twenty nine

252 34 11
                                    

from aeri (again)

"hoş geldin..." ryu'yu baştan aşağı süzmüştüm, o eski soğuk kız neredeydi?  gözlerim açık kalmıştı. fakat o, hep olduğu gibi utanmadan özgüveniyle bana bakıyordu. kızaran yanaklarımı gizlemek amacıyla elimi ağzıma dayamıştım, kapıdan çekilerek gelmesini işaret edince gülümseyerek eve ilk adımını atmıştı.

"hoşbuldum, aeri." kapıyı kapatarak ona döndüğümde bir kız çocuğu gibi elleriyle oynayıp dudağını ısıyordu, bana mı şirinlik derdindeydi, ama aklımı başımdan alıyordu, cidden...

"otur isterse-" dememe kalmadan, koltuğa oturarak bacağını diğer bacağının üzerine atmıştı. bu utangaç halimi izleyip gülmesine karşı mı konuşmalı, yoksa şu an seksi tavırlarına karşı mı konuşmalı? "ryujin, senden özür dilemem gerekiyor... biliyorum, eğer en başta sana karşı-" ryujin birden elleriyle ellerimi buluşturmuştu, ve bu benim nefesimin kesilmesine neden olmuştu.

"neden öyle yaptığını biliyorum aeri.
buraya gelme nedenim, seni geri kazanmak." diyerek gülümsemiş, tişörtünde açıkta kalan göğüslerini kapatarak bana yaklaşmıştı.

"her ne yaşadıysak yaşadık, ama inan bana hiç seni unutamadım. sen benim ilkimsin, ayrıca kalbimi hızlandıran tek insan sensin aeri." sözlerine devam ederken sertçe yutkunmuştum. ondan bunları duymak beni cennete gitmiş hissine kaptırmıştı. "seni bırakmak istemiyorum, başkasıyla seni görünce sinirlerim tepeme çıkıyor. bedenini süzenlerin gözlerini oyma isteği- pekala, buna girmeyeceğim..."

"...seni seviyorum uchinaga. bu hissimden vazgeçemiyorum, ve vazgeçmek dahi istemiyorum. eğer beni sevmiyorsan, anlarım... ama bana bir şans daha verirse-"

"seni sevmediğimi nereden çıkardın aptal?" diye çıkıştığımda gözleri bebek gibi açılmıştı. "ryujin, ben sana aşığım. bunları söylemen için o kadar uzun zaman bekledimki..." derken gözlerim hafiften dolmuştu. uzun süredir sevdiğim kız, bana bir mesaj atmıştı ve ardından buraya gelmiştik. kimse bilemezdi böyle olacağını.

"beni bırakmandan çok korktum, beni affettin. değil mi? söz veriyorum, seni asla üzmeyeceğim. üzersem beni si-"

"yavaş!" diyerek gözyaşlarımın yerini
kahkaha almıştı. ryujin de gülerken aeri'nin dudaklarına eğilerek minik bir öpücük vererek hemen geri çekildi.

aeri olayın şokunu atlatamamış halde ona bakarken ryujin sırıtıp bir kez daha eğildi, bir kez daha öptü ve çekildi. "beni çıldırtmak hoşuna mı gidiyor?!" inatla bağırmamla ryujin gülerek ellerini ellerimden çekerek enseme yerleştirmişti. "seni delirtmeyi seviyorum, güzelim."

ben daha tek söz edemezken, dudağımı kaplayan o heyecan hissiyle nefessiz kalıncaya kadar dudaklarıma kapanmıştı. uzun zaman sonra, ikimiz de mutluyduk... evimizde gibi.

love is the way | ryuselleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin