2.Bölüm

128 69 27
                                    

Bir odada koltukta boylu boyunca uzanan kalıbından dolayı ayakları koltuktan sarkmış, siyah saçlı esmer tenli her kızın kalbini çalacak kadar yakışıklı bir adam hiç sorunu yokmuş gibi huzurla uyuyordu.

Kapının hızla açılması ile gözlerini açtı zehir yeşili gözlerini kapıya dikti, gelen kişi orta boylu hafif kilolu bir adam içeri girdi.
Adam onun içerde olduğunu farkında değildi yavaşça olay dosyalarının olduğu dolaba yaklaştı kapağı açmaya çalışırken arkasında bir hareketlilik hissedince yutkunup arkasına döndü ve koltuktaki adamla burun buruna geldi, korkudan titremeye başladı olmayan cesaretiyle "B...aşk...k...kom...ser...im" adam kekelemekten konuşamadı başkomiser alaylı bir gülümsemeyle adama bir kafa attı adam aldığı darbeyle yere serildi.

"Bu kadar dayanıksız birini mi dosyaları almaya göndermişler. Yazık gerçekten çok yazık çaycı kılığına girdin diye niyetinizi anlamıyacak kadar salak mı sandındınız?"

Adamın karnına bir tekme attı, az önceki halinde eser kalmamıştı koltukta huzurla uyan adam gitmiş yerine bir canavar çıkmış sanki.
Gözleri öfkeden koyulaşmış çenesi sinirden seğiriyor tüm karakolu saracak şekilde bağırdı "ÇABUK İÇERİ GELİN."

Sesi duyan herkes odaya toplandı gördükleri ile şaşkınca baka kaldılar adamın deli olduğunu biliyordular ama bir çaycıyı neden haşat ettiğini anlamış değildiler.

Baş komiser onların öyle durduğunu görünce dahada sirlendi.
"NE DURUYORSUNUZ LAN. BU ŞEREFSİZİ SORGU ODASINA GÖTÜRÜN."

İki polis memuru hızla yerde ki adamı kaldırıp odadan çıktılar.
Diğerleri hâlâ odada duruyorlardı, başkomiser onlara baktığı anda hepsi dışarı çıkmak için hamlede bulunular hamleleri başkomiserin sesiyle yarıda kaldı.

"Siz nereye gidiyorsunuz?"

Hepsi aynı anda yutkundukar, karakolda en korkulan başkomiserdir ondan korkmayan az sayıda insan vardır.
Düşmanları bile ondan çekiniyor.

Başkomiser Pusat Varol bu ismi duyan herkes bir köşeye saklanıyor, bu güne kadar aldığı tüm olayları çözmüş elinde bir suçlu bile kurtulamamış.

Hiç kimse konuşmaya cesaret edemedi öylece ona bakmaya devam ettiler, Pusat tam azarlamaya başlayacakken içeriye sarışın uzun boylu ela gözlü yapılı bir adam girdi.

Sırıtarak "Pusat başkomiser yine iş başında. Yine ne olduda polislerin hepsi odana toplanmış."
Pusat sakinleşmek için derin derin nefesler aldı, ondan korkmayanlardan biri komiser Çağan Aldinç her fırsatta ona takılır öfekelendirmekten ayreten haz alır. Pusat'ın tüm dikkatini üzerine topladı eliyle digerlernine çıkmalarını işaret etti hepsi çıktı.

"En son olayda ki dosyayı çalmaya kalktılar bu gerizekalılar..."

Oda da herkesin çıktığını fark edince Çağan'ın yakalarından tutup kafa attı,
Çağan burnunu tutup "Şimdi ben ne yaptım da bana kafa attın?"

Pusat sanki az önce kurduran o değilmiş gibi sakince koltuğa uzandı.
"Çık dışarı."

Çağan onun bu haline alışık olduğundan sandalye çekip tam karşısına oturdu.
"Eee anlat bakalım seni bu kadar sinirlendiren ne?"

Pusat tek gözünü açıp "Bana psikolog takliti yapma ağzınla burnun yerini değiştiririm."

Çağan korkmuş gibi ellerini kaldırıp
"Çok korktum bir daha yapmam dememi bekliyorsan çok beklersin."
Ellerini indirip sandalyeden kalkıp Pusat'ın ayaklarını itip boşalan yere oturdu ve anlat dercesine yüzüne baktı, koltukta oturur pozisyonuna gelip anlatmaya başladı.

"Yeni işe giren çaycı aslında Bedri'nin adamlarından biri çıktı elini kolunu sallaya sallaya odama girebildi, bunlar nasıl polis olmuş onu anlamış değilim."

Çağan onun sinirini haklı bulmuş gibi başını salladı.
Konuşmadan kapı çalınıp odaya bir polis memuru girdi hızlıca konuştu.

"Başkomiserim bir ceset bulundu ve..."
Yutkundu bunu nasıl söyleyeceğini bilemedi çünkü cesettin durumu çok kötüydü hatırladıkça miğdesi bulanıyor, başını sallayıp düşüncelerini bir kenara bırakıp başkomisere döndü ikisi de ayağa kalkmış onun sözünü b devamını bekliyor.

"Siz görseniz daha iyi. Otopsiye kaldırıldı."

Üçü beraber odadan çıkıp otopsiye gittiler gördükleri hiç iç açıcı değildi, ilk konuşan Çağan oldu.

"Kızın kalbi nerde?"

Otopsi doktoru Arif Kılıç konuştu.
"Katil kızın kalbini çıkarmış, siz sormadan söyleyeyim kıza önce işkence edilmiş vücudunun çeşitli yerlerinde kesikler bulunuyor ve bu kesiklere baskı yapılıp kanını bir şeye doldurulmuş en sonunda şah damarı kesilerek ölmüş. Saat verecek olursak sabaha karşı dörtte ölmüş."

Pusat ceseti incelemeye başladı kesiklerin olduğu yerlerde kızarıklıklar neden oluşmuş.
"Bunlar nasıl olmuş?"

Akif kızarıklardan bahsettiğini anlayıp cevap verdi.
"Kızın bir şeye alerjisi varmış her neyse vücudu tepki vermiş. Mamulleri laboratuvara gönderdik sonuçlar çıkınca ne olduğunu öğrenince."

Pusat onu onaylayıp çıktılar Çağan'a hitaben "Kızın tüm bilgilerini masamda istiyorum yarım saattin var."

Çağan yarım saat lafını duyunca bir öksürük tutu kendini toplayıp yanında ki memura dönüp
"Ben yanlış mı duydum az önce bana yarım saatte kızın tüm bilgilerini mi istedi?"
Memur cevap vermeden Pusat konuştu.

"Bir sorun mu var?"
İkisi aynı anda başlarını olumsuz anlamda salladı.
Pusat devam etti "O zaman neyi bekliyorsunuz bilgileri hemen istiyorum."

Odaya girip kapıyı yüzlerine kapattı.

KAN İÇEN KATİL (Kan Serisi 1) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin