「 Final 」

155 16 20
                                    

*5 yıl sonra ,bir gazete ropörtajı*

Choi San ve Jung Wooyoung'un gizemli kayboluşunun üstünden 5 yıl geçmişti , köprüden atladıkları kesin olan ikilinin öldüğünü söyleyen çok kişi var ama bu kişiler bütün denizin didik didik taranmasına rağmen ceset bulunamadığını göz ardı ediyor yani bu kaybolduklarının ya da saklandıklarının göstergesiydi 

Shadow'sa yıllar içinde yaşadığı üye ayrılıkları sonucunda lider değiştirmiş yeni liderlerini Jongho olarak belirlemişti , Jongho ayrıca yeni bir değişiklik yaparak Shadow'u diğer mafya grubu Gravity ile birleştirmişti , dedektif sevgilisiyle yaklaşık 2 yıl boyunca abisini arayıp bulamamasının üzerine tamamen çetesine odaklanmıştı 

Ünlü polis Kim Hongjoong ve adli tıp uzmanı Jeong Yunho ise bu aksiyonlu hayattan istifa edip Fransaya taşındı çift şu an evli ve biri kız biri erkek olmak üzere ikiz çocukları var

Dedektif ve suç romanı olan Kang Yeosang'ın Shadow'un ilk lideri olan Park Seonghwa'yı şu anki lider Choi Jongho ile aldatması neredeyse 4 ay boyunca konuşulmuştu , Jongho'nun başa geçmesiyle ilişkilerini resmileştirmiş ve 

Kang Yeosang hayatının en önemli romanını çıkartmıştı : 'Mind is a prison' romanda sevgilisinin abisi olan Choi San'ın hayatını anlatıyordu kitabın en dikkat çekici tarafıysa arka kapağında yazılı olan sözlerdi 'Onlar beni bulana kadar tepelere koştum ve beni hücreme tekrardan hapsettiler ,tek başıma, düşüncelerimle baş başa .Sanırım aklım bir hapishane ve asla kurtulamayacağım'

Shadow'un ilk lideri Park Seonghwa'ysa Çin'de düzenlediği bir soygun sırasında yardımcılarının silahıyla vurulmuş ve 5 aylık bir komadan sonra hayata gözlerini yummuştu. Bu ropörtajı yaparken Bay Kang'a ve Bay Choi'ye bir soru daha sordum soru şuydu : Bay Jung ile Bay Choi arasında ki ilişkiyi nasıl anlatırsınız

"Wooyoung abimi en başından beri seviyordu ilk gördüğünden ilk kez konuştuklarından beri ama kendini engellemeye çalıştı en yakın arkadaşına aşık olamazdı ama engel olmaya çalıştıkça daha da dibe battı . Sonra bir gün öğrendik ki abimde onu seviyormuş şunu da söylemeliyim ki abimin ne düşündüğünü ne hissettiğini anlayamazdınız karışık biriydi karma karışık hiçbir şey düşünmese bile bir şey düşünürdü Wooyoung'la tanışmadan önce şöyle derdi 'bu hayatta değer verdiğim sadece iki kişi var biri kendim biri de sensin' Wooyoung'la tanıştık bu cümle iki kişiden üç kişiye çıktı 'kendim , Jongho ve sen Wooyoung hayatımda tek değer verdiğim şeyler ' aradan zaman geçti abim iyice bağlandı iyice aşık oldu gözü ondan başka kimseyi görmüyordu bu cümle 'bu hayatta tek değer verdiğim şey Wooyoung' oldu . 

Wooyoung'a olan aşkı kendini kaybetmesine neden oldu onun için sadece Wooyoung vardı ama diğer taraftan bakarsak Wooyoung'da aynı durumdaydı her şeyden vazgeçmişti abim için ve vaz geçmeyede devam ederdi . Biliyorsunuz abim deliydi daha doğrusu bipolardı diyelim ne oldu ne yaşandı bilmiyorum ama ikiside bir anda olmayan kişilerle konuşmaya sesler duymaya başladı. Kendilerini kaybettiler olmayan şeyleri görmeye , yalanlara inanmaya başladılar ve sonuç olarak şunu söylemek istiyorum onlar ölmediler neden mi abimin meşhur bir sözü vardır 'Olurda bir gün senden önce ölürsem Jongho her zaman yanımda taşıdığım katana her türlü sana ulaşır ulaşmazsa ölmemişimdir' ve benim elime herhangi bir katana geçmedi"

*Gazete ropörtajı bitti yazarın anlatımı* 

Jongho haklıydı abisi ve sevgilisi ölmemişti aksine onları o denizden kurtaran Shadow'du  Yeosang'ın kovalamaca başlar başlamaz Shadow'a haber vermesi hayatlarını bir nebze kurtarmıştı ancak çok yüksekten denize düşen ve metrelerce suyun altında kalan ikili güçlü bir hafıza kaybı yaşamıştı ve birbirleri dışında kimseyi ya da olayları hatırlamıyorlardı bu da onların tedavi almasını kolaylaştırdı şehirden oldukça uzak kimsenin bulamayacağı bir yerde Sean Kim'in gözetimi altında Luke ve Evan adı altında yaklaşık 4 yıldır tedavi görüyordu ve Sean'ın dediğine göre tedavi oldukça iyi gidiyordu 

"Luke Evan haydi yemeğe inin" burada kimse hastaların gerçek adını kullanmazdı hastalar kötü bir geçmişle gelir iyi bir gelecekle ayrılırdı buradan çoğu hemşire burada çalışmayı sadece maaşı yüksek olduğu için istiyordu öyle olunca hastalara verilmesi gereken duygusal desteği veremiyor ve işlerinden alınıyorlardı ben Lee Yuri ise yaklaşık 10 yıldır burada çalışıyordum burada olan 5 hastadan en sevdiğim gerçek adları San ve Wooyoung olan Luke ve Evan'dı

 Yaşadıkları şiddetli hafıza kaybına rağmen tıpkı eskisi gibi seviyordu birbirlerini delice ve tehlikeli ayrıca ikisinede şizofreni tanısı konulmuştu üstüne Luke'ta ileri düzeyde bipolar bozukluğa rastlanılmıştı "Noona gene sadece 5 tabak koymuşsun Yejun kırılıyor" dedi Evan masaya bakarak "Nereye oturacak söyle ona göre koyayım" 

Evan hatırlamamasına rağmen hala Yejun'u görüyordu hiç sahip olmayan kardeşi sanıyordu onu sanırım Yejun yani zihni öyle tanıtmıştı "Yejun ? Yejun ?" Evan seslenerek etrafa bakınmaya başladı "Yejun nerdesin ses ver" sanırım tekrardan yok olmuştu "Yejun !" üst kata koştu ve birkaç dakika sonra dolu gözlerle geldi 

"Noona" bana baktı "Yejun yok gitmiş" bu çok sık olan bir şeydi aldığı tedavi Yejun'u ortadan yavaş yavaş kaldırıyordu "Belki de eve dönmüştür" dedi Luke Evan'a sarılarak "ama ben onu özlerim" dedi bu sefer bakışlarını Luke'a çevirerek "Ben varım yanında her zamanki gibi hep olcağım tamam mı herkes gitsede ben hep yanında olacağım"


*Bölüm Sonu*

Böylelikle mind is a prison bitti beklediğiniz gibi bir final mi oldu bilemem ama benim içime çok sindiğini söylemek isterim aslında başta bütün bunların bir rüya olmasını planlamıştım ama sonra çok saçma geldi ve böyle değiştirdim.

Kitabı okuyan ve bu yolda bana destek veren bütün okuyuculara teşekkür ederim. Başka Ateez kitaplarında görüşmek üzere eğer aklınıza takılan bir soru varsa buraya yazabilirsiniz bende elimden geldiğince cevaplayacağım

Mind is a prison / Woosan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin