Polis merkezine saldırı planı

73 13 4
                                    

"Johnny hyung bize arka kapıyı açacak San arkadan girip tutuklu suçlulardan birini çıkartacak ve belirli bir kaosa sebeb olacak bende o sırada kameraların bulunduğu odada ki yangın alarmını çalıştıracağım ve kameraların devre dışı olmasını sağlayacağım polisler dışarı kaçan suçluların peşinden ilerlerken San kapıları kilitleyecek ve hızlıca bize ait her şeyi alacağız belki de ait olmayanları bile " dedim ve başını haritadan kaldırarak San'a baktım 

"İkimize ait eşyaları aldıktan sonra kalanları Johnny hyung'a vereceğiz ve planın geriye kalanını uygulayacağız" San kafasıyla onayladı ve ayağa kalktı "Kahve yapacağım ister misin"  çalan telefonuma bakarken başıyla onayladı "Efendim Yeo" "Wooyoung Hongjoong'a ne yaptınız ya da her hangi bir şey yaptınız mı" güldüm "Hayır hiç bir şey yapmadık niye sordun ki ?"  merak etmiştim ufak bir mektupla ne kadar kötü olabilmişti ki "2 gündür uyumuyor eve bile gelmiyor merkezde kalıyor ve en önemlisi ne Yunho'yla ne de benimle konuşuyor"  gülmemi engellemeye çalışıyordum ama bana garip garip bakan San'ı görünce iyice gülesim gelmişti ve kahkaha atmıştım 

"Komik bir şey mi söyledim" "Yok pardon sana gülmedim San salak salak hareketler yapıyordu da sonuçta ben bir şey bilmiyorum sende öğrenirsen bana haber ver Hongjoong'u bu hale getiren kişiyi bir tebrik etmek isterim " ve Yeosang direk suratıma kapattı telefonu sırıtarak masaya bırakıp bana gülümseyerek kahve uzatan San'a baktım kahveyi almayacağımı fark edince kendi kahvesinide masaya koydu ve üzerime doğru ilerledi kucağıma oturdu ve gözlerime bakmaya başladı 

"Boing" diyerek bir parmağını yanağıma bastırdı ve kıkırdamaya başladı sonra diğer parmağıyla diğer yanağıma aynısını yapıp tekrar kıkırdadı gözleri parlıyordu bu sefer dudağıma bir öpücük kondurup hızlıca geri çekildi ve yanaklarımı sıktı sonra biraz geri çekildi ve tekrar gözlerime baktı bir kaç saniye sonra kollarını açarak bana sıkıca sarıldı ve kafasını boynuma gömdü "Seni her şeyden çok seviyorum biliyorsun değil mi kendimden bile daha fazla , sana olan sevgimi kelimelerle ifade edemem o kadar fazla seviyorum seni bazen her şeyi olduğu gibi bırakıp sadece bütün zamanımı sana adamak istiyorum" 

Bu sefer onu öpen bendim ama hemen çekilmek yerine bir kaç dakika uzattım "Bende seni çok seviyorum San ne olursa olsun her şeyimle her şeyinle seni beni bizi çok seviyorum" boynumda hissettiğim ıslaklıkla San'ı yavaşça kaldırdım ağlıyordu "Ya uf ama sevgilim sen ağlarsan bende ağlarım ağlama lütfen" San nadiren ağlardı ve ağladığı zamanda sakinleşmesi zor olurdu bir şey demeyip ağlamaya devam etmesi benimde ağlamama yol açmıştı şaka yapmıyordum tanıştığımızdan beri ne zaman San ağlasa içimden bir parça kopar bende ağlamaya başlardım 

"San tamam yeter bu ilişkinin ukesi benim duygusal olan ben olmalıydım sen semesin az odun ol" bu dediğim San'ı güldürmeye yetmişti bende gülüp göz yaşlarının yüzünde bıraktığı ıslaklıkları öptüm bu onu gıdıklandırmıştı kıpırdanmaya başlamıştı "Bak bu ilişkide uke seme yok şunu anla yeri geliyor sen semesin yeri geliyor ben bu o anki ruh halimize bağlı" "Tamam tamam anladım ben artık planımıza başlayalım" dedim ve ayağa kalktım "10 dakikaya hazırlan kapıya gel"


*Bölüm Sonu*

Dedim kitap mafya kitabı diye soft bölüm yazmıyorum da son bölümlere geldik bari şu woosan'ın soft yanını da görsünler . Bu gün Crown Prince'i bitirdim hayırlısıyla bunu da pazara kadar bitirir yeni ficleri yayınlarım. Muhtemelen sonraki bölüm saldırıyı yazarım son bölümde ya soft olur ya da ortaya karışık

Mind is a prison / Woosan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin