-Bölüm 1-

397 41 9
                                    

2013 İstanbul

Kendimi güvende hissediyordum.Sadece onun yanında.Bakışı gülüşü beni bir kez daha içine çekiyor ve güven veriyordu.

Huzur.Huzur için onun kolları yetiyordu bana.Mutluluk.Kokusunu ciğerime kadar çektiğim boynu mutluluktu benim için.

Gözlerimi kapatıp açarak karşımda gözlerini üzerime dikmiş olan Poyraz'a baktım.Barda ki yüksek sesten dolayı başım ağırmaya başladı.Poyraz beni kendine doğru çektiğinde başımı göğsünün üzerine yasladım.Saat geç olmuştu.

Poyraz "Hadi bebeğim sen iyi gözükmüyorsun." diye beni göğsünden kaldırdı.

Oturduğumuz koltuktan kalkıp elini belime koyarak çıkışa doğru yürüdük.Kendimi gerçekten iyi hissetmiyordum.Zemin ayaklarımın altında kayıyor gibiydi.

Tanımadığım bir sokağın başına geldiğimizde yerimde durdum.Dar bir sokak ve ürkütücü bir karanlığı kapsıyordu.İleriden gelen sarhoş kişilerin kahkaha sesleri Poyraz'ın kolunu tutarak gerilememe sebep oldu.

Poyraz merakla gözlerini gözlerime dikerek "Ne oldu?" diye sordu.
İçimi aniden kötü bir his kapladı. Sokağın karanlığı ve sarhoş insanların kahkaha sesleri beni korkutuyordu.

"Başka bir yerden gidelim." dedim.Yeniden kahkaha sesleri yükselirken Poyraz'a biraz daha sokuldum.

"Ben yanındayım." diyerek kolunun altına aldı beni.

Karanlık sokakta attığımız her karanlık adımlarda ileride duran sarhoşlara biraz daha yaklaşıyorduk. Yaklaştıkça da içimdeki o kötü his daha da artıyordu. Yükselen ıslık sesleriyle Poyraz'ın tişörtünü avucumun içine alarak sıktım. Bir adım daha atacakken önümüzü kesen sarhoş adamlardan biri benim kolumdan tutarak çekelemeye başladı. Korkumunda ikiye katlanmasıyla bir çığlık koptu dudaklarımdan.

Poyraz "Ne oluyor lan!" diyerek adamın suratına sert bir yumruk geçirdi. Elimden tutup kendine çekerek kurtardı beni.

Sarhoşluğun ve yumruğun etkisiyle sendeleyerek yere düşen adam gözlerini irileştirerek "Şerefsiz!" dedi.

Gözlerimden akan yaş korktuğum içindi.Birileri duysun diye attığım çığlıklar yetersizdi.Arkadaki adam bira şişesiyle Poyraz'ın kafasına vurmasıyla sendelenerek gerilemesine neden oldu.Ayaklarım bedenimden kopmuş gibiydi.Bira şişesinden parçalanan cam kırıkları sanki kalbime saplanmıştı.

Yerden kalkan adam cebinden bıçak çıkardığını farkedince "Poyraz!Bı-bı-çak" diye bağırdım. Poyraz kafasını kaldırınca adam elindeki bıçağı iki kere karnına batırdı. O an sanki zaman durmuştu. Poyraz elini karnına koyarak yere yığıldı. Bende yere düşerek bağırmaya başladım.Onu bu halde görünce işte tam bu zaman canımdan bir parça koptu.Sarhoş adamlar kaçarak karanlık sokağın siyahlığıyla gözden kayboldular.

Titrek ellerimle çantamdan telefonu çıkardığım gibi ambulansı aradım ve adresi verdim.Ne yapacağımı bilemeyerek koşarak Poyraz'ın yanına gittim ve başını dizlerime koydum.

Hıçkırıklarımı bastırarak "Sevgilim bırakma beni, seni çok-" derken sözümü kesip kanlı elini yanağıma koydu.Gözünün kenarından süzülen yaşı gördüğümde parmaklarımla sildim. Sevdiğim adam kollarımda kanlar içinde yatıyordu. Daha geçen hafta papatya bahçesinde dizlerime kafasını koyup hayaller kuran adam şimdi sokak ortasında, kollarımda kanlar içinde. Ya ona bir şey olursa? Ben yaşayamazdım.

Zorlukla ağzını açarak "Bade..." dediğinde ambulansın siren sesi lafını böldü.O güzel sesini bile böyle boğuk duymam beni öldürüyordu.

Ambulansa bindirildiğinde ardı arkası kesilmeyen hıçkırıklarımı bastıramıyordum artık.Kulaklarımda sadece onun sesi vardı.Gözlerimin içine bakarken gözünden akan yaşın görüntüsü vardı aklımda.Ona bir şey olacak korkusu vardı içimde.Hiçbir şey yapamamam beni öldürüyordu.

Hastaneye geldiğimizde etrafta dolaşan doktorlar sedyede kanlar içinde yatan Poyraz'a doğru koşmaya başladılar.Yoğun bakıma girdiğinde yere yığılarak ağlamaya başladım.Ne yapacaktım ben şimdi?Hıçkırıklarım hastane koridorlarında yankılanıyordu.Yanıma gelen bir kaç hemşire beni sakinleştirmeye çalışıyor fakat başarılı olamıyorlardı.Poyraz'ın annesi ve babasına ne diyecektim?hemşirelerden birine annesinin telefon numarasını verdim.Bunu ben yapamazdım.Dayanamazdım.

Koridorda soğuk zemine oturmuş yanaklarımdan süzülen her yaşın ıslattığı yere bakıp daha çok ağlıyordum.Şu an ihtiyacım olacak tek şey onun sıcak göğsü ve boynuydu.Bir süre sonra yankılanan ayak sesleriyle başımı kaldırdım.Şimdi ne yapacaktım?

Poyraz'ın babası Ekrem amca hızlı adımlarla yanıma gelip"Senin yüzünden." dedi.Ayağa kalkıp geri adımlar attıkça Ekrem amca üzerime doğru yürümeye başladı.

"Bıktık senden, çık artık oğlumun hayatından!"

Söylediği sözler parçalanmış kalbimi eziyordu.Benim yüzümden olmuştu.Gözleri kızarmış olan Poyraz'ın annesi Ayla teyze hıçkırarak Ekrem amcaya sarıldı.

Koridordan koşturarak yoğun bakıma giren doktorlar beni telaşlandırmıştı.

Ayla teyze hıçkırarak "Ne oluyor Ekrem?" dedi.

Duvara yaslanarak zorlukla ayakta duruyordum.O doktorlar gibi bende içeriye girmek istiyordum.

Ekrem amca bana doğru bağırarak "Poyraz'a bir şey olursa seni öldürürüm.Anladın mı!Öldürürüm!" dedi.Ağzımı açıp ' o bıçak ona saplandığı an ben zaten ölmüştüm.' diyemedim.

Bir süre sonra içeriden çıkan doktor yanımıza gelince vücudumda hiç bitmeyen titreme daha da arttı.

"Hastanın yakınları siz misiniz?"

Ekrem amca titrek bir sesle "Evet." dedi.Doktor derin bir nefes aldı.

"Hastanın kalbi durmuştu fakat yeniden hayata döndürdük."

'Kalbi durmuştu.' kelimeler beynimde yankılanıyordu.Yanaklarımda kuruyan yaşların yerini yeniden ıslaklık almıştı.Doktor tekrar konuşmaya başladı.

"Fakat uzun süreli bir hafıza kaybı yaşayacak."

Söylediğiyle sanki başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.Hayatta kalması kalbimi ne kadar rahatlatsada hafıza kaybı yaşaması o kötü hisleri geri getirmişti.Uyandığında sevgilim beni tanımayacaktı.Geçirdiğimiz o güzel anılardan hiçbirini hatırlamayacaktı.

Doktorun yanımızdan ayrılmasıyla hıçkırarak ağlamaya başladım.Kalbimdeki ağrı hiç geçmeyecek gibiydi.

Ekrem amca yüzüme bakarak "Çık git artık.Oğluma zarar veriyorsun.Şu an senin yüzünden burada." dedi.

Zarar vermek mi?Ona dokunmaya bile kıyamazken nasıl ona zarar verdiğimi düşürler?

Ayla teyze kızarmış gözlerini kısarak bana baktı.İstemeden zarar vermiştim belkide.Yanında olmasaydım hala barda oturacaktı ve ona sataşmayacaklardı.Kendimi suçlamam ne kadar doğru bilmiyorum ama ailesinin beni suçlaması her seferinde beni mahfediyor acıların yoğun olduğu tarafa çekiyor.Ekrem amca tekrar ağzını açtı.

"Geçen de senin yüzünden kavgaya girmişti.Yeter artık zarar verdiğin." Biraz daha yaklaştı.Fısıldayarak "Eğer oğlumu seviyorsan daha fazla zarar verme.Bunu da onun hayatından çıkarak yapabilirsin." dedi.Geri adımlar atarak tekrar Ayla teyzeye sarıldı.

Kalbim ağırıyordu.Parçalanmıştım.

Bunu nasıl yapabilirim?Onsuz nasıl yaşayabilirim?Ölümden bir farkı yoktu.Karanlık sokakta attığım her adımın pişmanlığını yaşıyordum şimdi.

Kararımı vermiştim.Zor da olsa hayatından çıkacaktım işte.Ama o benim kalbimden çıkmayacaktı.Hiç kimse alamayacaktı yerini.O beni hatırlamayacaktı ama o benim beynimde canlanacaktı hep.

Gülüşü, gözleri, kokusu, her şeyi,... Unutamayacaktım.

Aşkın HafızasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin