thirty (f)

305 32 23
                                    

2 sene sonra, paris.

ryujin ve aeri, bu iki kızın arasında geçen onca karışık durumdan sonra ilişkilerine bir isim vermiştiler ve bu yola el ele çıkmıştılar. okulu bitirmiş, üniversitede aynı yeri kazanabilmek adına çok çalışmışlardı. en sonunda iki kız da york üniversitesini kazanarak paris'e yerleşmişlerdi.

ryujin, önce staj yaptığı yakın arkadaşı jisu'nun şirketinde bir iş kadını olmuştu. aeri, o ise paris'e yerleştiklerinde sahiplendikleri küçük kedileri luna ve köpekleri buddy gibi hayvanlara yardım etmek için veteriner olmayı seçmişti.

şu ana gelecek olursak, aynı evde düzenli olarak gelecekleri için çalışıyorlardı. ryujin, ara sıra en yakın arkadaşı beomgyu ile buluşuyordu. aeri ise yeonjun ve soobin'in evlerini ziyaret edip onların oğluna, jungwon'a bakıyordu. ryujin ile yaşamaya başladıklarından beni soobin ve yeonjun'un ilişkisi ciddileşmişti. olanlar jet hızıyla gerçekleşmişti, aeri'nin bile bebekten üç ay sonra haberi olmuştu.

bugün, 31 marttı. ryujin için hayatının en heyecanlı günüydü, çünkü sabah buddy'i yürüyüşe çıkarırken aklındaki plana uyabilmek için bir dükkana girmiş, aeri ve kendisi için alyans almıştı.

onunla sonsuza dek olmak istediğini fark ettiğinde 17 yaşındaydı. onunla geçirdiği her saat, her dakikada gülüyor ve yaşadığını hissediyordu. kimse onun için bu kadar değerli olmamıştı, kimse.

buddy ile bir kafede oturmuş, güneş onlara vururken bir kahve söyleyip bu fikrini uzunca düşünmüştü, 'ya aeri istemiyorsa?' düşüncesi onun içini yemişti.

fakat eve dönmeye karar verdiği zaman, elleri titreyerek kapıyı açmış ve kanepede uyuklayan kız arkadaşını görmüştü. derin bir nefes alarak yanına ilerledi...

"uyansan mı artık güzellik?" diye ensesine nefesini üflediğinde aeri'nin yanakları içe göçmüştü. "hmhm.." diye mırıldanarak kafasını kaldırarak gözlerini ovuşturmuştu. "kaç saattir uyuyorum?"

ryujin saati kontrol ettiğinde güldü, "geceyi de sayarsak toplam 12 saattir uyuyorsun tatlım." aeri şaşırmış gibi yapsa da çok utanmıştı. ellerini yanağına koyarak gülmemek için çabaladı. ryujin'in arka cebinde bir şeyler ile uğraşmasını fark edince ister istemez bakışlarını o yöne çevirdi; ama ryu'nun ani saklama hareketi onu korkutmuştu.

"arkanda ne var ya? göstersene..." diye ayağa kalkınca ryujin, panikleyerek üç adım geri atmıştı. bu hali aeri'yi güldürmüştü. "ya bakmasana! sürpriz."

aeri kaşlarını havaya kaldırarak gülümsedi. "ama merak ettim, hemen söyle, yoksa gıdıklarım." ryujin salonlarına doğru kaçmaya başlayınca aeri'de peşinden koştu. "yakalarsam sürprizi görürüm bak!"

yaklaşık yedi dakika, tüm evin içinde dört veya beş tur atmıştılar. nefes nefese kalmış halde ryujin kendini koltuğa fırlatınca aeri de elleriyle onun karnındaki tişörtü çekti ve gıdıklamaya başaldı. "aaaish, tamam pes! dur!" ryujin gülmekten gözlerinden yaş gelecek derecedeyken aeri kıkırdayıp üzerinden kalktı.

"söyle bakalım, ne bu sürpriz?"

ryujin arkasında sakladığı kırmızı kadife, kalp şeklindeki kutuyu sıkıca avcunun içine yerleştirdi ve ellerini önüne getirdi. dudağını ısırarak endişeyle ona baktığında ise o güven verici bakışlarla yeniden karşılaşmıştı.

"bunu çok uzun zamandır düşünüyordum," diye başladı sözüne. ciddi bir şeylerin olduğunu düşünerek aeri telaşa kapılmıştı, "benden sıkıldın mı?" diye sordu korkmuş bir halde. ryujin şaşkınca kafasını kaldırarak iki yana salladı, "hayır! hayır, asla..." ve devam etti.

"aeri, hayatımın en garip döneminde beni tanıdın ve adeta hayatımı düzene soktun. neredeyse beraber büyüdük ve, seni bırakmak istemiyorum." aeri şaşkınca dudağını büzdü, "birbirimizi bırakmayacağız zaten ryu, iyi misin?"

ryujin kafasını kaldırarak ona doğru bir adım attı. "benimle evlenir misin?"

aeri duyduğu cümleyle gözleri koskocaman açılmıştı, ryujin ise bu tepki karşısında saf ve üzgün duruyordu. "zaman ver dersen, anları-"

"evet."

ryujin, kulaklarına gelen kendinden emin ses ile başını gülerek kaldırdı. elini ağzına götürerek çığlık attı ve avucunda gizlediği kutuyu çıkartarak ona gösterdi, "tanrım, bize yüzük mü aldın? seni seviyorum ryujin..." uzun kollarını ryu'nun beline dolayarak onu kendine çekti. "ben de, ben de seni seviyorum shin aeri."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

—son

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

—son.

merhaba, önce nasıl başlayacağımı ve neredeyse tüm hayallerimi aktardığım bu kitabı nasıl bitireceğim bilmiyorum ama sanırım vakti geldi. okuyup oy veren, kitabımı kütüphanesinde saklayan herkese minnettarım<3
bu ficin devamı olarak da;
"six feet under - winyuna" ficime göz atabilirsiniz. yerino, sizi kucaklıyor♡

love is the way | ryuselleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin