16

2.3K 192 77
                                    

mutfakta geçen sıcak dakikaların ardından nihayet yemekler hazır olmuştu. sıcak yemeği küçük saklama kaplarına koydular ve sepetlerini hazırlamaya koyuldular. soobin yine kai'a yaklaşmaya çalışsa da küçük olan kararlılıkla onu kendinden uzaklaştırmıştı. neredeyse güneş batmak üzereydi ancak onlar yeni çıkıyordu.

sooobin'in arabası sayesinde zorlanmadan sahile geldiler. havalar henüz o kadar da sıcak olmadığı için çok insan yoktu ve etraf temizdi.

"buraya gelmemiz iyi oldu." kıvırcık saçlarını eliyle dağıtırken mırıldandı. sepeti almak istese de sevgilisi ona küçük hasırı vermişti. ufak bir rüzgar esintisi hissediliyordu, çıkmadan önce büyük hırkayı aldırdığı için soobin'e teşekkür etti.

"güneş biraz daha batsın, sen o zaman gör etrafı." elinde ağzına kadar dolu sepetle gözüne kestirdiği yere yürürken arada küçük olanın onu takip ettiğinden emin olmak için arkasını dönüyordu.

en sonunda oturacakları yere gelince hasırı yere serdiler. birkaç dakika içinde yemeklerini de hazırladıklarında onlardan mutlusu yoktu. 

"sana ben yedireceğim." kai dizleri üzerinde dikleşip yarı emekleyerek soobin'in yanına geldi ve poposuyla onu ittirip yanına oturdu.

"yedir bakalım." sırıtarak konuştuğu için büyüğün bir ima yaptığını düşündü, ancak devam etmediği için umursamamaya karar vererek çubukları kaseye götürdü. uzun erişteleri topladı ve diğer elini çubuğun altında tutarak soobin'e uzattı.

soobin kendini bebek gibi hissediyordu, bu kadar ilgiye maruz kalmak kötü şey değildi doğrusu. ama kai abartıp artarda dört kere ona yemek uzattığında kaşlarını çatarak mızmızlandı. bu hali çok şirindi, sabahki haline göre özellikle.

yarım saat boyunca yemek yiyip sohbet ettiler. küçük olan artık uzun olanı iyice tanımaya başladığını fark etti. eskiden neyi sevdiğini bilmediği için üzülürdü, ama artık en sevdiği yemeği, rengi, diziyi ve daha birçok şeyi biliyordu. bunun farkındalığıyla istemsizce gülümsedi.

"beni mi düşünüyorsun? bilirsin sadece düşünmene gerek yok, ben buradayım."

soobin kirli kapları sepete doldururken gülerek sormuştu. sevgilisine sataşınca onun da ukala tavırlarla cevap vermesini seviyordu. ama bu sefer düşündüğü gibi olmadı.

"hm, demek buradasın." kai masum bir gülümsemeyle soobin'in elini tutarak onun yere oturmasını sağladı. hava iyiden iyiye kararmıştı ve çevrede hiç insan sesi yoktu. yani güzel değerlendirilebilecek bir andı.

büyük oğlan merakla kıvırcık saçlıya bakarken kıvırcık saçlı sakince ona yaklaştı ve dudaklarını birleştirdi. mutfakta yaşadıkları sert öpüşmenin aksine bu sefer sakince ilerliyorlardı. büyüğün elleri usulca şirin yanakları bulmuştu. gerek üşüdüğü için, gerek de heyecanlandığı için pespembe olmuşlardı. baş parmağıyla naifçe okşadı sıcak yanakları, bu sırada bir yandan da şekerli dudakları öpüyordu.

nefesleri kesilene kadar sakince ve tadını çıkartarak öptüler birbirlerini. ancak bu onlara yetmiyordu, üstelik ikisi de istekli görünüyordu.

soobin yanında nefes nefese oturan çocuğun dudaklarına bir kez daha yaklaştı, fakat bu sefer ellerini omzuna yerleştirip yere uzanmasını sağladı. vakit kaybetmedi, dudaklarını ayırmadan bacaklarını zayıf bedenin iki yanına yerleştirdi.

sırtının altındaki ufak taşlar varlığını belli etse de kai umursamadı ve kollarını sevgilisinin boynuna dolayarak onu mümkünmüş gibi daha da kendine çekti.

ayak bileğinde rüzgarı hissediyordu, ani hareketlerinden dolayı eşofmanı bileğinin üzerinden epey bir sıyrılmıştı.

kısık sesli inlemeler ikiliyi esir aldı. kai'ın ince sesleri arttıkça soobin onun dudaklarını daha sert emiyordu. dakikalar geçtikçe iş sadece öpüşmeyle sınırlı kalmamaya başladı, kai bedeninde gezinen soğuk elleri hissediyordu. kendisi de boş durmuyordu elbette, tişörtün altından büyüğünün belini yavaşça okşuyordu.

soobin'in boğuk inleme sesini duyunca daha da ilerlerse duramayacaklarını anladılar. istemese de şeker dudaklardan ayrıldı büyük olan. sıcak nefesleri altındaki çocuğun boynunu ısıtırken onun nefeslerini kulağı ve çenesi arasındaki boşlukta hissediyordu. saniyeler boyunca nefesini düzenledi, sonra da alnını altında uzanan çocuğun alnına yasladı. 

ikisinin de dudaklarında asılı kalmış minik bir tebessüm vardı.

20. bölümde final yapacağım, tadında bırakalım

send nude, sookai ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin