2;...tanışmak

2.1K 180 245
                                    

annem evden çıkalı yaklaşık 2 saat oluyor ve ben koltukta oturarak hâlâ onu bekliyorum. beni biriyle tanıştıracağını ve bu tanıştıracağı kişiyi evimize çağırdığını söyleyip birden çıktı.

eğer gelirlerse evde tek başıma onları ağırlamamı beklemiyor olduğunu umdum.

kendi kendime arkadaş çevresi yapmak yerine genelde annem arkadaş çevremde bana yardımcı oluyor, arkadaşlarının oğulları ile tanıştırıyor beni. nedenini bende bilmiyorum ama etrafımda birilerinin olup olmaması beni çok etkilemiyor. ama beni biriyle tanıştırmak istediğinde bu hoşuma gidiyor.

kafamı iki yana salladım. tam elimi telefonuma atıp annemi arayacaktım ki zilin çalması ile oturduğum yerden hızla kalktım.

'umarım gelen kişi annemdir'

korkuyla kapıya ilerledim. elim ayağıma dolanmıştı.

kapının deliğinden baktığımda annemi görmemle bir 'oh' çektim. anahtarı bir kez çevirip kilidi açtım ve kapıyı araladım.

"al şu poşetleri çabuk! ellerim koptu hürkan ne bakıyorsun öyle." annemin kapıyı açar açmaz beni azarlamasıyla hemen elindeki ağzına kadar dolu olan 5 büyük poşeti aldım.

bu kadar poşeti nasıl taşıdığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. bu kadar şeyi ne yapacağımız hakkında da pek bir fikrim yoktu.

"keşke bende gelseydim. nasıl taşıdın bunları?" annem ellerini birbirine sürttü ve yorulduğuna dair sesler çıkarttı. "bu kadar şey alacağımı bende tahmin etmemiştim. tutamadım kendimi." dedi garip bir gülümsemeyle.

elimdeki poşetleri mutfağa bıraktım. "misafirler ne zaman gelecek?" dedim meraklı bakışlarla. o sırada annem poşettekileri yerleştiriyordu. "gelirler birazdan."

'tamam' anlamında kafamı salladım ve aldıklarını yerleştirmesi için yardım ettim. tam mutfaktan çıkıp kendimi koltuğa atacaktım ki kapı tekrar çaldı.

derin bir nefes alıp kalktım ve kapıya adımladım. kapının deliğinden baktığımda ise onu gördüm.

karşı binanın zemin katında oturun kıvırcık saçlı oğlanın arkadaşı olduğunu düşündüğüm o çocuk. oldukça uzun bir tamalaması var, evet biliyorum. daha önce onları balkonda birlikte içerken görmüştüm.

nedense içimi yine aynı heyecan sardı. şimdi ona bir adım daha yakındım.

kapıyı büyük bir gülümsemeyle açtım. "hoş geldiniz." dedim oldukça nazik olduğunu düşündüğüm bir sesle. annesi olduğunu anladığım kadın da benim gibi samimi bir gülüşle konuştu, "hoşbulduk."

içeriye geçmeleri için geri çekildim, onlar da ayakkabılarını çıkarıp içeri geçtiler. o sırada annem gelip benden çok azda olsa kısa olan çocuğun annesini ve çocuğu selamladı.

salona geçip hep birlikte oturduk.

"merhaba, hürkandı galiba." dedi koltuğa yerleşmeye çalışan kadın. elini bana doğru uzattı selamlaşmak adına.  "evet." dedim gülümseyip elini sıkarken. o da gülümsemişti nazik haraketlerime. "rana ben de. memnun oldum." aynı gülümsemeyle konuştum. "bende."

annemle ani başlayan sohbetleri beni şaşırtmıştı. resmen ışık hızında konudan konuya atladılar, samimi bir sohbet sardı ortamı.

kıvırcık saçlı çocuğun arkadaşıysa bu durumdan memnun değilmiş gibi gözüküyordu. elimi uzattım selamlaşmak adına. gülümsedi. "hürkan ben." dediğimde uzattığım elimi sıktı. "emre(mentor)." annem iki saniyede olsa konuşmayı bırakıp bize baktı. "kek ister misiniz?" dedi ortaya atarak. emre, çok samimi bir gülümseme sundu. "tabi, olur. teşekkürler"

"ben alırım." dedim annem mutfağa doğru ilerlerken, "bize de getirir misin?" kafamı salladım ve mutfağa girdim.

duyduğum ayak sesleriyle arkama döndüm ve benimle birlikte mutfağa gelen emreyi gördüm. "seni daha önce buralarda gördüğümü hatırlamıyorum." dedi tam yanıma adımlayıp. "yeni misin?"

kek için çıkardığım tabağı tezgaha koydum ve konuştum. "yazlıkçıyız. ilk defa bu sene geldik." kafasını 'anladım' anlamında salladı.

"normalde nerede yaşıyorsunuz?" kestiğim kek dilimlerini tabaklara koydum. "ankara. sen buralı mısın?" dirseklerini tezgaha koyup yaslandı. "biz de yeni sayılırız, 1-2 sene oluyor buraya geleli."

"güzel." benimle iletişim kurmaya çalışması oldukça hoşuma gitmişti doğrusu. kısa bir sohbetin ardından elimde bir tepsi ile mutfaktan çıktım, emre de peşimden gelmeye devam ediyordu.

kekleri ve çayları masaya koyduktan sonra oturdum. annemler bana teşekkür eden bakışlar attılar ve emreyle biraz sohbet etmeye koyulduk.

yaklaşık yarım saatin ardından annem saatini kontrol etti. "nerede kaldı acaba?" diye söylendi kendi kendine. "kimi bekliyoruz ki?" dedim merakla. güldü. "gelince görür-"

zil çaldı... yavaşça kapıya adımladım. anneme son kez baktım. yüzündeki gülümsemesi daha da büyümüştü.

salondan çıktım ve kapıya koştum. delikten bu gizemli kişinin kim olduğuna baktım.

siktir...

...kıvırcık saçlı? karşı bina? zemin kat?

SİKTİR... BU O ÇOCUK

-------------- » «» « --------------

ve vakit o gecedir ki;
bütün geceler ona hayran...

𝗰𝗶𝗴𝗮𝗿𝗲𝘁 ༆𝗽𝗼𝗿𝗴𝗼𝗹𝗮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin