü. Biraz kırgındı, sanki bu süre boyunca Seonbin ağzına gelen, onu kırabilecek tüm kelimeleri sıralamış gibiydi. İçine sinmese de, gitmek zorundaydı.
Çağırdığı taksiye bindi. Havaalanına gitmesi gerekiyordu. Ardından uçağa binecek ve 2 ay boyunca bir daha buraya gelmeyecekti. Böyle kötü ayrılmak istemezdi ama Seonbin böyle ayrılmasını çok sevmiş gibi duruyordu, sanki geri dönecekmiş gibi.
xx
Yoongi evine son kez bakarak kapıyı kapattı.
"Yalnız yaşamanın bir zorluğu daha."
Mırıltısını duymak onu güldürüyordu. Asla yalnız olmadığını hatırlatıyordu kendine.
Arabasına bindi. Yanına fazla bir şey almamıştı, yan koltuğuna koyması için yeterliydi. Resim eşyaları ve bir çanta kıyafet.
Arabasını havaalanına sürerken şarkı açma gereği duymamıştı. Zaten 15 dakikalık yolu vardı.
Havaalanına vardığında gözleri menajerini aradı. Arabasını ona verecekti.
Arabadan indiğinde dolanarak yan koltuktan eşyalarını aldı. Uçağının kalkmasına az kalmıştı.
Kendisine doğru gelen menajerini görünce gülümsedi.
"Teklifi kabul etmezsin diye düşünüyordum."
"Bilirsin Kim Hojoon olunca kendimi tutamadım."
Anahtarları ona vererek havalimanının içine girdi. Rol arkadaşı Jimin'in de bugün uçacağını duymuştu ama onun hangi uçuşta olduğunu bilmiyordu.
Çocuksu bir heyecanla aynı uçakta olmayı diledi. Böylece belki de birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı bulurlardı.
xx
Jimin taksiden inerek havalimanına doğru koşturdu. Trafikten dolayı çok geç kalmıştı. Uçağı kaçırmaktan çok kokuyordu, ona göre bir iş uğursuz başlarsa uğursuz devam ederdi.
Neyse ki kaçırmamıştı.
Gülümseyerek uçağa binerken elini kalbine koydu. Etrafa göz atarken rol arkadaşı Yoongi'yi de görmeyi beklemiyordu.
Kendisi hakkında kısacık bir araştırma yapmış olmasına rağmen ne kadar ünlü olduğunu ve çılgın hayranlarını rahatlıkla görebilmişti. Bu yüzden onun yanında artık daha da gergindi.
Kendi koltuğunun yakınında oturmadığı için sevindi. Uzun zaman sonra rol almasının heyecanını yanlış anlamasını istemezdi.
Koltuğuna otururken bedeninin kısa zaman diliminde bile ne kadar yorgun düştüğünü fark etti.
Daha önünde 14 saat uçuş ve otelini bulmak için katlanması gereken maceraları vardı.
Yorgunca kafasını koltuğuna yasladı. Uçak inene kadar uyanmamayı umuyordu.
Yoongi oturduğu yerden uçağa yerleşen Jimin'i görünce kalp atışlarındaki hafif hızlanmayla neredeyse kendine küfredecekti.
Hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı bu adama böyle tepki vermesi normal değildi, kesinlikle değildi. Bu yüzden bunu çekici yüzüne yordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildest Dreams ^ Yoonmin
FanfictionPark Jimin kendisine gelen oyunculuk teklifini kabul ettiğinde heyecandan yerinde duramıyordu. Yaşanmışlıklar ona bu durumu imkansız kılıyordu. Min Yoongi ise umursamaz kabul ettiği teklifin hayatını değiştireceğini tahmin bile edemezdi. [Wildest Dr...