5. Bölüm
NEFRET VE ACI ATEŞİ HARLAR
LA Dİ DİE
Uyandığımda güneş daha doğmamıştı. Tekrardan uyumayı denediysem de olmamıştı, içimdeki huzursuzluk yüzünden ancak bu kadar uyuyabilmiştim. Bu gün durgundum, canım ne yataktan kalkmak ne de derslere girmek istiyordu. Kimsenin yüzüne bakmak samimiyet kurmak ya da konuşmak istemiyordum. Tek istediğim yatakta kalmak ve sadece uyumaktı. Mental olarak tam anlamıyla çökmüştüm ama en azından derslere girmek zorundaydım.
Gözlerimi odada gezdirdiğimde dikkatimi takvim çekti. 11 eylüldü bugün. Doğum günüme tam bir hafta vardı. İç çektim, benden başka kimse bilmeyecekti. Garip değildi çünkü bundan öncekileri de kimse bilmiyordu. Ben bile unutuyordum dünyadayken. Benim için önemli olan şeyleri ajandama yazıyordum ve hergün yatmadan önce okuyordum.
Gözlerimin ucuna gelen göz yaşlarını geri gönderdim, bu ruhsuzluğun üzerine bir de ağlayarak kendimi daha fazla yıpratmak istemiyordum. Tümden kaybolamazdım, kendi elimden bir tek ben tutabilirdim. Çünkü benim hiç dostum yoktu.
Kelimeleri ağırlığı kalbime yük oldu, taşıyamam zannettim bir an gözümden yuvarlanır akar gider zannettim tüm acılarım ama onlar bile kopmak bilmiyordu benden.
Yataktan kalkıp her gün yaptığım şeyleri yaptım. Üzerimi giydim saçlarımı düzenledim ve odadan çıktım. Kahvaltı saatini bilerek kaçırmıştım.
Kütüphaneye girdiğimde Bilge dersi anlatmaya başlamıştı bile. Bana bakanları umursamamaya çalışarak yerime geçtim. Her zaman aynı yere otururduk ama bu sefer bazı kişiler yerlerini değiştirmişti. Ateş ve Zamir'in arasına oturuyordum. Ne kadar belli etmek istemesem de gerilmiştim.
"Dünya hakkında öğrenmek istediğiniz bir şey var mı?" diye sordu Bilge. Magia'da olduğum süreç boyunca dünyadan ilk bahsedişleriydi. "İtaatsizleri merak ediyorum, mesela ilk itaatsiz kimdi, neden böyle bir şey yaptı?" diye sordu sarı saçlı kız. Kızın adını hala bilmiyordum. "Güzel soru Hale. Başka merak edilen bir şey var mı?" güzel artık biliyordum adını.
Bir sürü soru soruldu: Neden itaatsiz diyoruz, neden nefret ediyoruz, ilk giden kişi, ilk günahkar...
"İlk itaatsiz yaratılan ilk kadın Lilith'ti." dedi bilge.
"Yaratılan ilk kadın Havva değil mi?" diye sordum. Şaşkındım çünkü öyle öğrenmiştim. Bilge gülümsedi. "Bunu tam olarak bilemeyiz. Binlerce yıl önceden yaşanmış olayların günümüze tamamen doğru aktarılmış olduğunu söyleyemeyiz. Varsayımlar üzerinden gideceğiz. Tevratta yaratılan ilk kadının Lilith olduğu söylenir. Fakat Tevrat zamanla değiştirilmiş bir kitaptır." dedi. Bir bakıma haklıydı eğer bir şey öğreneceksek birçok olayı ve fikri göz önünde bulundurarak öğrenmeliydik.
"Tanrı ilk insan olan Adem'i yarattığında ona eş olacak, yoldaş olacak bir kadın yaratmıştı. İlk eşi Lilith'i. Dalgalı gür saçlı, kehribar rengi gözlere sahip, bakanı büyüleyen inanılmaz güzellikte bir kadındı Lilith. Adem ile aynı yaratılışa sahipti. Tanrı ademi topraktan yarattığı gibi Lilith'i de topraktan yaratmıştı. Birlikte cennette yaşıyorlardı.
"Fakat evlilikleri, birliktelikleri mutlu bir şekilde gitmiyordu. Adem ilişkilerinde erkeğin baskın olmasının daha doğru olduğunu savunuyor ve öyle davranıyordu. Lilith ise ikisinin de eşit şekilde ve aynı şartlarda yaratıldıklarını bu yüzden de her alanda eşit olmaları gerektiğini ve Adem'in de öyle davranması gerektiğini savunuyordu.
"Bu eşitsizlikten çok bunalan Lilith bir gün cennette söylenmesi yasak olan ve sonucu cennetten kovulmak olan Tanrının adını haykırır. İlk itaatsizlik böyle olmuştur. Bunun üzerine Tanrı onu cennetinden kovdu ve dünyaya yeryüzüne indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANZEHİR
FantasyTanrı bazılarımızı bağrına basar bazılarımızı ise hiçliğe öylece bırakırdı. Tanrı beni unutmuştu, ona uzanmaya çalıştığımda beni iter, uzaklaşmaya çalıştığımda ise kendine çeker ve bir anda bırakırdı. Ben Zehir. Hiçlikte sürükleniyorum. Kollarımı c...