Jikook Oneshots [Çeviri]

Love letter

(^^)
Oy sınırı:10 💜

___________________

Sevgili Jimin,

Seninle şahsen konuşamayacak kadar korkakım bu yüzden sana bir mektup yazdım. Evet, ben senin en iyi arkadaşınım, yine de korktuğumda tam anlamıyla sana posta ile pullu bir mektup gönderiyorum. Sanırım her zaman "eski moda" olduğu için dalga geçiyorsun.

Bunu bir an önce halledeyim mi? Yoksa oyalamalı mıyım? Kahretsin, yazılı mektuplarda bile tuhafım ama dürüst olmasını istediğim için hiçbir şeyi ertelemeyeceğim, anlıyor musun? Bu çok garip. Seni ne kadardır tanıyorum...Bilmiyorum, matematikte iyi olmadığımı biliyorsun. 4 müydük? Yani, ben dört yaşındaydım. Ve sen 5 yaşındaydın sanırım.

Tamam, hadi yapalım şunu. Kalbim çok hızlı atıyor. Hazır mısın? (sanırım?)

Senden hoşlanıyorum ❤️

Tanrım, kalp çok fazlaydı, değil mi? Aslında, çok korkuyorum. Demek istediğim, artık bildiğine göre, hikayeyi duymak ister misin? On dört yaşındaydım. Tam 3 yıl oldu. Bunu senden sakladığım için muhtemelen kızgınsın. Her neyse, biraz kötü. Taehyung ve ben onun bir soru soracağı bir oyun oynuyorduk ve düşünmeden cevaplamak zorunda kaldım ve "Eğer biriyle evlenebilirsen o kişi kim olurdu?" Ve aklıma gelen ilk kişi sendin. Tuhaf, değil mi? Ama evet.

Oh, merak ediyorsan, bu bir cesaret falan değildi, bu arada, kendi başıma yapıyorum. Yani eğer bu arkadaşlığımızı mahvedecekse, hoşuna gider miydi, bundan bahsedemezmez misin?

Bence bu kadar. Sevimsiz olsam sorun olur mu? Sadece gerçekten bir şey söylemek istiyorum. Jiminie, beceriksiz olduğunu biliyorum. Çok düşüyorsun. Sandalyelerden, kayıyorsun ve düşüyorsun, Bayan Colvin'e bile düşmüştün bunu hatırlıyor musunuz? Yani eğer istersen...

Bana aşık olur musun?

Çok sevgilerle

Jungkook

♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎♡︎

Jimin telefonla "Jungkook, hemen benim evime gel," diye emretti.

"Oh, uh, evet tamam," Jungkook sözlerinin üzerine tökezledi. Gergin olmalı, bu onun bir alışkanlığı. Jimin onaylandıktan sonra telefonu kapattı.

Yaklaşık on beş dakika sonra kapı zili çaldı. Jimin aceleyle merdivenlerden aşağı indi, telaşlı bir malikanede yaklaşık merdivenlerden dörtlü atladı ve sonunda yere düştü kapıya koştu. Çabucak iyileşti ve ön kapıyı açtı ve elinde tek bir zambak olan Jungkook'u ortaya çıkardı. "Zambakları sevdiğini söylediğini hatırlıyorum ve ben de onlardan gerçekten hoşlandım. Kaplan zambakları aslında benim doğum çiçeğim, ama biliyorsun, başıboş dolaşıyorum. Her neyse, bir tane getirdim."

Jimin ona doğru yürüdü, gözlerindeki bakış ağzında olmayanı yaptı, gülümsedi. Kollarını yavaşça Jungkool'un boynuna doladı ve onu kendine çekti. "Arkadaşlığımızı mahvettin Kook. Artık senin arkadaşın olmak istemiyorum."

"İstemiyor musun?"

"Sana hiç böyle 'eski moda' şeyleri sevdiğimi söylemiş miydim?" Jimin yüzleri yakın olacak şekilde boynunu biraz uzattı.

"Hayır, sanmıyorum, hayır," Jungkook gözleriyle karşılaştı. Jimin, Jungkook'un kalp atışını hissedebiliyordu; agresif bir şekilde atıyordu.

"Evet, yapıyorum. Bana acıttığı yerden vurdun Kook," Burunları dokundu. "Şikayet ettiğimden değil. Evet."

"Evet?"

"Bu mektup beni şaşırttı," diye fısıldadı Jimin. "Sana düşmek istiyorum Kook."

"Gerçekten mi? Benden de hoşlandın mı?"

"Hayır, ama hoşlanmaya başladım," Nefesleri diğerinin dudaklarını ısıttı. "Seni hiç böyle düşünmemiştim, ama çabuk düşecek biri olduğumu biliyorsun. Umarım diğerlerinden farklı olarak bu bir yerlere gider. Gider mi?"

Jungkook gülümsedi. "Evet gidecek."

Jungkook öne doğru eğildi ve Jimin'i dudaklarına dokunduğunda şaşırttı - Jungkook'un bunu yapacak kadar cesur olduğunu bilmiyordu. Jimin'in ilk öpücüğü değildi, ama kesinlikle şimdiye kadarki en iyi öpücüğü olduğunu söyleyebilirdi.

"Jiminie benim erkek arkadaşım olur musun?" Jungkook mırıldandı ve Jimin'in kalbi daha fazla çarpmaya başladı.

Jimin kıkırdayarak, Jungkook'un ona çıkma teklif etmek yerine izin istemesini komik bulup kıkırdadı. "Tae bunu biliyor mu?"

"Hayır."

"Haha, onun sorularını cevaplamalısın."

Bye bye
💜